Çalışmaya güneye alışverişe kuzeye!..

TL'nin Euro karşısında değer kaybetmesi üzerine Güney Kıbrıslı Rumlar, Türk tarafına geçerek harıl harıl alışveriş yapmaya başladılar.
O kadar ki, sınır kapılarında uzun kuyruklar oluştu.
Türk tarafı an itibariyle Kıbrıslı Rumlar için 'fiyat cenneti' konumunda.
Euro'yla alışveriş yapan için kuzeyle güney arasında yüzde 30 ila yüzde 70 arasında bir fark oluştu etiketler arasında.
Daha önce bir örneğini Batum'da görmüştük. Doğu Karadenizliler sigara almaya resmen Batum'a gidiyorlardı. Her dükkanın camında 'toplu sigara satılır' yazıları vardı.
Benden önce mutlaka adı konmuştur. Tekrar olacağını göze alarak literatüre şöyle bir katkı yapıyorum ve bu durumu, 'Fiyat farkı turizmi!'diye adlandırıyorum.
Tek tek ürünlerde yaşandı elbette bu durum ama, ilk defa böyle çok sayıda mal ve çok sayıda alıcı söz konusu.
Konuyla ilgili okuduğum habere göre, Rum müşteri olayı, Kuzey Kıbrıslı Türklerin çok hoşuna gitmiş ve Ada'nın bu tarafında 'krizi fırsata çevirelim, sınırda formaliteleri azaltalım, daha çok Rum gelsin ve alışveriş yapsın' havası esmeye başladı.
İki örnekle fiyat farkını ortaya koymak gerekirse, Güney'de 22 Euro'ya satılan kolesterol ilacı Kuzey'de 8 Euro, Güney'de 4.80 Euro olan sigara, Kuzey'de 2 Euro. Başka deyişle 40 Euro'ya 2 karton sigara al, 8 Euro da cebinde kalsın!

TİCARETİN SOSYO-POLİTİĞİ

Olayın ekonomik olduğu kadar sosyo-politik tarafı da var farkındaysanız.
Ne kadar milliyetçi olursa olsun, 'ucuz mal bulduğunda' insanlar akın akın o yöne doğru hicret etmekten geri durmuyorlar. Bu da fanatizmi, aşırılığı, kör milliyetçiği törpülerken, hoşgörüyü, sağduyuyu, empatiyi artıran bir durum.
Aslında hazır laf açılmışken binlerce Kıbrıslı Türk'ün her sabah çalışmaya Rum tarafına gittiğinden de söz etmek gerek.
O da ayrı dram veya durum!
Hasılı son tahlilde Ada'daki hal ve gidiş şöyle:
Çalışmaya güneye, alışverişe kuzeye!

DALLAS VE UZAY YOLU'NU SEVDİREN SESLER ARTIK YOK

Şimdiki kuşaklar 'Lost'u bilir, 'Game of Thrones'ı bilir, 'Lacasa de Papel'i bilir.
Bizim gençliğimizde dizi olayı 'Uzay Yolu' ile başladı, ama dünya ahalisini asıl TV başına kitleyen 'Dallas' dizisi oldu.
Dün, bu iki dizinin mühim karakterlerini 'seslendiren', seslendirenden ziyade bu karakterlere 'ruh katan' iki usta tiyatrocu ve dublaj sanatçısını, tesadüfe bakın ki, aynı gün kaybettik.
Dallas'ın JR'ı Oytun Şanal ve ezeli rakibi Cliff Barnes'ı Ferdi Merter 80'li yaşlarında dünyadan göçtüler. Bu ikili Uzay Yolu'nda da Kaptan Kirk (Şanal) ve Dr. McCoy (Merter) olarak girmişlerdi kulaklarımıza.
İsimlerini dizi bitip 'roll caption' akarken ezberlemiştik. Ama onlar tiyatrodan gelme oldukları için 'Türk Dublaj Sanatı' diye bir ekol yaratan insanlardı aslında ve asıl işleri ve işlevleri tiyatro yapmak oyuncu yetiştirmek oyun yönetmekti.
(Dünya üzerinde en başarılı dublajın Türkiye'de yapılıyor olmasının sebebi hikmeti, tiyatro kökenli bu seslendirmecilerdi.)