Bırakın bu ayakları..

Dost başa düşman ayağa bakar hesabı şu sıralar kim var kim yok Erdoğan'ın yürümesine, ayakkabısına takmış.

Bir insanın sağlık durumuyla alakalı çıkarımda, bilhassa da politik çıkarımda bulunmak ne kadar ayıp.

(Ecevit'in ölüm yıldönümüymüş bu aralar, rahmetliye de benzer muamele çok yapılmıştı.)

Yok efendim ağır yürüyormuş, sallana sallana gidiyormuş, özel ayakkabı giyiyormuş, bu ayakkabı denge ayakkabısıymış, balans yapıyormuş, arkaya yıkılacak olduğunda öne itiyor, öne düşeceği zaman arkaya itiyormuş.

Yuhh ya. Valla yuh.

Çıktı basketbol oynadı gençlerle.

Basket ve özel ayakkabı demişken, yeniden Federasyon Başkanı seçilen Hidayet Türkoğlu da, NBA'ya 2.04 gitmişti, gider gitmez özel bir ayakkabıyla 2.08 olmuştu. Şunu demeye çalışıyorum. Özel ayakkabıya ihtiyaç duyuluyorsa, duyuluyor demektir, kimi ilgilendirir.

Bir devlet adamının ayağından ziyade kafasına, akli melekeleri yerine getirip getirmediğine yoğunlaşmak lazım.

Bakınız tarihten Winston Churchill'e.

Abi elinden bastonu eksik etmezdi, ağzından da puroyu.

Kimse bu iki hususiyet nedeniyle Churchill'i üzmedi.

O baston Churchill'in devlet adamlığına halel getirdi mi?

(Fiziksel özelliklerden siyasi avantaj veya dezavantaj devşirmek, şark toplumlarına özgü olsa gerek.)

ZORUNLU ÇEVRECİ..

Su parası geçen ay 28 lira gelmişti. Bu ay 30 lira geldi. 2 kere diş fırçaladım, bir kere duş aldım hemen fark edildi.

Eskiden duşa girip bir saat şakır şakır su akıtan, elleri buruşmadan banyodan çıkmayan kişiler 'ne temiz insan' diye methedilirdi.

(Kendimi bildim bileli, duşa girdiği gibi 'vınn' diye çıkmakla suçlanmış biriyim. Yüzüme karşı 'senin vücudunda kesin kuru yer kalmıştır' dendiği bile oldu.)

Artık devir değişti.

Artık duştan yarı temiz çıkan, hatta pis çıkan eleman daha çevreci.

Çevre duyarlılığın artık, bıraktığın karbon ayak izi ile ölçülüyor.

Az elektrik, az su, az doğalgaz, az petrol.

Yani az naylon, az plastik, az benzin.

Az yeme- içme hatta.

Boşuna demiyoruz, 'porsiyonları küçültün' diye.

Başta yeme-içme olmak üzere millet olarak her şeyi az tüketmeye başlayınca biz, bu konuda resmen Avrupa lideri olmuşuz!

Türkiye, evde yapılan tasarrufta yüzde 58 gibi muazzam bir oran yakalamış!

Fikir vermesi açısından, misal Almanya'da bu oran yüzde 34, İtalya'da yüzde 38.

Hasılıkelam ne kadar öğünsek az! Çevreci milletiz vesselam!

(Garibanlıktan değil de, duyarlılıktan olsaydı keşke.)

DÜNYA BİRİNCİSİ

EKVATOR GİNESİ

Almanya Şansölyesi Angela Merkel görev yaptığı sürede tam 4 Fransız başkan eskitmiş! Eskitir tabi, tam 2005'ten beri başımızda!

Rekor galiba onda!

Diyecektim ki, içimden bir ses, dur bakalım dedi, araştır!..

Kim bilir oturduğu koltuğa yapışmış bırakmayan kimler kimler vardır.

Ohoo, liste kabarık.

Dünya birincisi Ekvator Ginesi!

'Kök salma' diyecektim, buna 'kazık çakma' lafı daha uygun olur:

Teodoro Obiang Nguema Mbasogo, ismi gibi uzun süredir koltukta.

Tam 39 yıldır.

İkinci 36 yılla Paul Biya (Kamerun). Üçüncü Hun Sen (Kamboçya) 34 yılla.

Yazıyı isimlere boğmamak için sadece ülke adlarını ve yılları yayınlıyorum:

Uganda 33 yıl, İran 29 yıl, Sudan 29 yıl, Çad 28 yıl, Eritre 28 yıl, Tacikistan 26 yıl, Belarus 24 yıl, Cibuti 19 yıl ve Rusya 18 yıl.

'Gözümüzü açtık Tayyip Erdoğan'la, başka da lider görmedik valla' diye bıdı bıdı yapan zamane gençleri!

İyi inceleyin listeyi, bilhassa da ülkeleri.