‘Biz yaptık’ listesi...

Öncelikle şunu söyleyelim, AKP 2001 yılında kuruldu.

Kuruluş yılını aklınızda tutun.

Erdoğan’ın şöyle bir ‘biz yaptık’ listesi var.

‘İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nı biz yaptık.’

(1987’de yapıldı.)

‘Isparta’ya üniversiteyi biz getirdik.’

(Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi kuruluş tarihi 1992)

‘Adıyaman Havalimanı’nı biz yaptık’

(Yapılış tarihi 1998)

‘Ankara Esenboğa Havaalanı’nı biz yaptık.’

 (1955’te yapıldı)

‘Zonguldak Karaelmas Üniversitesini biz kurduk.’

 (1992’de kuruldu)

‘Van’a üniversiteyi biz kurduk.’

 (Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1982 yılında kuruldu.)

 Liste üç aşağı beş yukarı böyle. Eksiği var, fazlası yok.

Kimi ‘istemezükçü’ kanallar ve muhalif kesimler bu örnekleri sıralayıp akılları sıra Erdoğan’ı şaşkınlıkla, şaşırmakla vs itham ediyorlar.

Bir tanesinin bile aklına gelmiyor, bu söylemlerde bulunarak Cumhurbaşkanı’nın ‘bakalım doğrusunu biliyorlar mı?’ diye bizi imtihan ettiği.

Babalar böyle değil midir!

Çocuklarına mahsusçuktan ‘başkent İstanbul’ falan gibisinden laflar ederler. Maksat, bakalım çocuk ‘hayır baba başkent Ankara’ diye itiraz edecek mi gibisinden. Şu nüans bile tam anlaşılmıyor ya, geniş kitlelerce, ona yanıyorum. Bana kalsa ‘herkesin her dediğine inanmayın’ şeklinde gizli bir mesaj bile var bu söylemlerde. Yoksa niye yapsın, bile bile.

SEÇME YAŞI 30!..

 Yukarıdaki yazıyı bitirdim. ‘Olmuş mu?’ diye sosyal demokrat bir arkadaşa okudum. ‘Cumhurbaşkanı bu maddi hataları bilerek mi yapıyormuş’ diye dudak büktü.

‘Bana biraz zaman ver sana başka bir liste yapayım’ dedi. 10 dakika sonra aradığında aramızda şu ‘tiyaloğ’ geçti:

- Bizden önce buzdolabı yoktu, dedi.  

- Fazla yoktu demek istemiş olamaz mı?

- Bir keresinde de ‘Komünistler köprüyü satacağız dediler Turgut Özal satamazsınız dedi’ diye anlattı.

- Özal’la Halkçı Parti lideri Necdet Calp’i karıştırmış işte. Özal’ın partisi ANAP 4 eğilimi içeren bir parti değil miydi, içinde sosyal demokratlar yok muydu?

-‘Seçme seçilme yaşını 30’dan 18’e çektik.’dedi.

- 20’den 18’e çekildi diyecekti, 30 demiş, dili sürçmüş olamaz mı, hayret bir şey.

‘Asıl sana hayret bir şey’ dedi ve çat yüzüme telefonu kapattı mendebur.

Artık ne cenazeme, ne cenazesine. Arkadaş dedik bağrımıza bastık, her şeye itiraz, her şeye itiraz, ne bu ya böyle.

KOCA KAFA..

Bursalı sosyal demokratların efsane abisi, bir dönem diş hastanesi başhekimliği de yapan Erhan Sevimli, 70 küsur yıllık yaşamı ve birikimlerini ‘Koca Kafa’ isimli kitapta topladı.

Henüz çocukluğu ve gençliğini okuyorum.

Bana kalırsa eli kalem - klavye tutan herkes yazılı kültüre karınca kararınca katkı yapmalı, gelecek kuşaklara deneyimlerini aktarmalı. Erhan Ağabey okuduğum kadarıyla bunu ustalıkla yapmış. Bitirdiğimde daha geniş bir kritik yazma sözü vererek şu kadarını söyleyeyim, herkes Sevimli’nin, mücadelelerle dolu hayatı ve birikimleri ile kendi hayatları arasında paralellikler kurabilir.

Misal Erhan Abi’ye abileri ‘Koca Kafa’ dermiş, bana da ilkokul öğretmenim ‘gel bakalım tahtaya Koca Kafa’ derdi. O da okula 6 yaşında gitmiş, okula başlamadan okuma yazmayı sökmüş, ben de. Erhan Ağabey 15 yaşında bir av kazasında kafasına isabet eden saçmalarla bugüne kadar yaşamış, ben de kafamdaki bir yığın saçma fikirle bugünlere geldim!

Şimdilerde aynı kulüpte briç oynuyoruz, benim de ‘sevimli’ olduğumu söylerler vs. Şaka bir yana sonuçta ortaya merakla okumaya değer bir metin çıkmış. Kitabın kalan bölümü için çok daha heyecanlıyım. Çünkü, Erhan Abi’nin Bursa Hakimiyet gazetesi koleksiyonunu yıl yıl, ay ay, sayı sayı, sayfa sayfa, didik didik ettiği sürece bizzat tanığım. Günlerce düzenli Gazete’ye geldi, arşivde neredeyse 9-5 mesai yaptı. Çok emek verdi, arkeolog gibi çalıştı, araştırmacı titizliğiyle notlar aldı. (17 Haziran Cuma günü saat 17’de, Akademik Odalar Yerleşkesi’nde eşi Necla Sevimli’nin resim sergisi ile birlikte ‘Koca Kafa’ okurlara tanıtılacak. Not alın, unutmayın, bekleriz efendim..)

GÜNÜN ‘TWEET’İ..

Dinler manayı esas alırken, inananların maddeyi yüceltmeleri büyük paradoks. En büyük saray, en görkemli cami, en yüksek bina, en pahalı araba, en uzun konvoy, en fazla koruma, en havalı koltuk, en göz alıcı kıyafet, en şaşaalı yaşam. Niceliğin niteliğe, mazrufun zarfa yenilgisi.. (Abdullah Naci)