Hava Durumu

Gurur günümüz!

Yazının Giriş Tarihi: 07.01.2020 08:37
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.01.2020 08:37

6 Ocak Pazartesi gününü, yani dünü, ülke olarak 'gurur günü' ilan edebiliriz.
O kadar çok olay ve kişi saptadım ki gurur duyulası, o kadar olur.
Misal Ahmet Hakan.


Geçmişte harika 'tweet'ler attığı ortaya çıktı. 2011 tarihli biri şöyle:
'Acaba memleketimizde ''doğuştan yalakalık geni'' taşıyanlar kimler olabilir.'
Daha eski tarihli, 2010'da attığı birinde de Yiğit Bulut'un yalakalığının ancak Recep Tayyip Erdoğan tarafından engellenebileceğini yazmış.
Şekilde de görüldüğü gibi 10 yıldır kendini yalakalıkla savaşa adamış Ahmet Hakan'la ne kadar gurur duysak az. 'Cumhurbaşkanı ile Özel' programında bizzat Cumhurbaşkanına 'ekonominin çok iyi gittiğini' söylemesi 'bağzı' çevrelerde manidar bulunmuş gerçi. Boş verin! Programda hem Ahmet Hakan hem de diğer sunucu Buket Aydın 10 üzerinden 12 numara iş çıkardılar.
Buket biraz gölgede kaldı diye düşünenleriniz olabilir.
İnstagram'daki paylaşımlarından istediğinde nasıl giyinebildiğini bildiğimiz Buket Aydın'ın programa ayak bilekleri bile görünmeyecek şekilde 'Rahibe Teresa kıyafeti'yle katılması (sizi bilmem benim için) takdir ötesi.
Uzatmayayım dün, güne meslektaşı olmaktan onur duyduğum bu ikiliye gurur duyarak başladım.

BİLETİ YAKAN ADAM!

Hiç gaz kesmeden devam ediyorum. İnegöllü işçinin yılbaşında 20 bin lira kazandığı bileti yakması ile gururdan neredeyse şişerek patlayacaktım.
Hikaye şöyle: Oğlunu kıramamış, bileti almış. Bakmış 20 bin lira kazanmış. Gitmiş patronuyla konuşmuş. Patron affedersiniz 'sidikle abdest alınmaz' şeklinde veciz bir laf edince, 'haram para eve sokulmaz' düsturundan hareketle tutmuş, bileti yakmış.


Hem bu arkadaşla, hem de sosyal medyada bu haberin altına 'İnegöl il olmalı' notunu düşerek paylaşan arkadaşımla, ayrı ayrı gurur duydum.

HERKES MİLYONER OLSUN!

Piyango demişken ve ana başlığı 'gurur' diye belirlemişken, buyurun kutu gibi, pembe panjurlu bir gurur hikayesi daha.
'Kuaförüm Sensin' programının jüri üyesi manken hanım kızımız Tuğba Özay televizyonda ancak şapka çıkarılacak şu değerlendirmeyi yapmış:
'Yılbaşında büyük ikramiye 80 milyon liraydı. Türkiye'de 80 milyon insan yaşıyor. Çekiliş yapılacağına herkese birer milyon lira dağıtılsa ya...'
(Ülkede 80 kişi yaşıyor olsa, hesap doğru biliyorsunuz!)


Hasılı hemen matematik yapıp, 'Ne milyonu bacım, bu hesaba göre kişi başı ancak 1 lira düşüyor' falan diye itiraz etmeyin. Önemli olan niyet.
Manken camiasının tamamını gözünüzün önüne getirin. Tuğba Özay kadar sosyal adaletçi biri daha var mı? Gelir dağılımı adaletini bu kadar önemseyen kaç kişi tanıyorsunuz ya da.
Benim gözlerim doldu, boğazım düğümlendi, hıçkırmaktan konuşamadım 2-3 dakika, yeminle...

ADRES VE TARİF...

Sadece kişiler değil, kimi kurumlar da zaman zaman gurur duyulası işlere imza atıyorlar.

Dün sosyal medyada gördüm. PTT, 'Köyün girişinden direk gel, hiç sapma, orada cami var, ordan sola dön hiç sapma, son mahalleye gelene kadar gel, ilerde yol ayrılır, sağ ve sol var. Buldan/ Denizli' adresli gönderiyi sahibine teslim etmiş.

Haberi okuyunca üniversite yıllarında bir arkadaşın zarfın üzerine 'Sn. Ertan Güner. Babasının Bekirde Köyü'nde bakkalı var. Mersin' yazdığı mektup geldi aklıma.
O mektup da yerine ulaşmıştı ama postacı Sn Ertan'a, 'Bu arkadaşın da senin gibi üniversitede okuyor öyle mi...' diye sormuş, akabinde içinde aile büyükleri de geçen galiz cümleler kurmuş.
İki hikaye yan yana 1980'li yıllardan 2020'lere 40 yıllık bir süreçte 'adres'le 'tarif'i hâlâ karıştırdığımızı ortaya koyuyor gerçi de.
Postacıların, gönderileri sahiplerine her şart altında ulaştırıyor olmalarından gurur duymadınız mı siz de? Bazı kurumlar hakikaten oturdu bu ülkede.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.