Bu biraz ağır oldu

Diktatörlerin ele geçirdikleri yönetim erkini barışçıl yollardan bırakmayacaklarına ilişkin genel kabul görmüş karamsar bir öngörü var.

Barışçıl olmayan yol ne?

Kendini kazandı gösterme, seçim iptali, olmadı iç savaş, o da olmadı dış savaş vs...

'Böyle yapanlar'da kara liste çok uzun.

Kafkaslar'da, Ortadoğu'da, Afrika'da, Güney Amerika'da say say bitmez ülke var. Babadan oğula geçen iktidarlar, krallar, tuhaf liderler, 10 yıllarca tek adamın ağzına bakmalar.

Dandik, göstermelik seçimlerle halkın kandırıldığı.

Basın ve ifade özgürlüğünün şinanay olduğu.

Muhalefetin bile iktidarın güdümünde hareket ettiği.

Her yerde olurdu, orada olmazdı.

Olayın geldiği noktaya bakın. Hür dünyanın en hür ülkesi olmakla övünen ABD'de bile Trump'un tuhaf bir demeci sonrasında, bu yollu bir karamsarlık hakim olmuş ki, Nancy Pelosi hanımefendiye sormuşlar.

'Kasım'daki seçim sonrası Trump da koltuğa yapışır, gitmek istemezse, söyleyin plizz, ne halt edeceğiz?' diye.

Hür dünyanın temsilciler meclisindeki baş temsilcisi bu soruya ne yanıt verse beğenirsiniz:

'Burası Türkiye değil, Kuzey Kore, Rusya, Suudi Arabistan değil, burada öyle şey olmaz!'

Oldu mu bu şimdi Abla!

Örnek özürlü müsün sen?

O kadar kral, diktatör, dini lider, iktidarı babasından devralan eleman varken Türkiye'yi de örnekler arasına kıstırmak ne ayak!?

Sizi bilmem, ben bu lafı 'şahsım'a yapılmış hakaret sayarım.

50 küsur yıldır Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım!

Çok fazla kesintiye uğramasına rağmen iyi- kötü demokrasi geleneği olan, 3-5 yılda bir ortaya sandık konulan bir ülkenin vatandaşıyım.

İlk kez 'demokrasiyle alakası olmayan ülke' suçlamasında adım geçiyor!

Bu hakikaten epeyce ağır oldu.

(Nancy'ye anladığı dilden yanıtlar hemen verildi ama şahsımın yüreği tam olarak soğumadı.)

KAYNANA!..

Kim olduğunu bilmediğim, beyaz takkesinden vaizci olduğunu sandığım İhsan Şenocak diye biri 'Genç kaynana şehvet uyandırabilir, ebediyen haramdır' demiş. Lafı Twitter'da okudum, az araştırdım.

Elemanın hem 'Dr' titri var, hem de bir gazetede köşe yazarıymış meğer!

Dediği de tam olarak şu:

'Eğer bir damat kaynanasının elini öperken, yakınlaşma hissediyorsa, kaynanadan uzak dursun.'

Bunu da, dönemin halifesinin yaşanmış bir olaydan ürettiği bir içtihadına atıfla söylüyor. Zaten laf 4 yıl önce edilmiş. Hürriyet gazetesinde bir hanım yazar da vakti zamanında lafı köpürtmüş.

Hasılı, kayınvalidesine ikinci anne muamelesi yapanları bağlayan bir şey yok.

Müstakbel kayınvalidesi 'mihrap yerinde' diye izdivaçtan cayma planı yapanların ilgisine ve de bilgisine...

ACUN'LA HÜLYA

Acun Ilıcalı jeti satıp uçak almış, Hülya Avşar ada almış.

Yakıcı ve sıkıcı gündemin bir de böyle alışveriş boyutu var.

Kim ne almış, ne giyiyor, ne yiyor mütemadiyen merak ediyoruz.

Pandemi devam ediyor. Acun'un uçağı..

Halk TV'yi kapatıyorlar, hem de Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı yayın yapmaktan, Hülya'nın adası.

Şöyle hissediyorum:

Hülya'yı neredeyse 100 yıldır, Acun'u en az 50 yıldır konuşuyoruz sanki.