Hava Durumu

Fiyakalar bozulmasın!

Yazının Giriş Tarihi: 04.07.2021 07:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.07.2021 07:53

Geçmiş vakit. İktidarda Özal'ın ANAP'ı var. Pürşaşaa, debdebe had safhada.

Yenge, 'First Lady' Semra Hanım'ın domine ettiği, kamuoyunun 'Papatyalar' adını taktığı hanımlar gösterişte, görmemişlikte, cakada sınırları zorluyor.

Osmanlı'yı gerileten Lale Devri gibi bir dönem yaşanıyor.

Yıldız Saray'ın 'Hasbahçe'sinde, Osmanlı kıyafetleri ile partiler, defileler vs.

Bildiğin saltanat görüntüleri.

Gidişat fazla sürmedi. ANAP içindeki muhafazakarlar ses yükseltti, basındaki tepkiler falan derken, küt...

O yıllarda biraz da ekonomik sıkıntılar sebebiyle, tasarruf tedbirleri gündeme geldi. AA'da bir arkadaşım Heykel'deki Atatürk Anıtı'nın önünde bir çelenk fotoğrafı çekti. Devletin ajansı ya, 'al' dedi 'bu fotoğraf bize gitmez sen kullan.' Gönderdim Cumhuriyet'e.

Çelenk'te 4 bakanın birden imzası vardı.

Tasarruf genelgesi nedeniyle, 4 bakan tek tek 4 çelenk göndereceklerine, bir çelengin üzerine 4 isim yazdırmışlar.

Gazete şu başlıkla kullandı fotoğrafı:

'Tasarruf genelgesi çıktı, fiyakalar bozuldu!'

Meclis ve Külliye hariç bir tür 'tasarruf genelgesi' durumu var ya bugünlerde de. Aklıma takılıyor haliyle. Nasıl icra edilecek acaba diye.

Misal Cuma namazına 130 arabayla gidilirken, sadece Meclis ve Külliye araçları gelsin, diğerleri gelmesin mi denecek.

Say say bitmez o siyah 'jammer'li falan lüks araç sayısı 60'lara 70'lere mi çekilecek! 'Ejder meyveli smoothie'den 'ejder' ve 'smoothie' atılarak meyve sade ve sadece kabuğu soyularak mı servis edilecek.

Pardon Külliye tasarruf dışıydı, unutmuşum!

Öyle veya böyle. 'İtibardan tasarruf olmaz'dan, 'tasarruf genelgesi'ne geçilmesi de bir tür gelişme bence.

PORSİYON- PANSİYON..

Tasarruf tedbirleri inşallah lafta kalmaz.

Kulağıma geldi. Diyanet İşleri Başkanlığı, personeli tatil yapsın diye Antalya'da 5 yıldızlı otelle yüzde 20 indirim sağlayarak, 'alkolsüz her şey dahil' günlüğü 929 liraya anlaşmış. Günümüzün 'first lady'si Emine Hanım bana kalırsa bu işten pek hoşlanmayacaktır. Çünkü şu lafı etti hafta içinde:

'Gelin hep birlikte basit önlemler alalım. Porsiyonları küçültelim!'

Çalışanların yarısının asgari ücretli olduğu, insanların 2 bin 825 lira ile geçinmeye çalıştığı bir ülkede, günlüğü 929 liraya tatil!?

Devlet kesesinden hem de.

Şu mesajı direkt gönderiyorum Diyanet'e:

Bir tabak yerine yarım tabak yiyelim, porsiyonları küçültelim.

5 yıldızlı oteller yerine de pansiyonlara gidelim!

ÖRTBASTA BAŞARILIYIZ

'Spotlight' bir gazetecilik filmi. Kilise ortamında yaşanan çocuk tacizlerinin boyutunun ne kadar derin ve oylumlu olduğunu anlatan.

Gerçek olaylara dayalı, hatta fazla belgesel havalı.

Filmin benim açımdan en çarpıcı yanı durgunluğuydu.

'Spotlight' gazetenin içindeki haber araştırma birimi. Kimse bu 3-4 kişilik ekipten ertesi güne bir haber yazmasını beklemiyor. Abiler ablalar bir konuyu bir belgeyi hiç acele etmeden 3 ay 4 ay inceliyor, irdeliyor. Bir detay için bir hafta araştırma yapıyorlar. Bir şey bulamasalar bile küçük bir ipucunu aylarca kovalıyorlar. (Bizde kimse bu kadar ağır çalışan bir ekibe maaş ödemez.)

Sonra ufak ufak delilli ispatlı taciz ve tecavüz vakalarına ulaşıyorlar.

Önce 1-2 tane. Sonra 20-30 tane. Derken...

Bir yığın din adamının yer değiştirdiği ortaya çıkıyor. Meğer kilise tecavüzcü rahipleri korumak ve olayları örtbas etmek için 'tayin taktiğini' uyguluyormuş.

Adı çocuk tacizine ve tecavüzüne karışmış rahipleri hep başka kentlere başka ülkelere gönderiyormuş, görevden alıp yargılanmalarını sağlamak yerine.

Sayı 3-4 haneli sayılara ulaştığında donup kalıyorsunuz haliyle.

Dini vakıf ve cemaatlere fukaralık yüzünden emanet edilen çocukların başına gelen fena işler sebebiyle, bizim ülkede olan bitenlere de benziyor film bu haliyle. Tek ve mühim fark, bu cerahat bir türlü tam anlamıyla ortaya çıkarılamadı, ifşa edilemedi. Hep ufak tefek ve münferit hadiseler diye anıldı. Boyutları hep dar kaldı. Hasılı örtbas konusunda devasa bir organizasyon olan Kilise'den bile daha başarılıyız yani.

ELMALI- KURBAN..

Elmalı davasına bodoslama dalamadığım için yazdım yukarıdaki satırları. Suçlamaların doğru mu yanlış mı olduğu mahkeme safahatı sonuçlanmadan belli olmayacak Elmalı konusu ile ilgili kalem oynatmaya kendimi mezun görmüyorum. 'Bu nasıl adalet?' sorusu için henüz erken yani.

Ama şunun için erken değil, dile getirebilir, sorabiliriz.

İçişleri Bakanlığı, adı 45 çocuğa taciz ve tecavüzle anılan bir vakfa kurban bağışı toplama izni verirken, on binlerce aileye maddi yardımda bulunan İstanbul Vakfı'na bu izni neden vermiyor?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.