Ekinoks...

Bugün ekinoks. İki tane var bundan. Biri 21 Mart, diğeri de bugün, yani 23 Eylül.
Her ikisi de gece ve gündüzün eşit olduğu günler.
'İlkbahar ekinoksu'nda geceler kısalıp gündüzler uzamaya başlar, sonbahar ekinoksunda günler kısalmaya geceler uzamaya..
Da, çok da önemsememek gerek bu olayları.
Bu işler sadece bizim buralarda mühimseniyor çünkü.
Venüs'te misal çok enteresan bir durum var. Venüs kendi ekseninde 243 günde, Güneş çevresinde ise 225 günde döner. Yani Venüs'te bir gün, bir yıldan uzun!
Venüs'ün ekinoksu ne olacak bu durumda?
Mars bize en yakın mahalle! İkimize birden 'ikiz gezegenler' deniyor, o derece!
Mars'ta gün 24 saat 37 dakika. Yıl ise iki katımız, tam 687 gün.
Ama en güzeli Jüpiter. Gün 9 saat orada. (8 saat mesai yaptın sana kaldı bir saat! )Yıl bize oranla uzun ama. Tam 4332 gün. (Yılbaşı kutlaması yapmak için epeyce bekleyeceksiniz.)
4 bin küsuru çok bulduysanız az sonra vereceğim sayılar Jüpiter'e rahmet okutacak cinsten.
Satürn'de bir gün 10 saat 14 dakika, yıl 10759 gün.
Uranüs'te bir gün 17 saat 14 dakika, bir yıl 30681 gün. (Yani 84 yıl!)
Neptün'de bir gün 16 saat 7 dakika, bir yıl 60188 gün. (Yani 165 yıl)
Dünya Güneş'in etrafında 108 bin kilometre hızla dönüp bir yılı tamamlarken Neptün'deki şu tembelliğe bak birader, 165 yıl sürüyor abinin 'bir tur'u tamamlaması.
Bunlar da sabit sayılar değil. Uzay ve zaman kavramı üzerine düşünmeyin, kafayı tırlatmayın.
Bu galakside hiçbir şey koyduğun gibi durmuyor. Burda durmuyor da ötekilerde, Andromeda'da, Küçük Macellan Bulutu'nda, Üçgen'de, Maffei 1'de, içindeki diğer 16 galakside ve diğerlerinde duruyor mu? Durmuyor, her şey değişken. (Samanyolu ile Andromeda birbirinin içinden geçecek diyorlar, 500 milyon yıla kadar. (Şahane havai fişek gösterisi, kaçırmamak lazım!) meseleyi yeniden 'yer'e indirelim. Mesela bizde bir günün 24 saat olması hadisesi, sanmayın ki kalıcı.
Ölmez sağ kalırsak göreceğiz 170 milyon yıl sonra Dünya kendi ekseni etrafındaki dönüşünü ancak 25 saatte yapabilecek. (Mesailer 8 saat olarak kalırsa çalışan kesime ekstra bir saat daha! Ne kadar sevinsek az. Bu azamete bakarak söylüyorum; takvim falan hep yalan!

GENÇLİĞE HİTABE CEZA MI?

Ardahan'da bir çocuk halı sahadan spor malzemeleri çalmış. Yakalanmış. Yargılanmış. Hakim çocuğa 'ceza' vermek yerine, 'Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ni ve 'İstiklal Marşı'nı ezberlemesini, ayrıca Ömer Seyfettin kitapları okumasını istemiş.
Sizi bilmem bu ceza bana biraz 'ağırlaştırılmış müebbet' gibi geldi.
Bu haberi sosyal medyada paylaşan abla, 'iyi bişey olmuş' modundaydı.
Oysa, şu soru havada:
'Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi ve/veya İstiklal Marşı ceza olabilir mi?' Dahası var: Kitap okumak da öyle.
Ömer Seyfettin'in seçilmesi tesadüf mü? (Bunu edebiyatçılar tartışsın.)
Kitap okumakla ceza kavramı da çelişiyor çünkü. Ama misal hakim bana sorsaydı basından bir-iki isim verebilirdim, metinleri ceza mahiyetli. Mesaj vereceğim derken 'ters mesaj' vermek, bu olsa gerek.

HAREKETLİLİK!

16-22 Eylül Avrupa'nın çoğu ülkesinde 'hareketlilik haftası' olarak türlü çeşitli etkinliğe sahne oluyor. Amaç motorlu araçları minimize etmek, yerine bisikleti veya yaya yürümeyi teşvik etmek.
Bizimkiler durumu nasıl anladıysa artık, habere dikiz:
'İETT, hareketlilik haftası dolayısıyla cumartesi günü toplu ulaşım araçlarını tüm gün yüzde 50 indirimli yaptı.'