Gençlerin kariyer planlamada anlam arayışı

İşte Şimşek'in açıklaması:

Ülkemizde genç nüfusun analizi olarak, sınavlara katılan gençlerin bir önceki seneye nüfus sayılarındaki artış ve yığılmalar, lise ve dengi okullar olmak üzere üniversiteden mezun olanlar dahil bir çoğunda, sosyal kültürel ve ekonomik olarak  “Büyük bir gelecek kaygısı” hissetmelerini sağlamıştır.

Söyledikleri ve açıkladıkları gelecek hedeflerinin çoğunda yurt dışına çıkmak ve orada yaşamak olgusu yer almaktadır. Oysa ki istenilen durum asla Beyin Göçü olmamalıdır. Kariyer uzmanı olarak bu konulardaki tavsiyelerimiz, yurt dışında yabancı dil konuşma, anlama ve yazma gibi temel yetenekleri geliştirerek ayrıca ihtisaslaşma temeli doğrultusunda, tecrübe ve bilgi birikimlerini arttırarak küresel vatandaşlıkta rekabet seviyelerini en üst noktaya taşımaları olacaktır.

Z kuşağı olarak tabir edilen ve çoğu 2000 doğumlu sonrası olan gençlerin, iş hayatına ekonomik durgunluğun yaşandığı ve bir yandan da covid salgınının iş yerlerini sarstığı oldukça belirsiz ve karışık zamanda işe dahil oldu. Bunun etkisiyle iş hayatlarında mutsuz bir kariyer süreçleriyle karşı karşıya kaldılar. Araştırmalara göre z kuşağının iş hayatındaki en önemli özellikleri, duygusal olarak işe bağlanmama, zihinsel yorgunluk ve iş değiştirmekten çekinmemeleri gösterilmiştir.   

Dolayısıyla bu dönem içerisinde istihdamla ilgili teknolojik yoğunluğu yüksek, maddi getirisi yönünde kısa sürede sonuç alınabilen tutku ve kendi yaşam tarzlarını sektörel boyuta aktarabilecekleri iş süreçlerini tercih etme eğiliminde olmaktadırlar. Bu  dönemde sanayinin üretim kısmında görev yapacak, teknik donanımlı mesleki eğitimini ve pratiğini tamamlayan bir insan kaynağını edinmek oldukça zorlaşmıştır.

Geleneksel olarak süre gelen iş süreçleri dışında, z kuşağı iş arkadaşları ve yöneticileriyle yakın ilişkiler kurmaya daha az meyilliyken stres ve “ Burnout “ olarak tabir edilen tükenmişlik sendromunu yaşama eğilimleri daha fazla artış göstermiştir. Bununla birlikte çalışanların %40’ı düşük enerjileri nedeniyle mevcut potansiyellerini açığa vuramayıp, kendilerini mutsuz hissettiklerinden çok rahat iş yerinden istifa kararı alabilmektedirler.

Sonuç olarak z kuşağının iş yerinden beklentileri yüksektir. Kendilerine somut olarak sunulan bir kariyer şeması eşliğinde iş hayatında statü elde etmeye özen göstermektedirler. Otoriter bir yönetim anlayışı yerine destekleyici, ilham veren eşitlik ve çeşitliliğe önem veren yöneticileri tercih etmektedirler.

Bu gerçekler ışığında rehberlik ve kariyer uzmanlığının yönlendirme ve geliştirme konusunda genetiği değişmiştir. Gençleri çok tutkulu ve çağın gereklerini içselleştirebilecekleri, mutluluk ve motivasyon seviyesinin en üst düzeyde olduğu donanım seviyesine getirmek gerekmektedir. Gençlerin inandığı, başarıyı birlikte gerçekleştirdiği, psikolojik, sosyal ve kültürel anlamda onları anlayan yönlendiren yaşam liderlerine ihtiyaçları bulunmaktadır.