Bu ülkenin aydınlık yüzünün en aydınlık görüntüsü bu kızlar.
Filenin Sultanları’ndan söz ediyorum.
Ama Zehra’dan, Ebrar’dan, Vargas’tan, Elif’ten, Gizem’den, kaptan Eda’dan değil.
Bu kez gündem, Filenin ‘daha genç’ Sultanları.
Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da Avrupa şampiyonu olan, U 20 kadın voleybol milli takımımızın oyuncularını tanıyalım:
Liza, Bilge, Beren, Eylül, Begüm, Dilay, İlayda Naz, Helin, Bianca İlayda, Nisan, Şevval, Selin ve Selen.
Bu kızlar, Avrupa Şampiyonası’nda oynadığı 9 maçın 9’unu da kazandı.
Final, adeta olimpiyatta karşılaştığımız İtalya maçının rövanşı gibiydi ve Genç Sultanlar maçı 3-2 kazanarak boyunlarına altın madalyayı taktı.
Sizi bilmem ben bu olağanüstü başarıya asıl milli takım Avrupa Şampiyonu olmuş gibi sevindim.
Çünkü bu başarı, voleybolda yakaladığımız ivmenin tesadüf, dönemsel, birkaç iyi oyuncunun bir araya gelmesiyle oluşan bir durum olmadığının kanıtı.
Öyle görünüyor ki, kadın voleybolunu 10-15 yıl, bilemedin belki 20-30 yıl daha biz ve bizim gibi bu alana yatırım yapan (örneğin İtalya gibi ülkeler) domine edecekler.
Yani ömrümüz yettikçe kadın voleyboluyla gururlanmaya, övünmeye devam edeceğiz.
Hangi konuya el atsan elinde kalan, sorunlar yumağı ülkede, birlikte sevinip kıvanacağımız bir alan var çok şükür.
Meclis’te arbede ve kavga, statta itiş-kakış, sokakta şiddet, her yerde herkesin birbirine kabalık yaptığı..
Herkesin herkese hakaret ettiği, pespayeliğin, nobranlığın, dallamalığın, denyoluğun hakim olduğu erkek egemen bu tuhaf ülkede..
Yüzüne bakılacak tek grup onlar.
Ne kadar pamuklara sarsak, ne kadar üzerlerine titresek az.
DON ENDEKSİ
Ali Koç’un Devlet Bahçeli’yi ziyaretini mi yazsam, Alpay konusunu deşmeye devam mı etsem, yangınları mı unutturmasam, sokak hayvanları konusuna mı girsem, Fatih Altaylı-Kılıçdaroğlu polemiğine mi dahil olsam, Irak vatandaşlarına vize verilmesi hadisesini mi irdelesem, Dilan Polat serbest kalmış oraya mı dalsam derken..
Bir endeks haberi düştü önüme.
Buna göre, bir ülkedeki ekonomik gidişatın iyi yönde mi kötü yönde mi seyrettiğine ilişkin en önemli gösterge erkeklerin iç çamaşırı satın alma eğilimleriymiş.
Yani erkekler don alıyorsa ekonomi iyiye gidiyor, don almayı keserse ekonomi batıyormuş.
Yalan değilse eğer bu endeksi ortaya çıkaran bir dönemin efsane Amerika Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspan’mış.
Amerikalıların ekonomide en duyarlı oldukları konunun perakende sektörü olduğunu biliyordum.
Yani Amerikalı ekonomistler, politikacılar, insanlar evlerinden çıkıp alışveriş yaptıkları sürece ekonomiden hiç kaygılanmaz.
Özümü şaşırtan koca perakende sektörünün ‘erkek donu’na indirgenmesi oldu.
Belki bu endeks bizde de çalışıyordur.
Soralım öyleyse ortaya, bilhassa erkek okurlara:
‘En son ne zaman don aldınız?