Asgari ücretliler ülkesinde..

Asgari ücret 4 bin 200 lira olacak dendiği andan itibaren..

Lefter'le Can Bartu'yu canlı izleyememiş ama, Datcu'yu, Simoviç'i, Şenol Güneş'i gol kurtarırken, Cemil Turan'ı, Sedat 3'ü, Gökmen'i gol atarken izlemiş bizim jenerasyonu aldı bir merak.

Beyoğlu'na kravatlı çıkmak nasip olmamış bizim ekipte (emekliler) haleti ruhiye şu minvalde:

Ne olacak bizim hali pür melalimiz?

Öyle demeyin, maaş diye aldığımız, çalışmasak bile ölmeyecek kadar bir gelirimiz var sandığımız miktarlar, asgari ücretin altında kaldı.

Asgari ücretin çok üzerinde emekli maaşı olanlar var, biliyoruz.

Asgari ücrete yakın, biraz fazla biraz az emekli maaşları da var.

Ama ekseriyet şu an açıklanan asgari ücrete, 'keşke bana da o kadar verseler' gözüyle bakıyordur eminim.

Çalışma yaşamına ilişkin bir parça bilgisi olan herkes farkında ki, bu ülkede asgari ücret, aslında 'vasati ücret!'

Yani, ülkenin çalışan çoğunluğu asgari ücret veya civarında bir ücrete talim ediyor. Son baktığımda bu oran yüzde 56'ydı sanırım.

Avrupa ülkelerinde yüzde 2 de var, yüzde 4, yüzde 8 falan da.

Oralarda asgari ücret alanlar, çalışanların küçük bir bölümü.

Bizde ise neredeyse herkes!

Doların an itibariyle 18'e dayandığı, Euro'nun 20'yi geçtiği anlarda, gelelim bu mevzuyu niye açtığım hususuna:

Efendim, yüksek müsaadenizle kendimi 'tekaüt ekibin sözcüsü' olarak görüyorum ve memleketi idare edenlerden iki beklentimi buradan açıklıyorum:

1. Bize de yüzde 50 civarında veya mümkünse daha da üzerinde zam yapın.

2. Maaşların, enflasyon karşısında erimemesi için önlemler alın. Misal enflasyonu tek haneli rakamlara çekin. Bunun için işe 'Dolar'ı 5 liraya 'Euro'yu 6 liraya çekerek başlayın. (Gülmeyin!)

Bu 2 talebimi dikkate alın ki, memleketi 'idare' etmediğinizi, tersine ciddi ciddi yönettiğinizi anlayalım. (Rica ettim ama gülmeyin diye!)

İSTİF HİÇ BOZULMADI

Muharrem Sarıkaya'nın, Gaziantep Belediye başkanı Fatma Şahin'le yaptığı yayın sırasında İHA'nın ses teknisyenini tokatlaması vakasını izlediğinizi varsayarak yazıyorum.

Tokatın atıldığı sırada Fatma Şahin, 'şehir baklavayla fıstıkla tanıtılıyor. Ama bizim için en önemli şey beşeri sermaye' diyordu.

Beşeri sermaye dediğin yetişmiş insan!

Ee, az önce karşınızda bir beşer tokatlandı Fatma'nım!

Niye çıt çıkarmadınız?

Bu hali çok yadırgandı Fatma Şahin'in.

Ekseriyet Sarıkaya'ya saldırdı ama Şahin'i de diline dolayanlar vardı.

Ben o kadar yadırgamadım!

Fatma Hanım parasını ödemiş ya programın, Sarıkaya ne cambazlıklar yaparsa yapsın istifini bozmadı. Firmasını (AKP belediyeciliği) övmeye devam etti.

Bu haliyle kutlanmayı gani gani hak etti.

Düşünün, karşınızda kan gövdeyi götürüyor, adam tokatlanıyor, eller kollar mimikler jestler belli ki adam tokatlamaya varacak kadar bir sorun var ve fakat siz 'icraatın içinden'e devam ediyorsunuz.

'Aa neler oluyor ayol!' bile demiyorsunuz. Başkası olsa istifini bir kere değil 5 kere bozardı. Nasıl bir ciğer varmış demek ki hanımefendide?

Arkadaşım Mehmet Arı, 'Fatma Hanım programı terk etseydi, oyunu 5 puan artırırdı' diye mesaj atmış. (Katılmıyorum, en fazla 4,5 puan!)

Bırak programı terk etmeyi Mehmet, 'ne oluyor kuzum size böyle' deseydi bile seçmeni olsun olmasın tüm halkın takdirini kazanırdı.

Ama detay şu işte bu haberde:

Parasını ödediği programı niye sabote etsin!

Parasını ödediği!

KAMERA ARKASI

Aynı videoda Muharrem Sarıkaya'nın jest ve mimikleri de analize değer.

Tokat zaten başlı başına ayıbın ve terbiyesizliğin büyüğü, cezasının hukuki ortamda kesilmesini umarak geçelim diğer detaylara.

Normal vatandaş bilmez, Sarıkaya yayın sırasında o hareketleri nasıl yapabiliyor diye kafalara takılmıştır. Yapar. Çünkü kameranın o sırada kendisini kesmediğini (böyle derler) yani göstermediğini biliyor.

Habertürk'le İHA ne alaka diye düşünenler olduysa onu da izah edeyim:

Belli ki kanal Gaziantep'e kamera, kameraman göndermek yerine böylesi daha ekonomik olur diye alet edevatı ve ekipmanı İHA'dan kiralamış.

Bu normal, olur hep.

Canlı yayınlarda her türlü cinlik olur, risk hep vardır ama.

'Başlayacağız ve bitireceğiz' diye ant mı içtiniz arkadaş!

Kes yayını, at reklama pas, çöz sorunu, dön yayına!

Sözün özü, bu 'kamera arkası' görüntüyü kim saldıysa sosyal medyaya ona da helal olsun.

SARIKAYA HAFİF KALIR

34 yıldır sektörde olan, 29 yılı medya plazalarda geçen biri olarak, diyorum ki:

Bu ne ki, anlatılacak, ifşa edilecek o kadar çok şey var ki aslında.

Sarıkaya vakası hafif kalır, onların yanında.

TV'ye çıkardığı, köşesine taşıdığı insanlardan para isteyenler mi istersin, haklıyı haksızı görmezden gelip para aldığı kişi ve kurumlara uygun yayın yapanlar mı istersin, bir tatile, bir yemeğe onurunu şerefini satanlar mı istersin, neler gördü, neler işitti bu gözler, bu kulaklar..