Hava Durumu

Ben değil, o

Yazının Giriş Tarihi: 22.11.2020 08:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.11.2020 08:48

Videosu var. İsteyen izlesin. Mikrofona, 'Bir maskeyi bile zor alıyoruz. Benim mesela bebeğim var, tane tane bez alıyorum. Çocuğuma ucuz bez arıyorum. Bunun ötesi var mı, yok!' diyen kadın, röportajın sonunda Ak Parti'yi desteklediğini açıklıyor.

Karikatürize etmek için değil, maalesef saptama yapmak için söylüyorum.

Misal al eline şu sıra bir mikrofon, 'Ekonomideki kötü gidişatta CHP'nin suçu yok mu?' diye anket tertip et, epeyce bir 'evet' cevabı alırsın.

Siyaset bilimi ve sosyolojisi zaviyesinden hakikaten laboratuvar ülkeyiz.

'Ben değil o' demeyi, bunu belletmeyi çok güzel beceriyoruz!

Bu memlekette siyaset yapıyorsan şu hususa azami dikkat etmelisin:

Eleştiri okları seni gösterdiğinde, hedefe konduğunda, ahali kafayı çevirip sana baktığında, 'Ben değil o' diyebilmelisin.

Parmağınla birilerini veya bir şeyleri gösterebilmelisin.

Kurt siyasetçi Deniz Baykal bunu bir TV programında pek güzel anlatmış ve boksörlerin suratlarına atılan yumruktan kaçınma hareketini örnek vererek 'eskiv yapamayan siyasette biter' demişti.

Son günlerde epeyce bir örnek yaşadık bu minvalde.

Hazine ve Maliye Bakanı istifa edince, pardon 'görevden affını' isteyince döviz kuru nasıl düştü. 'Faiz sebep, enflasyon netice' düsturundan şak diye nasıl vazgeçtik anında. Nasıl başlandı acı ilaç muhabbetine. Faiz- döviz derken yaşadık mı ahali olarak hep birlikte, ağayla maraba hikayesini.

Yaşadık, yaşayacağız, içirilecek o acı ilaç hepimize ama.

Parti tercihini kolay kolay değiştirmeyecek, bebeğine bezi paketle değil, tane tane alan o abla. Bir sorumlusu olmalı bu gidişatın, düşünüyorum düşünüyorum, bulamıyorum, kim acaba!

AH ŞU HAKİMLER!..

Ekonomiyi çözdüğümüze göre, geçelim hukuk alanına.

Adalet bakanı 'kanaatle yargı olmaz, kanıt şart, şüpheli ile sanık aynı kişi değil, çamur at izi kalsın diye hukuk olmaz, masumiyet karinesi diye bir şey var' diyor, bu minvalde konuşuyor.

Cumhurbaşkanı hukuk reformundan söz ediyor.

Bülent Arınç, Cemil Çiçek gibi ağır figürler de aynı fikirde olduklarını TV'den ilan ediyorlar.

O an anlıyoruz ki milletçe, şu savcılar hakimler olmasa aslında herkes hukuk devletinden yana. (İçerdekiler de haybeye ve keyiften yatıyor olmalılar hala.)

BİZ DE ZORLANIYORUZ!

Enteresan başka örnekler de var. Maden işçileri ödenmemiş maaş ve tazminatlarını alabilmek için Ankara yollarına düşmüş. Polis ve jandarma sürekli takipte. Madenciler gitmiş AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin'le oturmuş, konuşmuş, hatta yemek yemişler.

Çıkmışlar sokağa, hoop polis bunları tartaklamış. Bu menfur bu meşum durum iletiliyor Özlem Hanım'a, o da şöyle diyor televizyonda:

'Ben bunu anlamakta zorlanıyorum!'

Ya polis ve jandarma, İçişleri Bakanı yerine, ana muhalefet partisine bağlı, ya da mutfakta biri var. Başka mantıklı bir açıklama gelmiyor aklıma.

BELÇİKA DEĞİLİZ

Muhabirlikten kalma güzel bir meziyetim var: Yazı yazarken açık televizyon marifetiyle 'araştırmacı gazetecilik' faaliyeti de icra edebiliyorum.

Esnafların başkanı konuşuyor: Kantinci, servisçi, garson, şoför herkes zordaymış. 'Okulların çoğu devletin, kantinciden bari kira almayın' dedi adam. Esnafa kredi açılmış ama geri istenecek. Ayakkabıcı, kahvehaneci falan herkes ağlıyor koro halinde. Burası Türkiye!

Belçika'da güzellik merkezi işleten yeğenlerim var. Belçika hükümeti ne zaman sokağa çıkma yasağı ilan etse, ne zaman dükkanları kapatsa, kaybettiği geliri ödüyormuş esnafa. Onlar karşılıksız veriyor, bizimkiler borç. Fark burada.

KAZIK TEHDİDİ NEYE VE KİME?

Suç örgütü lideri olmaktan içerde yatan ve 'özel' çabalarla dışarı çıkması sağlanan biri, ana muhalefet liderini kazığa oturtmakla tehdit ediyor.

Normal, hatta asgari demokratik bir ülkede yaşansa bu tehdit, ortalık karışır. İktidarı muhalefeti irili ufaklı kim var kim yok tüm siyasiler o an için rekabeti, husumeti rafa kaldırır, refleks olarak topluca bu tehdide karşı çıkar.

Demokrasi elden gidiyor diye en yüksek perdeden haykırır.

Bizde bir-iki cılız ses dışında, ortalık sus-pus!

Bu tehdidin aslında demokrasiye, demokratik kültürümüze yapıldığından söz eden olmadığı gibi...

Adama sahip çıkan bile oldu, iyi mi?

Ağızlar bir karış açık, izliyoruz olanı biteni!

(Biri çıkıp 'eğer racon kesilecekse, bu raconu bizzat ben keserim. Bu böyle biline' dese, ona bile razıydık aslında milletçe..)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.