Hava Durumu

Askıda adalet!

Yazının Giriş Tarihi: 25.10.2020 08:49
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.10.2020 08:49

Geçen haftanın bana göre en mühim olayı, dünya durdukça başımızda durasıca Sayın Devlet Bahçeli beyefendinin 'Askıda Ekmek' önerisiydi.

Televizyonunu yeni açanlar için önce çıkan kısmın özetini verelim.

Efendim, 'askıda' uygulaması, insanlar arası bir dayanışma şeysi olarak yapılagelmiş, bilhassa öğrenci canlısının yoğun olarak yaşadığı vilayetlerde zaman zaman moda olmuş bir aktivite türü.

Girdin bir lokantaya çorbanı içtin, karnını doyurdun, baktın dükkanın vitrininde duvarlarında falan askıda uygulamasından söz ediliyor. Hesap öderken bir çorba yerine, iki çorba parası veriyorsun.

Çorbanın birini askıya asıyorsun! (Evde denemeyin!)

Akabinde dükkana sinek sekiz bir öğrenci geliyor. Utana sıkıla, boynu bükük ve yere bakarak (niye dramatize ediyorsam) kasaya yanaşıyor ve 'Askıda çorba var mı abi?' diyor.

Askıda çorba varsa içip gidiyor.

Lokantacı Nubar Terziyan, Hulusi Kentmen, Necdet Tosun gibi bir karakterse 'askıda' çorba olmadığı halde bu biçare, bu naçiz, bu bedbaht gence askıda çorba varmış gibi davranabilir.

Askı boşsa bile bu fakir ama gururlu genci doyurabilir. (Şimdiki level, size baba diyebilir miyim?)

Hitap ettiği kesimin sosyal profiline dikkat buyurduysanız, askıda neler olabileceğini de kestirmişsinizdir.

Misal ben 'askıda antrikot' uygulaması görmedim, 'askıda şöbiyet' de, 'askıda havyar' zaten olmaz!

Çay, çorba, ekmek, kahve vs..

Sayın Bahçeli'nin askıda ekmek önerisi kimi kesimlerce 'ekonomik durumun geldiği noktayı göstermesi açısından' itiraf gibi değerlendirildi ve eleştirildi. 'Bu' diyenler oldu, 'halkın ne kadar fakir ve fakru zaruret içinde olduğunun kanıtıdır aslında...'

Olsun. Ben şahsen bu öneriyi destekliyorum.

Yokluğu hissedilen her konuya yayılmasını istiyor ve öneriyorum hatta.

'Askıda liyakat' misal ilk aklıma gelen.

'Askıda adalet' de fena durmadı, fonetik olarak.

'Askıda demokrasi' de öyle.

'Askıda'nın, 'şimdilik rafa kaldırıldı' biçiminde anlaşılmamasını bilhassa rica edicem yalnız...

EKİM'DE YAZ BAŞKADIR

Yıllar önce bir yazı yazmıştım. İlkbahar ve sonbaharın tedavülden kalktığını, yazdan kışa, kıştan yaza direkt geçildiğini anlatan..

Buyurun, bilim çevreleri 10-15 yıllık rötarla da olsa dediğime geldi!

İTÜ Meteroloji Mühendisliği'nden Prof. Dr. Orhan Şen, Türkiye'nin artık 4 mevsimi yaşayan bir ülke olmadığını söylemiş ve yaz mevsiminin Mayıs ve Eylül'ü de içine alacak şekilde 5 aya çıkmasını istemiş. Hoca, eğitimin, turizmin hatta çalışma hayatının da bu yeni duruma göre yeniden dizayn edilmesini öneriyor. Hala kot şort ve tişörtle gezen biri olarak Hoca'ya aynen katılıyorum.

Hatta Nisan sonu ile Ekim'in ilk 25 günü de yaza eklenebilir.

Buna kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum, sevgili arkadaşım Nagihan Görken dışında. Şöyle yazmış duvarına:

'Parmak arası terlik ve şortla gezenler görüyorum. Ekim ayındayız. Delirdiniz mi?'

GERİSİNİ SİZ HESAPLAYIN

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 'İstanbul'daki vaka sayısı Türkiye genelinin yüzde 40'ına, Ankara'nın 5 katına ulaştı' demiş.

Bu net verilerden hareketle sayıları belirlemeyi vatandaşa bırakmış.

Ülke insanının matematik bilincini artırmaya yönelik bu eyleme bir destek de biz sunalım.

Ankara'daki vaka sayısının karekökünü nüfusuna bölerek her hangi bir ildeki 'entübe' hasta sayısını, yine çıkan sayıyı 'pi' sayısı ile çarparak vaka adedini belirleyebilirsiniz. 'Planck sabiti'ni kullanarak ölü ve potansiyel vaka adetlerini de belirleyebilirsiniz ama o kısmı biraz karışık.

Yukarıdaki satırlar bilgisayar programcısı, iyi matematik bilen değerli arkadaşım Ali Kumkale'ye ait.

Az araştırdım, Anadolu Ajansı (AA) bu haberi aynen böyle vermiş.

Yani izahat hakikaten 'yüzde 40, 5 kat' gibi nicelikten yoksun ifadelerle yapılmış.

BASINA KAPALI BASIN TOPLANTISI

Bakan Bey geçen gün de Bursa'da düzenlediği, AA, İHA ve TRT dışında kalan basın mensuplarının alınmadığı 'basın toplantısı'nda Bursa'yla da ilgili hakikaten ürpertici ifadeler kullandı.

Balıkesir'i, Bilecik'i, Çanakkale'yi de ürperti tablosuna katarak.

Namık Göz gibi, maske ve mesafe kurallarına azami dikkat eden birkaç Bursalı basın mensubu da ah keşke o basın toplantısına gidebilseydi. Bir-iki soru marifetiyle İstanbul ve Bursa'yla ilgili sayıları yüksek matematik formüllerine ihtiyaç duymadan öğrenebilirdik belki.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.