Hava Durumu

Burada bizimkiler war!

Yazının Giriş Tarihi: 06.03.2022 08:14
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.03.2022 08:14

Ukrayna’dan savaş yayını yapan uluslararası ajansların ve TV muhabirlerinin şu ifadelerini derlemişler, peş peşe eklemişler:

‘Onlar da bize benziyor.’

‘Bunlar da bizim gibi yaşayan insanlar.’

‘Batılılardan bir farkları yok.’

‘Savaş bölgesi insanları gibi değiller.’

Abiler ve ablalar şaşkınlar.

Kaygı var, korku var, sefalet war..

Mermi  var, füze var, patlama war..

Kan var, ölüm var, gözyaşı war.

Ama ortalık ‘beyaz tenli’ insan dolu.

Kılık kıyafetleri de düzgün üstelik.

Bunlara kalsa savaş ve kaos, sadece Afrikalılara, Araplara, bazı Asyalılara, Kafkaslara, belki Balkanlara, Orta ve Güney Amerikalılara ait.

Kara kuru kavruk adamların ve esmer kadınların hayat şekli bu!

Rusya ve Ukrayna gibi tırnak içinde ‘akça pakça’ insanların, yine tırnak içinde ‘güzel suratlılar’ın kanla- barutla anılmalarının şaşkınlığını yaşıyorlar.

Gördünüz işte, okudunuz, hiç de kötü niyet taşımıyormuş gibi yapılan haber anonslarına sinmiş ‘gizli nefret dili’ni, örtülü ayrımcılığı, saklı ırkçılığı.

Sapiens, ‘biz ve onlar’, ‘bize benzeyenler- benzemeyenler’ ayrımcılığını, öyle görünüyor ki, bir kaç yüzyıl daha aşamayacak.

‘Coğrafya kader’ olmaya devam edecek, insanın ‘kamil’ olma süreci daha çook beklenecek.

MÜLTECİ GİBİ DEĞİLLER!..

Yukarıdaki anlatım ışığında ‘mülteci’ konusu da irdelenmeye değer.

Söz konusu Suriyeli veya Afganlı olunca ‘bu geçsin- o geçmesin’, ‘doktorsa gelsin- ameleyse Türkiye’de kalsın’ mantığı güden Avrupalılar..

Hiçbir Ukraynalıyı kapıdan çevirmediler!

Çevirmesinler de zaten.

Bu da ayrımcılığın, kutu gibi, pembe panjurlu olanı değil mi sizce?

Dijital arkeologlar bu satırları (atıyorum) 2522 yılında okuduklarında şaşırsınlar diye yazıyorum:

Bu yıllarda (2022) sınırlar vardı, o sınırlardan geçilirken, insanların ten rengine ve/veya kılık kıyafetine bakılırdı.

(Cebinde para olup- olmadığına, mesleği olup- olmadığına falan da.)

BİR KAHRAMAN ARANIYOR

Biri çıkacak sonunda ‘Ne af istemesi kardeşim’ diyecek ve ekleyecek:

‘Beni kovdular yahu, bildiğin yaka paça dışarı attılar!’

Bunu yapan harbi delikanlı sayılır, benim gibilerin gözüne girer, gözdesi olur.

Halk kahramanı olmak bu kadar basit işte.

Azıcık sürüden ayrılmak, ayrıldığını ima etmek, belki çok az göstermek!

‘Kovulan bakanlar’ı diyorum, biri de ‘görevden af’fını istemesin artık!

Çıksın açık açık ‘Beni kovdular’ desin.

Ve eklesin:

‘Keşke kendimi yetersiz ve yararsız hissettiğim anda kendi kendime özgür irademle istifa etseydim. Özgür irademizle istifa bile edemediğimiz şu sürecin parçası olduğum için başta eşim ve çocuklarım olmak üzere tüm Türk halkından özür diliyorum.’

Hiçbiri diyemedi. İlaç için, bir tane numune çıkmadı.

Bu günler ilerde en çok bu ‘karakter erozyonu’yla, ‘kişilik aşınması’yla anılacak bana kalırsa.

AF İSTEYECEKSEN..

Af istediğinden bakan beyin kendisinin haberi var mıydı acaba!

Görevinden affını istemeden önce, gerçek af talebini, ülkenin üçte ikisi yanarken, 2 uçak4 helikopter kaldıramadığın için iste.

Çatır çatır yanan sarıçamlardan, karaçamlardan, kızılçamlardan, kayınlardan,  ladinlerden, meşelerden, gürgenlerden af iste.

Tilkiden, boz ayıdan, geyikten, tavşandan, kirpiden, sincaptan, gelincikten ceylandan af iste.

En iyisi floradan faunadan komple özür dile.

Cayır cayır yandı börtü böcek sayenizde.

Affını istemişmiş, hadi ordan be.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.