Bilmemek mutluluk!..

Enflasyon rakamlarını sadece TÜİK’in açıklaması, başkalarının açıklamaması hususunda kanun teklifi hazırlanmış.Teklif hapis cezası bile öngörüyor.

Enflasyon Araştırmaları Grubu diye bir ekip var,prof, doç falan, kısa adı ENAG mı ne, bu abiler kızmışlar bu girişime,‘ille de ve her türlü açıklarız’ falan diye dayılanıyorlar. Oysa gerek yok.

Hakiki enflasyon rakamlarının açıklanması diye bir talep yok ki toplumdan.

Valla yok.

Bu toplumun bir ferdi, hatta eli kalem tutan yarım kanı önderlerinden biri olarak şey ediyorum, valla billamerak etmiyoruz gerçek enflasyon rakamlarını.

Öğreneceğiz de ne olacak. Biz böyle iyiyiz.

Allaha şükür, bilmemenin mutluluk olduğunu bilecek yaştayız!

Sadece fiyatlar da değil.

İşsizlik rakamlarını da merak etmiyoruz. TÜİK ne derse o.

TÜİK derse ki, ithalat sıfırlandı, ihracat patladı, bana göre o da okey!

Herkes sağlıklı evlerde oturuyor. Tamam.

Herkes sağlıklı içme suyuna sahip. Tamam.

Herkes eğitim ve sağlık hizmetlerinden memnun. Bence de memnun.

Dahası var TÜİK, ‘ahali emekli maaşından ziyadesiyle mutlu, hatta bu para bize fazla’ diyenler varmış’ desin, ‘yarısını iade etmek isteyenler mevcutmuş’ diye eklesin. İtiraz etmem.Benim de kulağıma geldi derim.

Hasılınedir bu sayılarla, rakamlarla, oranlarla derdimiz.

Büyük fotoğrafa bakalım:

Ülke altın çağını yaşıyor mu yaşamıyor mu?

Bence yaşıyor.

İlaç için bile halinden şikayetçi bir tane vatandaş var mı ortalıkta.Yok.

Ben görmedim. Olsa TÜİK açıklardı, şurada halinden memnun olmayan bir vatandaş var diye. Açıklanmadığına göre, yoktur kesinlikle.

ENAG ağzını bile açmasın, açıklanacak bir rakam ve oran varsa TÜİK açıklasın.

Bakan Varank, ‘Türkiye, dünyanın gıptayla izlediği bir değişim ve dönüşüm süreci yaşıyor’ dedi mi, dedi. Daha önce de ‘yakın zamanda uzaya göndereceğimiz insanları seçeceğiz’ demişti.

Benim için yeterli.

‘BİZDEN KAYNAKLANMIYOR!’

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir, ‘milletimizin derdini biliyoruz, sıkıntısını biliyoruz’ demiş. Helal olsun.Devam etmiş:

‘Milletimizin zaman zaman temel gıda maddelerinde yaşadığı darlığı görüyoruz, farkındayız.’

İşte, yalanı-dolanı olmayan, gerçek bir politikacı.

Arkasını dönüp gidebilirdi, gitmedi.

Sorun yokmuş gibi konuşabilirdi, yapmadı.

Halkın derdini sıkıntısını biliyor, yaşadığı darlığın da farkında.

Yok demiyor, inkar etmiyor.

Bu iki cümleyi şöyle tamamlamış:

‘Ama bunlar bizden kaynaklanmıyor!’

Hımm. Sizi bilmem, benim içim ferahladı.

Ara sıra aklıma takılıyordu, şu fiyat artışları, şu yokluk, yoksulluk, işsizlik, hatta açlık falan acaba nereden kaynaklanıyor diye.

İtiraf ediyorum, iktidardan az da olsa şüphelendiğim de olmuştu.

Ama işte adam çıktı açık- seçik konuştu, tüm şüphelerimi yerle bir etti.

Böyle dobra olsun politikacı dediğin, canımı yesin.

Şimdi benim gibi az buçuk şüpheci tiplere düşen görev, bu sıkıntının, yokluğun ve darlığın asıl sebebini bulmak.

(Dış güçler, CHP’liler falan diye işin kolayına kaçmak da istemiyorum ama aklıma da başka sorumlu gelmiyor!)

MÜLTECİ YAKANTOPU

Yunanistan üzerinden Bulgaristan’a geçmeye çalışan Suriye, Afgan, Fas ve İran uyruklu 84 kaçak göçmen Bulgaristan sınır güvenliği tarafından tespit edilmiş ve elbiseleri, paraları alınarak Türkiye sınırına bırakılmış.

Sözde medeniyet, dandik uygarlık falan deyince alınıyorlar bir de.

Elemanlar Yunanistan’dan girmedi mi Bulgaristan’a!

Bırakacaksın bari Yunanistan sınırına bırak!

Ne yani, bizde alıp tekrar Yunanistan sınırına mı bırakalım adamları.

Ne bu böyle, ‘mülteci yakantopu’ mu oynuyoruz üç ülke!

Paralarını ve elbiselerini almak nedir ayrıca!

(Utanın insanlığınızdan, çok utanın bence, haber doğruysa.)