Hava Durumu

Aklıma bir fikir geldi..

Yazının Giriş Tarihi: 07.03.2021 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.03.2021 07:30

Daha doğrusu bir proje diyelim.

Hayata geçirebilirsem eğer, öldükten sonra da konuşabileceğiz!

Fikir nasıl aklıma geldi:

1 Mart, ABD'de yaşayan kızımın doğum günüydü. Saat farkını da dikkate alarak telefon ettim. Uzun uzun konuştuk. 'Bu telefonu bekliyordum baba' dedi. Telefonu kapatırken hislendim, az kalsın ağladığımı anlayacaktı..

Sonra düşündüm. Kızımın, kızlarımın doğum günlerini daha ne kadar kutlayabileceğim diye.

10 yıl, 15 yıl, belki biraz daha fazla.

Fikir o anda geldi aklıma.

Bir internet sitesi kuruyoruz. Adını, 'geleceğe mektuplar' veya 'geleceğe mesaj' falan gibi bir şey koyuyoruz. Belki de proje ilerde çok büyür diye, herkes anlasın diye 'future message' gibi bir isim buluyoruz.

Ve işe koyuluyoruz.

Artık siz öldükten sonra da konuşabileceğiz bir yer var.

Ölümü 'vade' gibi düşünün. İlle de ölmeniz gerekmiyor.

Öğrenciyseniz, mezuniyet sonrasına, işçiyseniz emeklilik sonrasına mesaj veya mektup yazabiliyorsunuz.

Gıcık olduğunuz öğretmene. Sinir olduğunuz ustabaşına.

Askerdeyseniz komutana, seçmenseniz politikacıya, memursanız şefe, müdüre, olay bittikten sonra bir çift laf etmeyi istemez misiniz?

Teknik konuları teknisyenler halleder.

Girdin siteye. Önce mesajı kime bıraktığını yazıyorsun. Sonra vadesini. Yani ilgili kişi bu mesajı hangi tarihten sonra görebilecek. Orada seçenekler artabilir. Sadece o görsün, o gördükten sonra herkes görsün, onunla birlikte kayınbirader, görümce artık kimi isterseniz şu da görsün, bu da görsün diyebilirsiniz.

Hatta söz konusu tarihte elemana 'geçmişten mesaj var' uyarısı gitsin diye seçenek de olabilir.

Dediğim gibi bundan sonrası teknik.

Olayımız biz ölüp gideceğiz ama çocuklarınız yaşamaya devam edecek gerçeğinden hareket ediyor...

Sevdiğiniz insanlara, öldükten sonra da doğum günü kutlaması yapmayı istemez misiniz?

Dijital alemde başka türlü bir ölümsüzlük var gibi.

Siz 59 yaşındayken, oğlunuzun veya kızınızın 59 yaşına, o günkü duygularınızı yazmak misal, enteresan olmaz mı?

Sadece olumlu- olumsuz duygular için değil.

Misal Detroit'de yaşayan, nemrut ve ceberrut Michigan valisinden haz etmeyen muhalif birisiniz. Vali gidici. Bir seçim daha kaldıramaz gibi. Ama şimdi kan kusturuyor muhaliflerine. İyi işte, otur yaz, hem de seçim sonrasında 'herkesin göreceği ve okuyabileceği' şekilde. (Michigan soğuktur falan diye kaygın olmadan!)

İster oğluna-kızına yaz, ister matematik hocana, ister komutanına yaz, istersen aldattığın ama bundan büyük pişmanlık duyduğun karına..

İstersen bugün sana haksızlık yaptığını düşündüğün bürokrata, valiye, belediye başkanına, başbakana. Şimdi değil, gelecekte okunacak nasılsa!

Nasıl fikir ama!

(Tanıdığınız melek yatırımcı varsa, bana yönlendirin lütfen, proje aklınıza yattıysa.)

BU NASIL MEMLEKET?

Memlekette bir şey oluyor, hah tamam diyorsun, bir bu olmazdı, bu da oldu. Başka bir tuhaflık, saçmalık, anlamsızlık yaşanmaz artık.

Demeye kalmıyor, henüz o konuşulurken buyurun bir abukluk daha..

Bir defalık değil, 'sürdürülebilir saçmalıklar ülkesi'yiz adeta.

Çocuk sokak röportajı yapıyor Bursa'da. Polis gelip röportaja dahil oluyor, engelliyor yani. Tamam diyorsun bu son nokta. Yoo, 5-10 gün sonra aynı muamelenin daha kallavisi bu kez milletvekili röportajında yaşanıyor.

Maske cezası videoları tam şenlik!

1 tane her yemekten sonra, 2 tane de yatmadan önce, izlenmeli mutlaka.

Kadın çıkmış lebaleb metrodan belli ki bunalmış, hafif indirmiş maskesini iki nefes hava alacak ki, küt polis dikilmiş basına, yazık, anlatamıyor derdini. Dönerciye ceza. Öğrenciye ceza.

Simitçiye, ayakkabı boyacısına, hatta dağ başında koyun otlatana.

Üç kadın eczane çalışanı mesafeli oturmuşlar, çay içiyorlar. İçeri girmiş kaymakam, mahiyetine işlem yapılmasını emrediyor.

İyi güzel de, bu görüntüleri görenlerin aklına gelmeyecek mi, lebaleb kongreler! Omuzlara alınmış partililer..

Maskeye mendil muamelesi yapılarak çekilen halaylar.

Höboro höboro deve güreşi görüntüleri!

Her gün ama her gün memleketteki çifte standarda kutu gibi cillop gibi örnekler. Mütemadiyen, 'bu kadarına da pes' dedirten manzaralar.

Helikopter kazasına bakmaya, mahiyeti şemsiye tutarken giden yüksek bürokrat (muhtemelen vali) konusuna hiç girmeyelim isterseniz.

Eskilerin şiraze kaydı dedikleri bu olsa gerek diyeceğim, ortada şiraze yok.

'Memleketin çivisi çıktı' diyeceğim, çıkan çivi değil, bizzat memleketin kendisi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.