Hava Durumu

Despot ülke..

Yazının Giriş Tarihi: 24.11.2020 07:55
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.11.2020 07:55

Danimarka'da korona aşısı zorunlu kılınmış.

Yani, 'ben aşı olmayacağım abi, zaten bol vitamin alıyorum, maske mesafe temizlik her bir şeyim tamam. Aşı kalsın' diyemiyorsun.

Aşı olunacak, ol!

Ne despot ülke. Bir de bize bak.

Test yaptır veya yaptırma.

Ne korona aşısı mecburi, ne grip aşısı. Zatürre aşısı bile keyfe keder.

Sadece aşılar mı?

Hastanelerimiz, durumun kritik olsa bile yoğun bakım yatağını zorunlu kılmıyor. İstersen hastane koridorlarında sedyede bekliyorsun, yine de yatmıyorsun duruma göre yoğun bakımda.

Böyle demokratik ülkede yaşadığımız için şükredelim.

Ya Danimarka'da yaşasaydık 'nice' olurdu halimiz.

Kollarımız kalçalarımız uf olurdu.

BÜTÇEYE KORONA DOPİNGİ

Sadece İstanbul'da korona kısıtlamalarına uymayan 747 vatandaşa tam bir milyon 729 bin lira para cezası kesilmiş.

Üşenmedim hesapladım adam başı 2 bin 314 lira yapıyor.

Sadece İstanbul'da toplanan para bu.

Daha 80 vilayet var. Hepsinde 10'ar 20'şer kısıtlama ihlali yapılsa, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi büyük kentlerde bu ihlaller haftalarca devam etse, du bakayım, hımm, ee şey, valla iyi para toplanır.

Kısıtlamalar şubata marta kadar devam etse hele, ohoo parayı koyacak yer bulamayız.

HANS, GEORGE, HELGA!

Paradan devam edelim. 7 bin 312 yabancı Türkiye'de tam bir milyar 880 milyon dolarlık taşınmaz yatırımı yaparak TC vatandaşlığı kazanmış. İşin içinde balya olunca, hele de böyle yeşil yeşil olunca yine üşenmedim yaptım hesabı, adam başı ortalama 257 bin dolar sokmuşlar piyasaya.

Kabaca hesapla 8 bin kişi ve 2 milyar dolar desek, demek ki, yine hımm, 400-500 bin yabancıyı TC vatandaşı yapsak, Merkez Bankası'nın döviz- faiz kararsızlığından eriyen rezervlerinin bir kısmı yerine konacak.

Vakti zamanında Başbakanlık Cumhurbaşkanlığı gibi vazifeler yapmış rahmetli Turgut Özal 'Ben zenginleri severim' buyurmuştu. Ülkeye giren paraya bakıyorum da, 'ben de yabancının taşınmaz alacak kadar balyası olanını seviyorum' demekten alamıyorum kendimi...

KÜLLİYEDE FİKİR AYRILIĞI

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç katıldığı bir TV programında lafı hukuk reformuna getirip Demirtaş gibi, Kavala gibi insanların içerde yatmasının gerekmediğini söyleyince...

Çoğu yorumcu bu değerlendirmenin Külliye'den bağımsız yapılamayacağını öngördü. Yani Cumhurbaşkanı'nın aynı fikirde olduğunu söyledi, savundu.

Ta ki Erdoğan bu değerlendirmeyi 'fitne' diye niteleyene kadar!

Erdoğan'ın da, Arınç'ın da çalışma ofisleri bildiğim kadarıyla Saray'da.

Aynı koridordalar mı, altlı üstlü mü oturuyorlar, yoksa binaları karşılıklı mı bilmiyorum. Bildiğim, AKP öteden beri 'çatlak ses'in pek çıkmadığı bir parti.

Şimdi çarşının en az yarısı Erdoğan'ın bu değerlendirmeyi ceza kesmeden bırakmayacağını konuşuyor. Diğer bir yarısı da Arınç'ın 'fitne' suçlamasına sessiz kalmayacağını...

Fikrimi sorarsanız eğer, yakında 2 kamyonet yanaşacak Külliye'de Yüksek İstişare ofislerinin önüne. Niye iki?

Arınç'ın katıldığı programa Cemil Çiçek'de bağlanmış, benzer şeyler söylemişti de ondan.

HUKUK DEVLETİ NORMLARI

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Çakıcı'nın Kılıçdaroğlu'nu tehdit etmesiyle ilgili değerlendirme yaparken...

'Hukuk devleti normlarına göre kabul edilebilir değil' dedi.

Hadi buyur!

Bu lafa da iktidarın küçük ama işlevi büyük ortağı MHP sessiz kalmaz.

Çarşı, sırf bu yüzden bir daha karışabilir.

Ben ortalığın karışması taraftarı değilim. Kardeş kardeş geçinip yaşayıp gitme taraftarıyım. Olayı bana kalırsa çözse çözse yine Çakıcı çözer.

Der ki misal:

'Ben hukuk devleti normları yok sanıyordum. Olduğunu bilsem der miydim, aşk olsun!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.