Güzeller içinden bir seni seçtim!..

Anlaşıldı artık. İstanbul seçimine 'güzellik' damga vuracak.
CHP ve Ekrem İmamoğlu, seçimi 'Her şey çok güzel olacak' diye domine ederken...
AK Parti cephesi ve Binali Yıldırım'dan 'Daha güzel olacak' şeklinde bir kontra geldi.
'Güzel olacak' bölümünü atarsak yarış 'Her şey çok' ile 'Daha' arasında geçecek gibi.
Bakalım 'her şey çok' mu kazanacak 'daha' mı?
Sonuçta ne olursa olsun iki taraf da bize 'güzel olacak!' vaadinde bulunuyor.
Demek ki, öncesinde güzel değildi. Güzelse bile çok değildi.
Eminim başkalarının da aklına gelmiştir.
İki slogan arasındaki fonetiği diyorum!
Bu kadar benzerlik tesadüfle açıklanamaz gibi duruyor.
'Her şey çok güzel olacak' lafı, Ekrem İmamoğlu'na, kampanya sırasında seçim otobüsünde giderken ve izdihamdan ağır ağır ilerlenirken bir çocuğun seslenmesi ile ortaya çıkmıştı.
'Her şey çok güzel olacak Ekrem Abi!' diye seslenmişti çocuk.
Yani olayın bir hikayesi var!

BİNALİ BEY'E HİKAYE, BİLABEDEL SEVABINA!

AK Parti cenahı madem epeyce bir benzeyen slogan üretti, bir de hikaye üretmeliydi.
Misal şöyle bir senaryo ile şahane bir hikaye hayata geçirilebilirdi:
Binali Bey çok önemli devlet işlerinin arasında vakit buldukça yaptığı köprülerden geçmektedir.
Yine böyle bir bahar günü (2 gün önce) Binali Bey köprüden geçerken bir bakar elemanın biri özüne kıymak için köprü korkuluklarına tırmanmış.
Hemen makam aracını durdurur, iner, kendinden emin adımlarla özüne kıymak isteyen vatandaşın yanına gelir. Az hal hatır sorar. Derdini öğrenir. Çözüm önerir.
Elemanın özüne kıymaktan caydığı an, belli belirsiz olarak Binali Bey'in ağzından şu laf duyulur. 'Allah'ın verdiği canı Allah alır. Hadi boş ver, gel peşimden, daha güzel olacak!'
İnanmaya hazırız böyle bir hikaye üretilirse, hem de milletçe...

DÜNYAYI GÜZELLİK KURTARACAK!

Dilimizin ucuna gelmişken 'Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey' demeyi, söylemeyi ve yazmayı akıl eden sırasıyla Sait Faik Abasıyanık, Zülfü Livaneli ve Dostoyevski'ye selam gönderelim...
Bu üç ismin de bu laf ile ilgisi var.
Zülfü Livaneli bu şarkıyı Sait Faik'in 'Alemdağı'nda Var Bir Yılan' isimli öyküsünden okuyup yazmış. Öyküde geçen bölüm aynen şöyle:
'Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey.'
Dostoyevski'nin 'Budala'sında ise laf aynen şöyle:
'Dünyayı güzellik kurtaracak'
Uzun lafın kısası, bir roman ve bir öykü, bir besteciye ilham vermiş ve bize de dinlemesi keyifli bir parça çıkmış...

İNTERNETE GİRMEK İŞE GİRMEYE YARAMADI!

Eski bir bürokrat anlatıyor: Kadın kolları başkanı yeğenini gönderdi bize işe alalım diye. Çocuğa sorduk 'Bilgisayarcıyım' dedi. İki-üç soru sorduk, bilgisayarla alakası olmadığı anlaşıldı, işe alamadık. Kadın kolları başkanı telefonda:
- Yeğenime bilgisayardan anlamıyorsun demişsiniz.
- Evet dedik anlamıyor çünkü.
- Olur mu ya, her akşam internete giriyor gözümün önünde!