Aritmetik geometrik

Malthus diye bir iktisatçı var. İsa Kolejini bitirmiş, din adamı olmuş ama gitmiş bir de Cambridge'de takılmış, az da iktisat tahsil etmiş, te 18. Yüzyılda.
Bu abi diyor ki özet olarak. Gıda bolsa insanlar ürer, çoğalır. Gıda azsa, hastalık olur, kıtlık olur, savaş olur, insan sayısı gıda miktarına oranla azalır.
Kaygılı biri. Sanıyor ki o yıllarda, gıda az az artarken insan çok çok artacak, gün gelecek gıda yetmeyecek.

Matematiksel izahı da şöyle:
Gıdalar, 1, 2, 3, 4, 5 diye aritmetik şekilde artıyor.
Nüfus, 1, 2, 4, 8, 16 diye geometrik şekilde. (Gelecek nesiller aç öyleyse!)
Abi, veri alandan daha fazla ürün alacağımızı hesap edememiş. Hormonu, GDO'yu, tarım teknolojisini falan da.
Laf lafı açsın diye yazdım bu kadar lakırdıyı. Dönüp dolaşıp geleceğim yer, korona tabii ki, haliyle.
Abinin şu aritmetik- geometrik dizisi pek güzel uyuyor bizim koronanın yayılma hikayesine.
Bir kişi sadece bir kişiye bulaştırırsa, ortalıkta bulaştıracak başka kimse bulamazsa, koronanın bulaş hızı, aritmetik: 1, 2, 3...
Bir kişi 5 kişiye bulaştırırsa, o 5 kişi de ortalıkta bulaştıracak 5'er kişi bulursa, buyur sana geometrik dizi. 5, 25, 125, 624...
Evde oturun, kimseyle temas etmeyin, ne size bulaşsın, ne siz başkasına bulaştırın diyenlerin matematiği işte bu kadar basit.
Ben, 3 sokak ötede oturan ablamın 'duvarlarla konuşuyorum!' yakınmasında bağrıma taş basıp 'bir süre görüşmeyelim!' diyorsam, Ankara'daki abimin 'Bursa'ya geleyim mi?' talebine '10-15 gün evinde otur, bakarız' diyorsam, herkesten çok sevdiğim kardeşlerime 'yarım ağız' bile yapmıyorsam..
Herkes yapabilir.
Koronanın 'geometrik yayılma hızı' ancak bilinçle kırılır.
NOT: Geometrik dizideki 624'e kafası takılan sevgili okur! Senin bilincinden zerre kuşkum yok. Tabii ki 625 olacaktı!?

EVDEYİZ HOBİMİZ YOK..

Hafta sonu ahali biraz da sıcak havanın etkisiyle dışarı attı kendini. Bütün haber bültenlerinin adeta 'tek haber'le doldurulduğu, koronadan başka haberin yapılmadığı şu günlerde, ne büyük bir bilinçsizlik bu böyle.
Neyse 'ilahi irade' devreye girdi, yağışlar başladı da, aylak aylak sokağa çıkanların sayısı kendiliğinden azaldı.
Peki bunca yoğun propagandaya, sosyal mesaja, kamu spotuna, etkili ve yetkililerin birinci ağızdan uyarısına rağmen, niye insanlar sokakta?
Cevap veriyorum:
Evde yapacak bir iş bulamıyorlar da ondan.
Daha açık söyleyişle: Hobisi yok yurdum insanının!
Yanlış anlaşılmasın, balkona mini golf ünitesi kurun, eve bilardo masası döşetin gibisinden bir züppelik peşinde değilim.
İşsiz veya eşsiz kalındığı dönemlerdeki bunalım da biraz bu yüzden.
Hobisizlikten.
Kıraathaneye bağımlı olmak, meydandaki banklardan başka gidecek yeri olmamak vesaire hep bu sebepten.
Örnek vermek için internette biraz sörf yaptım.. Hobi konusunun ucu açık, maket, resim, çiçek, örgü, lisan, akvaryum diye başlıyor liste, origami, amigurumi (örgü bebek) kanaviçe diye devam ediyor. O kadar çok ki, eğlenceli hobiler, ucuz hobiler, ev hobileri diye kategorize bile edilmişler.
(Alıp da okumaya zaman bulamadığınız kitaplar olduğunu biliyorum evinizde.)