Bursaspor modeli

Değerli spor yazarı ağabeyim Mustafa Tunçakın'ın, Adana Demirspor maçı öncesi köşe yazısına attığı başlık şöyle:
'Paraya karşı biz kazanacağız'
Değerli spor müdürü kardeşim Süha Gürsoy'un aynı maçtan sonra köşe yazısına attığı başlık da şöyle:
'Parayla değil yürekle'
Her iki usta kalemin de vurguladığı gibi, Bursaspor'da para yok.
Şu satırları yazdığım sırada kulağım televizyondaki bir haberde.
Haber, yakında çıkacak bir yasal düzenleme ile kulüplerini aşırı borçlandıran yöneticilerin de bu borçtan sorumlu olacaklarını anlatıyor.
Yani, bir devir kapanıyor artık.
Nasılsa kulübün parası, nasılsa bir gün tahsil ederim diye kulüp paraları çar-çur edilemeyecek bundan böyle.
Şu an ligde ara transfer dönemindeyiz.
Parası olan kulüpler, kadroları güçlü bile olsa, ihtiyaç duyulan yerlere 3'er, 5'er transferler yapıp duruyorlar.
Bursaspor'un ise eski, hatta çok eski futbolcuları bile alacaklarını tahsil edemedikleri için transfer tahtası kapalı.
İyi ki de kapalı.
Sırf zorunluluktan altyapısına yönelen, mecburiyetten sadece yerli ve gençlerle oynamak zorunda kalan Bursaspor bu haliyle aslında bir model yarattı:
Bursaspor modeli.
Nasıl ki şampiyonluğu ile 'Bursaspor yaptı, biz de yapabiliriz' duygusu oluşturdu tüm Anadolu'da.
Yakın gelecekte paraya sıkışıp küllerinden doğma ihtiyacı hisseden tüm gariban kulüpler bu modeli örnek alacaklar.

GÖZLER ÜZERİMİZDE

Sadece Bursa'nın değil, ülke futbol gündeminin de projektörleri bizim takıma çevrilmiş durumda.
Çoğu futbolseverin aynı anda süper lig maçı olsa bile, Bursaspor maçı izlemeyi tercih ettiklerini yakın çevremizden ve sosyal medya paylaşımlarından biliyoruz.
Yani taraflı tarafsız herkesin ilgisini çekmeyi başardı bizim gençler.
Daha önemlisi herkeste yarattığımız heyecan dalgası.
Artık bir endüstri olduğu tartışmasız futbolda, öz kaynaklarla da, sıfır yabancıyla da, 21 yaş ortalamasıyla da, başarılı olunabilmesi tüm futbol kamuoyunun haklı ilgisini çekti.
Yakında Avrupa da bunu konuşmaya başlarsa şaşırmayacağız.
Bir hikayenin içinde yaşıyoruz çünkü.

GENÇLİĞİMİZ VAR!..

'Puan durumu'nda 'çok da iyi bir konumda' olmamasına karşın Bursaspor'un durumu bana, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 2'nci seçimi öncesindeki Ekrem İmamoğlu'nu hatırlatıyor.
Ne demişti kazandığı seçim iptal edilince bu genç başkan adayı, kollarını sıvayarak:
'Yolumuz uzun, heyecanımız yüksek, gençliğimiz var!'
Söylemin devamı da bizim takıma uyarlanmaya müsait:
'Biz futbola susamış, başarıya inancı tam, Bursaspor gençleriyiz.
Ve de asla vazgeçmeyeceğiz!'

GÜNDE 2 TL

Ben atlamışım, arkadaşım Ali Kumkale'nin paylaşımından gördüm.
İstanbul Valisi demiş ki:
'2020 yılında 231 bin aileye 177 milyon TL yardım yaptık.'
Yorumu Ali'ye bırakıyorum:
'İlk bakışta rakamlar güzel görünüyor değil mi? 231 bin aile dile kolay. 177 milyon büyük rakam. Hemen matematikten yardım alalım ne anlama geliyor bu yardım dedik ve üşenmedik hesapladık. Yardım denilen şey hepi topu aile başına günde 2 TL çıktı!.. İyi mi! Yani 2 ekmek parası.'
Ali hızını alamamış, paylaşımın altına Cengiz Holding'in son 10 yılda silinen vergi borcunun bugünkü rakamlarla 2 milyar 41 milyon lira olduğunu da eklemiş.
NOT: Aslında insaflı davranmış matematikçi Ali. Bu 2 TL'nin aileye verildiği gerçeğinden hareketle adam başı 50 kuruştan da söz edebilirdi. Ya da aile başı ayda 60 lira falan da diyebilirdi.