45 TL'cikten 650 TL'ye

Biz öğrenciyken Kredi Yurtlar Kurumu'ndan aldığımız krediyle ancak güzel bir yemek yiyebilirdik. Hiçbir derdimize merhem olacak düzeyde değildi aldığımız para. Mezun olduktan 4 yıl sonra ve işe başlayınca geri ödeyeceğiz diye alıyorduk o krediyi.

Sonra arta arta 45 liraya gelmiş. 45 lira olduğu sırada küçük altın 29 liraymış.

Öğrenci bursuyla 1,5 küçük altın, küçük çaplı bir refah demek.

Öğrenci kredisinin (bursunun) 45 lira olduğu zamanla, Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakan olarak göreve başladığı dönem aynı.

Tayyip Bey kendisi söyledi:

'Göreve başladığım sırada öğrenci bursu 45 liracıktı' dedi.

Şimdi ne kadar?

650 lira!..

Cumhurbaşkanı'nın bu parayı, yani 650 lirayı beğenmeyenlere 'gözünüze dizinize dursun' diye beddua ettiği kulağınıza gelmiştir.

Küçük altın bu aralar kaç para acaba?

Ya da şöyle sorayım:

650 lirayla kaç küçük altın alınabiliyor!

Bu soruların yanıtları, öğrenci milletinin tırnak içinde 'nankör' olması gerçeğini değiştirmez.

Yazının başına bakın!

Ben de öğrenciyken nankördüm.

Biz öğrenciyken koca Bursa'da bir tane bile erkek öğrenci yurdu yoktu, devlete ait. (Yurt olayıyla tek alakamız, Çekirge'deki kız yurduna kız arkadaşları bırakma ameliyesiydi. El ele tutuşarak tabii.)

Devlet, her türlü sefilliğin yaşandığı öğrenci evleri marifetiyle, geleceğin nesillerini istikbale hazırlıyordu ama, ne fayda!

Öğrenci milletinde bunu idrak edecek izan nerde!

Nankördük vesselam.

Gözümüze dizimize hakikaten dursun!

Yazıyı bu güzel mesajla bağlamaya niyetliydim ve fakat, Liberal ve de Demokrat Parti'nin eski genel başkanı Cem Toker moralimi bozdu.

Ona ne oluyorsa, '45 liracıktan 650 liraya' muhabbetine müdahil olmuş.

Attığı 'twit'e dikiz:

'Erdoğan sen de göreve geldiğinde 5 bin lira alıyordun, şimdi 88 bin lira alıyorsun.'

Aklı sıra diyor ki, senin maaşın da maşallahı var.

O neyse de, Cumhurbaşkanı'na sen diye hitap etmesi yakışık almamış?

AŞI KARŞITI

Aşağıda okuyacağınız diyaloğu yazıp yazmama konusunda ciddi tereddüt yaşadım. Birinci elden tanık olduğum diyalog aynen şöyleydi:

Birinci kişi: Aşı oldun mu?

İkinci kişi: Vücuduma ne olduğunu bilmediğim bir sıvıyı enjekte ettirmem. Aşıya karşıyım. Vücudumuza çip takıp bizi gözetleyecekler!

Birinci kişi: Bilim insanlarından daha mı akıllı olduğunu düşünüyorsun. Doktorlardan daha mı bilgili sanıyorsun kendini.

***

Bu son laftan sonra, ortam biraz gerildi.

İkinci kişi bu diyalogdan tam 2 hafta sonra yoğun bakıma alındı. Durumun kritik olduğu haberi geldi. Allah yardımcısı olsun.

ASGARİ ÜCRET ORTALAMA OLDU

Asgari en az demek. Asgari ücret de en az ücret. Size sürpriz bir şey söyleyeyim, Türkiye'de asgari ücret en az ücret değil, adeta ortalama ücret. Çünkü ücretli çalışanların yüzde 17'sine tekabül eden 3.3 milyon işçi asgari ücretin de altında bir ücretle çalışıyor. (DİSK'in paşası Arzu Çerkezoğlu araştırtmış.) Asgari ücrette Avrupa şampiyonuyuz. Geriden tabii. Bizim kadar düşük ücret alan ülke yok. Uzak ara gerideyiz!

Çalışan nüfusun yarıdan fazlası asgari ücretli. Aslında asgari ücrete göre yapılan hesaplamalar tam gerçeği yansıtmıyor. Asgari ücret 2 bin 825 lira ya. Çalışana 100 lira zam yapmışlar geçen ay, ne oldu bu arkadaş asgari ücretli sayılmıyor artık. Hasılı asgari ücret ve bu ücrete çok yakın ücretler oranına bakmak lazım. Bu oran yüzde 60'lara, 70'lere çıkıyor neredeyse.

Avrupa bizi kıskanıyor falan diye geziyoruz ya ortalıkta. Konu ücret olduğunda eminim fazla kıskanmıyorlardır. Sadece Avrupa mı? Buyurun kıyaslayın:

Türkiye'de asgari ücret: 2 bin 825 lira.

KKTC'de asgari ücret: 4 bin 324 lira.