Ağaçlar ormana dönmeli yurdumda

Bazen, detaylarla uğraşmaktan konunun özünü atladığımız olur. Ağacı görmekten, ağacı konuşmaktan, ağacı değerlendirmekten ormanı görememekten söz ediyorum.
Ve fakat bazen de, olana bitene bakıp, 'ağaç'ı görmeye bile razıyız dediğimiz de olur.
Ağacı bile göstermezler çünkü bize.
Bugünlerin gündemi misal. Çoğu çalı çırpı işler, dal yaprak muhabbetler! (Aman diyeyim p harfi, ne yap yap, terk etme buraları!)
Padişahlıktan beri böyle bu işler. Siyasette pek bilinen manevradır.
Ahali homurdanır, kamuda bir memnuniyetsizlik başgösterir, vatandaşlar bıdı bıdı etmeye başlar...
Verirsin bir kurban, devam edersin yoluna.
Bunu yaparak, 'Ben değil o' demiş de olursun aynı zamanda.
Feyk atmaktır bu. Eskiv yapmaktır.
Özüne yönelmiş okları, başka bir hedefe yönlendirmektir.
Önce 3 görevden alma oldu, Niğde, Düzce ve İstanbul.
Cumartesi Ankara yolcu. Pazartesi de Balıkesir.
Bitti değil mi bu durumda, tüm sorunlar. Çıktık mı düzlüğe. Tamam mı?
Bilemiyoruz. Belki de tamamdır.
Misal dün ben evden çıktım, aaaa bir de ne göreyim, Bursa trafiği hiç olmadığı kadar rahattı.
İşe gidiyorum, kafayı çevirip baktım kafaya (Timsahınkine!) tamamdı galiba. Bitmiş gibi bişeydi. En azından gözüme bitmiş gibi göründü.
Sizde de var mı, neşter vuruldu, olay duruldu, gelecek günler çok daha güzel olacak duygusu?

Birey olunmalı...

Birileri bu 6 belediye başkanının kabahatlerini açıkla(ma)yacak mı kamuoyuna?
Kabahatları ciddi ise, haklarında soruşturma falan açılmayacak mı?
Yanlış anlaşılmasın lütfen, benim umurumda değil ama doğrusu...
Aslında çok umurumuzda olmalı.
Bir belediye başkanını milletin sinesine çekme işi, bir kişinin değil, milletin işi.
Ama böylesi sadece demokrasilerde geçerli.
Vakti zamanında bir kişinin seçimine itiraz etmeyenlerin, bugün bir kişinin görevden almasına da itiraz etmeye hakları yok bence.
Not alalım lütfen: Birey olunmalı demek ki her şeyden önce.
Sadece birey. Haklarını ve borçlarını bilen insanlar oluşturmalı toplumu.

Keşke belediye meclisi seçse...

Görevden alınan, el çektirilen, istifaya zorlanan belediye başkanlarının yerine geçecek kişiyi, belediye meclisleri seçecekmiş!
Evet, gazetede böyle bir haber var. 'Belediye meclisi başkanı seçecek' başlıklı.
Direkt soruyorum ortaya, herkese:
Emin misiniz? Yeni başkanı gerçekten belediye meclisi mi seçecek!
Şahane bişey değil mi bu. Yerel demokrasiyi hissetmez miyiz böyle bişey olursa iliklerimize kadar. Yani gerçekten inanmak istiyorum meclisin seçeceğine.
Prosedür şöyle: Vali çağrı yapacak. meclis 10 gün içinde toplanacak. Her parti kendi başkan adayını belirleyecek. 1'inci ve 2'nci turda üçte iki çoğunluk aranacak. Bu turlardan sonuç çıkmazsa, 3'üncü turda salt çoğunlukla yeni başkan belirlenmiş olacak.
(Aramızda kalsın, yukarıdaki prosedür tamamen hikaye. Çünkü sadece bir tane salt çoğunluk var memlekette. Sadece bir tane.)