Beynelmilel kuru fasulye!..

Sosyal medyada dün 'Hangi ürünü hangi ülkeden alıyoruz?' şeklinde bir liste gördüm.
'Tarım ülkesi Türkiye'nin ruhuna fatiha!' derlerdi de inanmazdım. O kadar çok tarım ürününü o kadar çok ülkeden aldığımız doğruysa eğer, hakikaten durum vahim.
Bu vahamet yeni de değil galiba.
Baksanıza şu 'Türk Usulü Kuru Fasulye Tarifi'ne..
Malzemeler:
2 su bardağı Güney Kore fasulyesi, 2 kaşık Tunus zeytinyağı, 300 gram Sırbistan kırmızı eti, 1 adet İran kuru soğanı, 2 adet KKTC sivri biberi, 1 kaşık Ukrayna domates salçası, 2 adet Çin sarımsağı. (Abiler bu tarifin yanına, etkiyi daha da artırmak için '3 bardak Amerikan pirinci ile pilav yapın ve fasulyeyi Fransız düdüklü tencerede pişirin' notunu düşmeyi de ihmal etmemişler.)
Yazarın notu: Bereket versin Gedelek piyasadaki hakimiyetini sürdürüyor da Almanya ve Bulgaristan'ın tatlı turşularına maruz kalmıyoruz.

İkramiye yaramıyor!

Antalyalı talihli ilaç kuryesiymiş. Motosikletle ilaç taşıyorlar ya, o işi yapıyormuş. İkramiyeyi almış götürmüş bankaya yatırmış. Aylık getirisi 175 bin liraymış paranın.
Ve daha mühimi patronlarını arayıp 'işe devam edeceğini' söylediği, iddia ediliyor!
İnşallah fazla para bozmaz bu arkadaşı.
Kamuoyunda şöyle bir algı var:
Milli Piyango'dan veya diğer şans oyunlarından büyük ikramiye kazananlara bu para yaramıyor!
Bir biçimde o paranın karşılığı acı, üzüntü, elem ve keder olarak fitil fitil çıkıyor.
Enteresan bir 'karma' felsefe inanışı.
Ama galiba bir miktar doğruluk payı var...
Çünkü ikramiyeler yakın tarihi, 'parayı bulduktan sonra duvara toslayan vatandaş' hikayeleriyle dolu.

Talihlinin ibretlik hikayesi

Büyük ikramiyeleri ödeyen bankada üst düzey görevi olan bankacı arkadaşım anlattı.
Bir yılbaşı çekilişi sonrası talihli, çalıştığı semt pazarından naylon terlikle gelmiş ikramiyesini almaya. Taksi tutacak parası yok, o derece. Ve paranın tamamını istemiş. Bankacılar 'bu kadar parayı ancak bir kamyonetle götürebilirsin, çok tehlikeli' falan demişler ve zor ikna etmişler. Adam bir ara da 'Laguna alacam' diye tutturmuş. Laguna o sıralar en iyi araba. Demişler ki, 'Megane al, çarparsın marparsın, sonra iyice öğrendikten sonra Laguna'ya geçersin!
I-ıh, dinletememişler.
Hikayeyi kısa kesiyorum. Bütün çocuklarına ve akrabalarına birer daire aldığı duyuldu sonra. Daireleri alırken kazıklanmış galiba. Akabinde pavyonda bir sevgili tedarik ettiği yazıldı çizildi.
Sonra bir trafik kazası oldu Laguna'yla. Kaza fotoğrafında Laguna, ağaca tırmanmaya çalışıyor gibiydi. Ve galiba son haber, pazarcılığa, yani başladığı noktaya döndüğüne ilişkindi.

BJK'ye 'duble' piyango!

Piyangodan başladık piyangodan gidelim. BJK, Cenk Tosun'u Everton'a 27 milyon Euro'ya sattı. 27 milyon Euro, dünkü kurdan 124 milyon TL yapıyor.
Milli Piyango'nun yılbaşı çekilişinde büyük ikramiye ne kadardı?
61 milyon.
Çarp ikiyle 122 milyon.
Cenk kaça gitti bu durumda?
İki büyük ikramiyeye.
BJK'ye iki (tam bilet) yılbaşı ikramiyesi çıkmış gibi oldu başka deyişle.