'Aranızda iki tane Müslüman var mı?'

Hafta sonu katıldığımız Levent Gültekin söyleşisinde laf, tam da, 'aynı mahallede Alevi-Sünni, Laz- Kürt, Ermeni-Yahudi-Müslüman birlikte yaşıyoruz, birbirimizi anlamamız lazım' muhabbetine geldiği sırada, çok hoş bir fıkra anlattı:
Şöyle:
Ermeni bir vatandaş bakıyor Kurban Bayramı yaklaşıyor Müslüman arkadaşları kurban kesme hazırlıkları içinde. Eşine gidip 'Ya hanım' diyor, 'var mısın bu kurban bayramında bir kurban da biz keselim. Müslüman komşularımızla empati yapalım.'
Eşi, 'sen ne anlarsın kurban kesmekten, otur oturduğun yerde!' dese de adam gidiyor, hayvan pazarından büyükbaş hayvanı alıyor eve getiriyor.
Ve bayram sabahı.
Yatırıyor hayvanı yere, başlıyor kesmeye. Ve fakat kurban kesmek, hele de büyükbaş kesmek hiç de sanıldığı kadar kolay değilmiş meğer.
Hayvan direniyor, adam elde bıçak hayvana sağlı sollu giriyor.
Hayvandan oluk oluk kan fışkırıyor, adamın üstü başı kan revan, ve fakat hayvan canını teslim etmiyor. Adam, 'bu böyle olmayacak' diyor, 'gideyim bir Müslüman bulayım yardım isteyeyim' diye düşünüyor ve mahalle kahvesine dalıyor.
Üstü başı kan revan, elinde kanlı bir bıçak olduğu halde kahvede soruyor:
'İki tane Müslüman arıyorum?'
Kahvedekiler, 'burada yok!' diyorlar korkudan, 'Müslümanlar şu an camide!'
Adam koşa koşa camiye gidiyor, hışımla dalıyor içeri ve..
'İki tane Müslüman arıyorum, acele!'
Cemaat anlaşmış gibi imamı gösteriyor, 'İşte orada!' diye
İmam bir adamın haline bakıyor bir cemaate.
'Durun yahu' diyor, 'İki tane elham okuduk diye hemen Müslüman mı olduk!?'

Sen hiç gördün mü, 3 bacaklı bir kadın?

Medyada mertliğin bozulduğu anlardan biri, kesinlikle 'Photoshop'un çıkması ve yaygınlaşması oldu.
'Photoshop'tan sonra artık herkes yakışıklı, herkes güzel, herkes her şey!
'Photoshop'a kadar fotoğrafın yalanı yoktu.
Yazarak istediğin kadar üfürebiliyordun, nasılsa gören-eden yok ve fakat fotoğraf öyle miydi?
Gerçek neyse ortadaydı, kabak gibiydi.
Ve bu 'Photoshop' denen şey geldi, kartlar yeniden karıldı.
Artık her şeyi o halletmeye başladı.
Arada böyle duvara da toslanmasa, ne güzel alan razı satan razı.
Buyurun Vanity Fair dergisi, geleneksel Hollywood sayısı yapıyor.
Altın Küre ve Oscar'a aday olan ünlüler, ünlü fotoğrafçı Annie Leibovitz'in objektifinin karşısına geçiyor.
Uzatmayalım, dergi basılıyor ki, amanın bir de ne görelim:
Reese Witherspoon isimli hanım kızımızın 3 bacağı var.
Ünlü televizyoncu, gelecekte Trump'a rakip olması beklenen Oprah Winfrey ablamızın da 3 eli!
Ee işte böyle.. Allah'ın sopası yok.
Gerçekle yetinmeyip, bilgisayar ekranında onu oraya, bunu buraya monte etmeye kalkarsan, böyle apışıp kalırsın.
Da, bu kadar lakırdıyı iki ünlü fazladan birer 'uzuv' edindi diye yazmadık herhalde.
Medya çağında öyle bir teknolojik 'level'a girildi ki artık.
Değil okuduklarınıza, gözünüzle gördüklerinize bile inanmayın artık.
Misal 'Greenbox' diye bir teknoloji var artık. Akan görüntüler bile yalan olabilir rahatlıkla, bundan sonra.