30 haftadır 6 bilen çıkmadı

Acayip şanslı biri olduğum sır değil. 'Casino'ların yasaklanmadığı dönemde Uludağ'dan Bursa'ya küçük çaplı balya indirmişliğim var. Bulgaristan'ın Varna ve Sofya kentleri ile Kuzey Makedonya'dan da.

Ülkeye 'dış alem geliri' sağladığım için, 'ödemeler dengesi bilançosu'na katkı yaptığım için, 'cari açığı' kendi çapımda tıkadığım için övünmüyorum!

Şans oyunlarıyla aram hep iyi oldu zaten. Misal geçen hafta 11 maçın 8'ini doğru tahmin ettim. (Elektrik, doğalgaz, suvs faturalarda sıkışan arkadaşlarabilabedel 5 maç verebilirim!)

Fi tarihinde rahmetli annem ameliyat olacak, ailenin maddi gücü belli, gittim 'Sayısal Loto' aldım, 5 tuttu. Üst sıradaki '4' rakamı bir alta düşse 6 tutacaktı.

Kazandığımız ikramiye, hastanenin ameliyat için bizden istediği parayla aynıydı!

Ama o zamanlar 49 rakamdan sadece 6'sını bilmek yetiyordu.

Haksız rekabet oluyor(!) diye epeydir ilgilenmiyordum, bu sıralar Sayısal Loto özel sektöre devredilmiş ve şirketsayıyı 90'a çıkarmış. Yani artık sayısal tutturmak, Fenerbahçe'nin Avrupa'da başarı sağlaması gibi, döviz kurunun istikrara kavuşması gibineredeyse imkansız hale gelmiş.

Ve zaten tam 30 çekiliş peşpeşe 6 bilen çıkmamış.

CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz üşenmemiş hesaplamış.

Diyor ki, 9 rakamdan 6'sını tutturmak 622 milyonda bir! (Bu olasılık bizi de aşar!) 82 milyon vatandaş bu işi onur sorunu haline getirip yatıp kalkıp sayısal oynasak bile aylarca avucumuzu yalayabiliriz.

Öte yandan, kimse kimseye silah zoruyla sayısal oynatmadığına göre, bize göre hava hoş deyip geçebilirdik belki ama..

Vekil Bey'in şu iddiası yenilir yutulur gibi değil:

'Devreden paranın tümü bir sonraki çekilişe aktarılmıyor!'

PARALAR NEREYE GİDİYOR?

Şimdi 2 günde bir çekiliş var. Son çekilişi inceledim, ne 6 bilen var yine, ne de 5+1 bilen. 5 bilen 4 kişi, 4 bilen 350 kişi. Artık 2 bilenlere bile para (son hafta 11 TL) veriliyor. 2bilenlere baktım, 199 bin kişi. Demek ki hala oynanıyor bol miktarda!

Devletin oynattığı dönemlerde bu tip şans oyunları aslında vatandaşın (sevdiği saydığı) devletine bir tür bağış gibiydi. Verginin en gönüllü olanıydı. Bir tür 'dolaylı' vergiydi!

Şimdi bir şirkete devredildiğine, şirket de 'yine bilen yok' diye 'devredildi' açıklaması yaptığına göre, Vekil Bey'in sorusu çok can alıcı bana kalırsa da.

Nereye devrediliyor onca para!

VAKADA İSKONTO KALDIRILIYOR

15 Ekim'den sonra vakayı görünce semptomuna bakmayacakmışız.

Sağlık Bakanı açıklamış. Ateşi olmayan, öksürmeyen pozitifi de sayacakmışız artık. Şimdiye kadar saymadık da, boyumuz uzadı sanki. Vaka sayısı az diye kimse bize madalya takmadı. Tersine baktılar bizim sayılara, 'güvensiz ülke' ilan ettiler. Vakayı azaltırken ölüm oranını artırdığımızı da düşünemedik.

Ülke var 7 bin vakadan sadece 65'i ölüyor. Bizde de ölü sayısı 65 ama, vaka az! Sadece 1500! Ee ne oldu şimdi, vakayı kısayım derken ölüm oranını artırdın kendiliğinden.

Gerçekte öyle bir büyük başarısızlık yok tabii. Bizim fedakar doktorlar hepsinden iyi. Sonuç,vaka sayısı kısıldığı için böyle.

Neyse öyle veya böyle 15 Ekim'den sonra vaka sayısında iskonto yapmaktan cayacakmışız. Tipik ve karakteristik bir ağayla maraba durumu daha.

Arada kaybedilen güven oldu. Hem sağlık bakanına, hem ülkeye!

GÜNAHKARLARIN OYU

İspanya'da eskiden rahip olan belediye başkanı 'Bana oy vermeyenin günahlarını herkese açıklarım' demiş.

Rahip, 2002'den beri belediye başkanıymış.

Adamın nerede belediye başkanı olduğunu bilmiyorum ama şunu net biliyorum.

Bu yerleşim biriminde günahkar olduğunu düşünenler, günahsız olduğunu düşünenlerden fazla olmalı.

Allahtan bizde tanrı ile kul arasında aracılık işlemleri yapan bir ruhban sınıf yok.

Allahtan bizde günah çıkarma ameliyesi de yok.

Yoksa ne olurdu?

Bütün imamlar belediye başkanı olurdu.

NOT: Mr. Jesus'un bir recm durumunda 'İlk taşı en günahsız olanınız atsın'şeklinde bir ayarı var ya ahaliye. 'İlk oyu en günahsız olanınız atsın' gibi bir kampanya sökmez galiba siyasette.

Günahkarların oyunu talip olmak çok aklıllıca.

Bu rahip siyaset tarihine geçmeli.