Hava Durumu

Gülüş cümbüş bir kampanya

Yazının Giriş Tarihi: 09.06.2018 07:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.06.2018 07:28

Ne kadar şanslı bir milletiz. Sözde son yılların en önemli seçim sürecini yaşıyoruz, gülmekten, eğlenmekten yarılıyoruz.
Güya gerilimli geçeceği öngörülmüştü sürecin.
Nerde efendim, nerde!
Buyurun, Tayyip Erdoğan'ın buzdolabını gelişmişlik göstergesi olarak lanse ettiği konuşmasına.
Buyurun, Muharrem İnce'nin miting meydanlarında 'Kemal Sunal videosu' oynatmasına.
Başka şeyler de oldu.
Misal prompter azizliği tek başına yeterliydi.
Başka şey olmasa bile tüm süreci domine edebilirdi ama..
Eğlenceli işler durmadı.
12 Eylül sonrası yapılan ilk seçimde Turgut Özal'ın 'köprüyü satacağım!', Necdet Calp'ın da 'sattırmam!' polemiği misal yanlış anımsandı.
Erdoğan, 'Komünistler köprüyü satmak istedi, Özal engelledi' dedi ve...
Böylece Özal'ı komünist yaptı, Calp'ı da Özal!..
Buyurun son noktaya:
'İnşallah şehir hastanelerinin müşterisi artacak'
Hastane bu ya! Allah düşürmesin, yokluğunu da hissettirmesin dediğimiz binalar!
Hasta müşteri midir bu bir, ve dilek temennide bulunulacaksa, 'İnşallah kimse hastanelere ihtiyaç duymaz!' falan denir. De, kampanya eğlenceli başladı, eğlenceli devam ediyor diye boşuna demiyoruz. İnşallah böyle eğlenceli de sonuçlanacak!
(Tüh, kıraathane konusuna giremeden yazı bitti gördün mü?)

Adile veya Adela!
AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal'ın 'Adile Naşit'in ninni okuduğu Türkiye bizim için tam bir kâbustu' sözleri üzerine çok konuşuldu, çok yazıldı.
Mahir Ünal da bir açıklama yapıp, yanlış anlaşıldığını iddia etti.
Yine de bir dönemi anarken, masal anlatan ve çocuklara 'kuzucuklarım' diyen tombul bir teyze paydasından dönem eleştirisi, epeyce sakil kaldı.
Bu topa girmeden genel birkaç şey söyleyeyim:
Çok yakın zamana kadar, bu ülkede tiyatro sanatçısı kadınların vesikaları vardı. Sanki pavyonda veya genelevde çalışıyormuş gibi muamele görürlerdi. (Vesika hepsinden kalktı. Genelev kadınının elinden kimliğini al, vesika ver, e o kadın çocuğunu okula vesikayla mı yazdıracak?)
Konumuza dönersek, Cumhuriyet öncesi Müslüman Türk kadınının sahneye çıkma ihtimali sıfırdı. Ortaoyununda falan 'kadın rolüne çıkan erkek oyuncu' yani 'zenne' muhabbeti aslında bir ihtiyaçtan doğmuştu. Ee peki yabancı 'teks'lerdeki kadın rolleri ne olacak. Onun da çözümü gayrimüslim kadınlarda bulundu. Sözün özü cesuryürek Afife Jale'ye kadar bu boşluk özellikle de Ermeni kadın oyuncular tarafından dolduruldu.
Bu kısa tarihçeye sosyal medyada 'Adile Naşit'in asıl adının 'Adela' olduğu yolundaki muhabbetler nedeniyle girdim. Adile veya Adela, ne fark eder?!

Babası Türk, annesi Rum
Adile Naşit'in annesi Amelya isimli bir Rum'du ve fakat eşi 'Komik-i Şehir' Naşit Bey'e sevgisinden Emel adını almıştı. Benim için hiç önemi yok gerçekten ama meraklı okur için söyleyeyim, yukarıda adı geçen sanatçıların tamamı öldüklerinde Müslüman adetlerine göre gömüldüler. Gazeteci Soner Yalçın'ın 'Benim Güzel Ermenilerim' kitabında Adile Naşit'in Ermeni olduğu yazılıymış. Ama en başta ailenin yaşayan bireyleri bu bilgiye itiraz ediyor.
Hasılı, olsa ne olur olmasa ne.
İnşallah Mahir Ünal da, Adile Naşit'in ninni okuduğu günleri 'kâbus' diye nitelerken, etnik veya dini kökenden azade bir yorum yapmıştır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.