Hava Durumu

'Dış mihrak' ete kemiğe büründü

Yazının Giriş Tarihi: 18.08.2020 08:18
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.08.2020 08:18

Aklım erdiğinden bu yana, aklımın ermediği, cevabını bulamadığım 2-3 soru vardı.
Neden bizim ülkemiz, 'jeopolitik' olarak çok büyük öneme sahip bir coğrafyada da başka ülkeler değil?
Neden biz mütemadiyen 'birlik ve beraberliğe' en çok ihtiyaç duyduğumuz günler yaşıyoruz?
Ve neden 'dış mihraklar' bıkmadan usanmadan ülkemizi bölmeye ve parçalamaya çalışıyorlar?
Jeopolitikle birlik beraberlik şurada dursun, Allah'a şükürler olsun ki, dış mihrak olayı belli oldu artık kabak gibi.
Biden'miş o dış mihrak!.. Joe Biden. 'Baydın' diye okunuyor bu dış mihrakın adı.
Bu abi, gelecekteki ABD Başkanlık seçimlerinde Donald Trump'un karşısına çıkacak demokrat aday.
7 ay mı ne önce, hep çalışmak istediğim ama bir türlü nasip olmayan New York Times gazetesine 'Türkiye'de muhalifleri açıkça desteklemek lazım' yollu bir demeç vermiş.
Bana göre büyük 'eşeklik' etmiş. ABD başkanlık makamına aday birine eşeklik etmiş diyerek hakaret ettiğimi düşünmeyin.
Eşek hayvanı Demok-rat Parti'nin alameti farikası! (Fil de Cumhuriyetçilerin)
O değil de, bu hususta, bizim iktidar çevrelerinin kadim dış mihrak olayına kedi kaleci Rüştü gibi 'plonjon' yapmalarından anlıyoruz ki...
İktidar bu zırvaya, her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duyuyormuş.
Size tuhaf gelebilir, iktidar çevrelerine katılıyorum!
Bizim millet kimi iktidara taşıyacağına, kimi iktidardan indireceğine bizzat kendisi karar verir. Kimsenin dış desteğine, iteklemesine, yönlendirmesine ihtiyaç duymaz. Hatta böylesi bir müdahaleyi hissettiğinde, tersini yapmaktan çekinmez.
İktidar çevrelerinin ta 7 ay önce edilmiş bir lakırdıyı bugün gündeme getirip, 'dış mihrak alerjisi' sosuna bulayıp, adeta servis edip, koro halinde tepki gösterip, oy devşirmeye çalışması, siyasi olarak anlaşılır bir şey.
Öyle veya böyle.
Ben en azından şu dış mihrak olayının artık açığa çıkmasından bahtiyarım.
Dış mihrakın ete kemiğe bürünmesinden de.
Az şaşkınım sadece. Bu dış mihrak, ezeli ve ebedi müttefikimiz ABD'den çıkmasaydı keşke... (Dış mihrak büyük ihtimal bir komünist çıkar diye öngörüm vardı, o da yıkıldı, yılların beyin cimciklemesi ve kulak dolgunluğu sebebiyle..)

KİRAZLIYAYLA TAMAM, YA DİĞERLERİ!

Yenişehir'e bağlı Kirazlıyayla köyündeki madencilik şirketinin faaliyetleri durduruldu. Şimdilik zafer direnen köylülerin oldu.
Bilhassa da köyün kadınlarının.
Tesis köye 200 metre mesafedeydi, dolayısıyla bırakın çevreye vereceği tahribatı, köylüler fabrika inşaatı nedeniyle tarlalarına, mezarlıklarına gidemez haldeydiler.
Başta CHP Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu ve Yenişehir Çevre Platformu üyeleri olmak üzere çoğu kişi ve kurum köylülerin yanında yer aldı ve havaya, suya, toprağa karşı girişilmiş bir katliam daha engellenmiş oldu.
Bu olgu üzerinden şunu tartışmak istiyorum asıl:
Tarımda çalışanlar, çiftçiler, köylüler bize göre, yani şehirde yaşayanlara oranla ciğerden çevreci olmak zorundalar değil mi?
Tehdit edilen onların hayatları, onların gelecekleri çünkü.
Yıllardır Kirazlıyayla türü haberleri izledik, okuduk, yazdık.
Nerede bir çevre felaketi ve/veya tehdidi söz konusu olsa, sadece o yörenin insanları mücadele veriyor, duyarlılık nedense hep ve mütemadiyen 'lokal' kalıyor.
Kirazlıyayla dışındaki benzer köyler bu tip haberlere neredeyse sıfır reaksiyon gösteriyorlar. Bilinç, sadece başa gelince oluşuyor.
Benzer köylerin, başka köylülerin, doğalarının tahrip edilmesi gibi bir dertleri yok çünkü, şimdilik!
Yenişehir'in kaç köyünden Kirazlıyayla'ya desteğe gelindi?
Ya da daha genel sorayım:
Kaz dağlarındaki talana itiraz edenlerin yüzde olarak kaçı şehirliydi, kaçı köylü?
Başka dereler ve başka göller, başka yaylalar, başka yörelerin hayvan toplulukları ve bitki örtülerinin yaşadığı tehdide itiraz eden başka köyün köylüsü gördünüz mü hiç?
Dolayısıyla sorun neredeyse eylem de sadece orada.
Demek istediğimi tam olarak anlatabildim mi acaba?

ORTAK 'AN'IMIZ!..

Önemli günler ve haftalar yazısı yazmaktan hep imtina ettim. 17 Ağustos istisna. Çünkü bu tarih, tüm Türkiye halkının ortak 'anı'sı. O büyük depremin merkez üssü tüm ülkeydi. Başka hangi olayda herkesin bir 17 Ağustos 'anı'sı olur ki.
Herkesin anlatacak bir şeyi.
Hepimiz büyük travma yaşadık, hepimiz yıkıldık, hepimiz öldük o gün, o gece, o saatte, o dakikalarda.
Bugün 0-20 yaş arasında olanlar dışında.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.