Hava Durumu

Corona değil, korona!

Yazının Giriş Tarihi: 15.03.2020 09:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.03.2020 09:12

Corona beynelmilel bir dertken, ondan 'corona' diye söz ediyorduk.
Baktık son tahlilde 'Misakı Milli sınırlarına duhul oldu, mevkute olarak karar aldık ona artık 'korona' diyeceğiz.
Konuşurken korona diyorduk zaten, yazarken de 'korona!'
Çünkü o da artık diğer herşey gibi, yerli ve milli!
Bu arada, Çin'den gelen haberler gayet iyi.
Adamlar 'korona'yı resmen derdest ettiler. Ölümle veya iyileşmeyle sonuçlanan 'sonuçlanan vaka' sayısında, iyileşme lehine çok mühim bir artış gözleniyor. (Ek hastaneler kapatılıyor, doktorlar maskelerini çıkarıyor.)
İşin kaynağı ülkenin, üstelik 1.386 milyonluk nüfusuyla bu kadar başarılı olması karşısında, görece daha uygar, daha gelişmiş İtalya gibi ülkelerin 'reornagizasyon'u hakikaten şaşırtıcı. Avrupa tam bir panik yaşıyor.
Yaşlı kıtanın korona mücadelesi 'okullar olmasa maarifi pek güzel idare ederdik' zihniyeti gibi.
Maç yok, sinema yok, konferans yok, toplantı yok, seyahat yok.
Marketler boş, işyerleri boş, sokaklar boş.
Korona gelecek ve geçecek.
Akılda bu şaşkınlık, bu korku ve bu panik anları kalacak.

KILIÇ MESAFESİ...

Bu yazıyı evden yazmayı planlamıştım! Avrupa'nın çoğu metropolü, rüzgarda diken toplarının dönerek uçuştuğu terk edilmiş kasabaya dönmüşken, biz yürek mi yedik ki.
Evden çıkacağız, otobüse bineceğiz, onlarca insanla yüz yüze, dirsek dirseğe yolculuk yaparak işe geleceğiz.
Yazı yazıp aynı koşullarda eve döneceğiz. Sinemalar, stadyumlar, konferanslar sinek avlarken, kendi kendimize malum virüse av olmanın hakikaten ne manası var!
Da işte yılların alışkanlığı, Gazete ortamında yazı yazmanın ruhu başka.
Çıktık geldik, neyse ki, Yazı İşleri Müdürümüz Kemal Göz, sağlam bir önlemi hayata geçirmiş.
'Arkadaşlar' dedi tebliğ yapan bir ses tonuyla, hem sevecen, hem uyaran:
'Bundan böyle kimse kimseye kılıç mesafesinden fazla yaklaşmasın. Ne olur ne olmaz!'
Öpüşme, tokalaşma, omza el atma, belden kavrama, kafaya pat diye vurma gibi folklorik alışkanlıklarımız vardı, hepsi tarih oldu. Şimdilik en sağlam önlemimiz bu:

KORONA TİMSAH'I VURABİLİR!

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Avrupa'daki çoğu ligde olduğu gibi maçların seyircisiz oynanması kararı aldı. Nisan sonuna kadar.
Bursaspor TFF 1. Lig'e düştüğünden beri Süper Lig'e kafamı çevirip bakmadım bile.
Motivasyonum tamamen Bursaspor ve rakiplerinin maçları üzerine.
Şunu diyeceğim.
Bursaspor dışında bütün takımlar zaten maçlarını 'korona' virüsü önlemi ambiansında oynuyorlar.
3 dakikalık özetleri izlerken tribünlere de göz atıyorum.
Seyirci sayısı 'tek- tü(r)k'.
Çoğu takım maç oynarken, Allah muhafaza, tribüne değil iğne, gökdelen düşse, insanca zayiat olmayacak neredeyse.
Hasılıkelam, TFF'nin nisan sonuna kadar seyircisiz oynama kararı öncelikle Bursaspor'u vurabilir.
Çünkü bu Lig'de yegane taraftarı olan takım bizimkisi. Hem içerde, hem dışarda.
Ee seyircinin önemli bir itici güç, önemli bir motivasyon kaynağı olduğu gerçeğinden hareketle şunu söyleyebiliriz rahatlıkla:
Korona en çok Timsah'ı vurabilir. Aman dikkat.

14 MART MİNNETTARLIĞI...

Ne zaman gazetelerde televizyonlarda falan 14 Mart Tıp Bayramı'ndan söz edilse, rahmetli annemi anımsarım.
O'nu, bir 14 Mart'ta, yani tıp bayramında kaybetmiştik.
Ve, ismini dahi bilmediğim o genç doktorun özverisini anımsarım, duygulanarak, gözlerim dolarak.
Zaten ameliyat olmuştu, zaten zırt pırt acillerde alıyorduk soluğu ama, o son acile kaldırıldığı gece...
Durum biraz daha ciddiydi galiba.
O genç doktor ilgileniyordu annemle. Yoğun bakıma aldılar. Çocuk arada sırada çıkıyordu koridora, birileriyle (muhtemelen arkadaşları ile) hararetli konuşmalar yapıyordu.
Belliydi ki, bizim doktoru tıp bayramı nedeniyle ya bir etkinliğe, ya bir eğlenceye, sonuç itibariyle bir kutlamaya çağırıyorlardı, ısrarla.
O da sık sık 'Bir hastam var, tablo iyileştiği an yanınızdayım!' gibisinden laflar ediyordu.
Yarım saat, bir saat arayla hep geldi bu telefonlar bizim doktora. O da her seferinde, 'hastam var, gelmeye çalışacağım' dedi durdu.
Ortam benim için de bir nevi barometreydi. Doktor arkadaşlarının yanına gidebilirse, annem bir kez daha iyileşecek demekti...
Doktor, hastaneden çıkamadı, annem de yoğun bakımdan.
Bu genç doktorun şahsında, bütün sağlık çalışanlarına hissiyatım, büyük harflerle yazacağım müsaadenizle: 'MİNNETTARIM'

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.