Hava Durumu

Bursa'nın Rachel Corrie'si!

Yazının Giriş Tarihi: 17.05.2020 09:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.05.2020 09:01

Köylü kadınlar iş makinasının önüne dikildiler. 'Mahallemize atık havuzu istemiyoruz, bu havuz mezarlığmıza çok yakın. Biz buralarda doğaya zarar vermesin diye keçi bile otlatmıyoruz' dediler..

Gözaltına alındılar. GBT'lerine bakıldıktan sonra salındılar.

Bu kez aynı iş makinasının önüne Nurhayat Altaca Kayışoğlu dikildi.

Kayışoğlu Bursa milletvekili. İş makinası durdu, eylem ülke çapında ses getirdi.

Nasıl getirmesin. Ülkede hayat durma noktasına gelmiş ama, doğa talanı bu 'durma' konusundan azade. Maşallah memlekete. Her gün yeni bir doğa talanı haberiyle uyanıyoruz milletçe.

Olay, Bursa'nın Yenişehir İlçesi'ne bağlı Kirazlıyayla mahallesinde yaşanıyor. Maden şirketi atık havuzu inşaatında ısrarlı.

Devamlı okuyucu bilir.

Kimseye bu köşede, hak etmediği yeri vermem, kimseyi orantısız övmem.

İstisna olacak. Nurhayat Altaca Kayışoğlu'nu iş makinasının önünde dikilirken gördüğümde, 'işte' dedim içimden, 'insanlığı kurtaracak çelik irade..'

Nurhayat'ı yıllar önce Tiananmen Meydanı'nda elinde naylon torbayla tankların önünde duran 'meçhul adam'a da benzetebilirsiniz...

Gazze'de, 2003 yılında, bir Filistinlinin evini yıkmak isteyen İsrail buldozerinin önüne dikilen ve orada, 24 yaşında can veren ABD'li aktivist Rachel Corrie'ye de...

O vakitler İTÜ'de okuyan ağabeyimin hediye ettiği, Çocukluğumda okuduğum Eric Kastner'in 'Hayvanlar Toplantısı' isimli çocuk romanının arka kapağında yazan şu soru ve cevabını hiç unutmadım:

Soru: Pofurdayarak üzerine gelen trenlere karşı durmaya kim cesaret edebilir?

Cevap: Tren yollarında yetişen küçük çiçekler!

Bu yazıda adını andığım milletvekili, bu ülkenin küçük çiçeklerine büyük cesaret verdi.

YUSUF'U ERKEN SALDILAR!

Yukarıdaki haberin bir detayı daha var. Milletvekili'nin iş makinasının önüne dikildiği sırada, olayın görüntülerini kaydeden gazeteci arkadaşım Yusuf Kayışoğlu'nun gözaltına alınması.

Yusuf'la yıllarca yan odalarda çalıştık. Kimseye bir kötülüğü dokunmayan, dünyanın en iyi insanlarından biridir. Adamın dibidir.

Vefalıdır, sağcı-solcu herkesin arkadaşıdır.

Ama haksızın karşısına, O'da gerektiğinde hemen dikilir.

Eski adıyla basın şeref kartı, şimdiki adıyla sürekli basın kartı sahibidir.

Yani, arada başka kurum olmaksızın, direk Cumhurbaşkanlığı İletişim Dairesi'ne bağlıdır.

Hasılı bu olayda gözaltına alınması, 'Halkın haber alma hakkının gaspı' diye de nitelenebilir. Anlatmaya 'detay' diye başladığım bu olay, uygar dünyanın her bir noktasında, neden ve niçinine bakılmaksızın büyük haber aslında.

Çok üzgünüm ki, bizde maalesef vakayı adiye.

İfadesi alındıktan sonra serbest kaldı Yusuf.

Biraz erken salındığı kanaatindeyim! Çünkü bu ülkede, O'nun gibi temiz, namuslu, dürüst gazetecilerden epeycesi maalesef içerde.

BİR KAYIŞOĞLU ANISI...

Bu üçüncü yazıyı de Kayışoğlu'na ayırayım da, homojenlik bozulmasın!

Dedim ya, odalarımız yan yanaydı diye. Sayısız güzel anımız var kardeşim gibi sevdiğim Yusuf'la. Buyurun aramızda yıllar önce yaşanmış şu diyaloğa:

'Yusufcum bugün metrodan indim, baktım Osmangazi Meydanı'nda sendika mı parti mi ne olduğunu anlamadığım bir örgüt imza topluyordu, işçi kıyımı mı ne olmuş, devrimci dayanışma falan diye bağırıyorlardı..'

'Eee?'

'Ees'si ne gittim bastım imzayı!'

'Ado saf mısın oğlum, bu devirde öyle bir şeye imza atılır mı? Direk Emniyet'e gider o imzalar, gözaltı falan olduğunda.'

'Biliyorum!'

'Niye attın o zaman imza!'

'Safız ama o kadar da değil herhalde. Bastım imzayı ama, Yusuf Kayışoğlu diye!'

***

Ok gibi fırladı yerinden, gözler fal taşı! Olayın tamamı şakaydı tabii.

(İlk iki yazı biraz kasvetliydi, niye anlattım bu anıyı, çünkü biraz gülümseyelim istedim şu korona pazarı...)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.