Cambaza bakın!

Önce, Saray'a giden CHP'li kim diye meraklandı ahali. Saray'a giden CHP'li olmadığı, bunun uydurma bir haber olduğu anlaşılınca, bu kez bu haberi kim uçurdu diye.
Sonunda kabak, bu işin haberini yazan Rahmi Turan'ın başına patladı.
Hikaye şöyle:
Üst düzey bir CHP'li Saray'a gitmiş güya. Bundan daha önemlisi Cumhurbaşkanı 'Keşke CHP'nin başına sen geçsen!' demiş.
Olayı başta Cumhurbaşkanı yalanladı. Akabinde bu 'iş'in haberini yapan Rahmi Turan 'aldatıldım' deyince...
Gazeteci esnafı Rahmi Turan'a topluca baskı yapmaya başladı.
'Kaynağını açıkla!' diye.
Turan önce 'Gazeteci kaynağını açıklamaz' düsturuna sığındı. Sonra bu kişinin 20 yıldır tanıdığı şimdi aktif olmayan eski bir gazeteci olduğunu söylemek zorunda kaldı.
En sonunda da kaynağının kendisine 'Saray'a giden kişi Muharrem İnce' dediğini söyledi.
Sonrasında, 'O kişi beni de aradı ve İnce'nin Saray'a gittiğini söyledi ama ben muhteşem uyanık ve süper deneyimli bir gazeteci olduğum için konuya balıklama atlamadım' diyen Uğur Dündar çıktı ortaya.
Hep beraber 'hımm' dedik o vakit, genç gazeteciler olarak. Bize servis edilen her habere atlamamamız lazım. Önce 'check' etmemiz, gerekirse 'double check' etmemiz lazım.
Şimdi sözde politika yorumu yapanlar, bu iş kime yaradı analizleri attırıyorlar.
Kimi Cumhurbaşkanı itibarsızlaştırılıyor dedi.
Kimi Kılıçdaroğlu, kimi de Muharrem İnce itibarsızlaştırılıyor.
Durum yıllar önce okuduğum habere benzedi son tahlilde:
'Muhallebicinin karısı fırıncıya kaçtı: Ayıkla pirincin taşını!'
Asıl mühim olan halkın gündemi.
Gazeteciler, politikacılar gecenin bir yarısı haber kanalları marifetiyle bu işe full konsantreyken, kalktım pencereden dışarı baktım. Gece 02.00 falan.
253 daireli sitede tek ışık yanmıyor hiçbir evde...
Bunca işsizlik varken, böyle ekonomik sorunlar, bütün olup bitenler 'iş'i gücü bırakıp cambaza bakmamız için mi planlandı acaba?

KAÇ TÜR YALAN VAR?

İstatistik Hocam Prof. Dr. Özer Serper, 'Üç tür yalan var' derdi.
1. Yalan.
2. Kuyruklu yalan.
3. İstatistik.
90'lı yılların başı. Sovyetler Birliği dağılmış. Herkes kendi bayrağının peşine düşmüş. Büyük parça Rusya Federasyonu. Ve Dışişleri Bakanı Andrei Kozyrev bir dizi temas için Ankara'da. Karşılıklı görüşmeler yapılmış ve Kozyrev, 'Bir de Süleyman Demirel'le görüşeyim' demiş. Çaylar- kahveler eşliğinde Kozyrev Demirel'e, 'Sizce' demiş 'Sovyetler Birliği'nin alameti farikası neydi, yani en büyük özelliği?'.
Demirel lafa uzay çalışmalarından giriyor, nükleer alanındaki faaliyetlerden falan dem vuruyor derken... Kozyrev, 'Sovyetler'in en büyük işi istatistikti' diyor.
Evet, sadece istatistik!
Bu hikayeyi bize İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kamil Erozan anlattı.
Ekonomi Editörümüz Birgül Telli Uysal'ın, 'Enflasyon ve işsizlik gibi konularda TÜİK tarafından açıklanan oranları sayıları nasıl değerlendiriyorsunuz' sorusuna istinaden.
***
Eski bir diplomat olan Erozan çarpıcı bir tespit daha yaptı Türkiye'ye ilişkin.
Eskiden yabancı ülke misyon şefleriyle yaptıkları görüşmelerde, 'Türkiye'nin doğusuna dikey bir çizgi çekin buradan itibaren ne demokrasi var, ne açık toplum' dediklerini anlattı.
Şimdi aynı çizgi Yunanistan'dan itibaren çiziliyormuş Erozan'a göre...

ACABA ŞİMDİ NE YAPIYOR?

Eski siyasilerin, milletvekillerinin, belediye başkanlarının falan, görevleri bittikten sonra ne yaptıklarını çok merak ederim. Büyükşehir eski Belediye Başkanı Recep Altepe misal, acaba ne yapıyor. Ahmet Kurtcebe Alptemoçin vardı bir dönemin Maliye Bakanı. Hiç haber yok.
Belediye başkanları Erdoğan Bilenser, Hilmi Şensoy, Ramazan Altunöz, Erhan Keleşoğlu, Zeki Eke vs vs... Ara sıra bu isimlerle röportajlar falan yapılsa ya. Ya da bu isimler sosyal medyayı kullansalar ve benim gibi meraklı tipleri tribe sokmasalar!
Neyse ki bazıları sağ olsunlar, sosyal medyayı şahane kullanıyorlar ve isimlerini unutmamıza izin vermiyorlar. Bu konunun şampiyonu bence Mustafa Bozbey.
Bir günde tam 4 kere çıktı karşıma.
1. TV'de çıktı. CHP'nin grup toplantısına katılmış, orada gördüm.
2. Ankara'da 'Yeni siyaset kültürü ve yerel yönetimlerde yeni yönetim modelleri' konulu bir toplantıya konuşmacı olarak katılmış.
3. Bağlarbaşı'nda CHP mahalle temsilcileriyle bir araya gelmiş, semtin sorunları masaya yatırılmış. 5-6 kare fotoğraf var paylaşımda hepsi farklı kişilerle.
4. Özlüce'de bir 'cafe'nin açılışına katılmış, kurdele kesiyor.
Hani bir laf var ya, 'hiç ölmeyecekmiş gibi çalış, yarın ölecekmiş gibi ibadet et' diye.
Adam turp gibi. Bugün- yarın karşımıza ne çıkacaksa siyaseten, ismi akla ilk gelen kesinlikle Bozbey olacak bana göre...