Diyarbakır'da atılan slogan

Cumhurbaşkanı Erdoğan Diyarbakır'a gitmiş, il başkanları genişletilmiş divan toplantısında konuşuyor. Salonda 'Biji Serok Erdoğan' sloganları atılıyor.

Kürtçe 'Yaşasın Başkan Erdoğan' demek bu.

Bence bir sakıncası yok ama bu sloganın herhangi bir CHP'li için atıldığını düşünebiliyor musunuz?

Yandaş basında nasıl yer alırdı haber?

Veya Erdoğan neler söylerdi bu CHP'li için!

En basiti PKK'lı olmakla suçlamaz mıydı?

Bu ülke bir yanıyla böyle bir ülke.

Kim nerede ve ne yapıyor, değişiyor duruma göre.

İstanbul'daki HDP'li CHP'ye oy verince 'vatan haini', AK Parti'ye geçince 'vatanın en narini!'

Bu arada slogan nedeniyle aklıma takıldı:

Diyarbakır'da hiç MHP'li yok mu?

Çıkıp bağırsa ya o da.

'Biji Serok Bahçeli' diye.

Sahi bu sloganı Bahçeli duymadı mı?

Duyduysa tüyleri diken diken olmadı mı?

TÜRKÜYE CEZA, BU ÇAĞDA?

Halk TV 'Türküler Susmaz' diye program yapıp müzisyenlere maddi açıdan koltuk çıkmaya çalışmış. Bu imece programda çalınan 'Cemo' isimli türkü nedeniyle kanala RTÜK tarafından 3 yayın durdurma ve 3 kez de idari para cezası kesilmiş.

Az araştırdım, 'ekşi sözlük'te türküye kaynaklık eden hikayeyi buldum:

Cemo 1930'lu yıllarda Tunceli dağlarına isyana giden yavuklusunu bulmak için erkek kılığında dağlara çıkan, aslında isyan nedir bilmeyen ve çatışmada ölüp sevdiceğine kavuşamayan bir kızın hikayesi.

Bu hikaye, emekli Türk subayı Kemal Binbaşar tarafından 1966 yılında romanlaştırılmış ve bu roman 1967 yılında Türk Dil Kurumu ödülü almış.

Türküde zaten Kültür Bakanlığı'nın bandrolü var.

Bu gözler vakti zamanında türkü yasaklandığına tanık olmadı değil oldu ama kendisi şiir okumaktan mahkum olmuş bir Cumhurbaşkanı'nın ülkesine türkü sebebiyle TV cezası hiç yakışmadı.

Bu cezalardan Sayın Cumhurbaşkanımızın da hoşlanmadığına eminim.

SU KABAĞI HATALAR

Zaten bana öyle geliyor ki, birileri onun adına bazı tasarruflarda bulunarak aslında Cumhurbaşkanımız'ı zor durumda bırakmaktan başka bir şey yapmıyor.

RTÜK'ün türkü yüzünden televizyona ceza vermesi misal bir.

İki, İnönü muhabbeti.

Neymiş, 27 Mayıs öncesi İsmet İnönü hem de Meclis kürsüsünden darbe çığırtkanlığı yapmış. Ne oldu son tahlilde, Meclis Başkan Yardımcısı Ak Partili Süreyya Sadi Bilgiç yalanladı bu durumu. Üşenmemiş gitmiş dönemin Meclis tutanaklarını incelemiş. İnönü'nün böyle bir konuşması olmadığını açıkladı. Soru şu haliyle:

Kimse mi uyarmıyor Sayın Cumhurbaşkanımızı 'efendim yok böyle bir konuşma' diye.

KADININ ADI HALA YOK!

Ve üç..

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Çok yakında Uğur Şahin ve eşi misafirimiz olacaklar, böylece Biontech'le çok daha seri adım atabileceğiz' diye 'twit' atmış.

Biontech'in diğer patronu Özlem Türeci'nin adı 'twit'te geçmiyor ya.

Buyurun size, dönemin haşarı gazetecisi Duygu Asena hanımefendinin 'Kadının Adı Yok' isimli kitabına gönderme yapanlar için bol malzemos!

Ali Babacan 'Emine Hanım'ın eşi konuştu' diye hemen topa girmiş.

Zaytungcular, daha da fena:

'Özlem Türeci: Maalesef ben fazla kalamıycam, eve gidip fasulye ayıklamam gerekiyor' diye uydurma mizah haberi yapmışlar.

Külliye'deki o kadar danışman ne işe yarıyor, valla anlamakta zorlanıyorum!