Hava Durumu

Halep oradaysa, arşın burada...

Yazının Giriş Tarihi: 10.12.2024 08:13
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.12.2024 08:14

Başlıktaki aforizma, kendisini olduğundan farklı göstermeye çalışan kimseleri gerçeklerle yüzleştirmek amacıyla kullanılır.

Suriye’de yaşananları büyük başarı olarak lanse etmeye çalışanlara cuk oturuyor bu aforizma. İçinde Halep de var ayrıca!

Esat Şam’ı terk etti diye buralarda sevinç gösterileri yapanlar kaç kişi diye baktım.

Bizim maç sevinçleri kadar, maç konvoyları kadar eleman toplanmamış.

Memlekette 7-10 milyon falan sığınmacı var, çoğu Suriyeli.

Ülkeleri gaddar bir diktatörden kurtulmuş, sevinç gösterisi yapanların oranı yüzde 1 bile değil.

Haklarını yemeyelim sevinç gösterisi yapanların halay çekenlerin çoğu ülkelerine döneceklerini söylediler.

Bakmayın malum kanallardaki söylemlere, giden olur mutlaka ama sayının veya oranın eser miktarda olacağı şimdiden belli.

Hatta ciğerden Esat’a bağlı, ‘Baas’çılar gelir bu kez, bizde sığınmacı sayısında ‘aldım-verdim’ oynamış oluruz.

Sığınmacılık ülke folkloru olmuş sanki.

Ülkenin devrik lideri bile gitti Rusya’ya sığınmacı oldu.

AA ‘drone’ uçurmuş karayolunda.

Panoramik görüntüye göre karayolu araç yoğunluğundan kilitlenmiş.

İlk etapta sanıldı ki, küt ‘geri dönüş’ başladı.

Oysa o trafik ülke içi seyrüsefer hareketiydi.

Şam’dan kaçanlar Şam’a dönüyordu yani.

Zaten sosyolojik araştırmalar var ortada. Bilim insanları tarafından yapılmış.

Bir sığınmacı bir ülkede 5 yıldan fazla kalmışsa, bir daha asla dönmüyor.

Giderler mi, giderler. Vatan özlemini giderir, halaların, dayıların, teyzelerin amcaların ellerini öper, dönerler.

Bundan sonraki gidişler turistik olur yani.

Bizdekilerin çoğu Halep ve kırsalından gelenlermiş. Halep’te gerçek bir huzur sağlansa, ben de gitmek isterim aslında.

Antep- Halep, Eskişehir- Bursa gibi yakın kentler ne de olsa.

SİNİR BOZAN SINIRLAR

TV ekranına bir harita koymuşlar. 2011’den itibaren Suriye’deki değişimi gösteriyor. Harita her yıl, her ay değişmiş neredeyse.

Ortadoğu’da kaç ülke bu halde.

Kim kimle iş tutuyor, kim kimle ittifak yapıp ertesi gün vedalaşıyor, abartıyorum elbette ama sanki saat başlarını çeyrek geçelerde değişiyor.

Öyle bir ülke ki, kısaltma manyağı yaptı bizi. DEAŞ, OSÖ, YPG, PYD şimdi de HTŞ. Baktım neymiş diye. Heyet Tahrir el-Şam demekmiş.

Neredeyse kurşun sıkmadan, yürüyerek ülkeyi ele geçirdi adamlar.

Eline sopa alıp TV’de analiz attıranların çoğu, ülkenin kısa vadede normalleşmesinin çok zor olduğunda hemfikirler.

Bugünden yarına düzen kurulması ihtimali yok gibi.

Çünkü demokrasi şinanay.

Etnik ve mikro ayrımlar her yerde var oysa. Avrupa’daki ülkelerin çoğu parçalanma öncesi Yugoslavya gibi.

Belçika, İspanya, hatta İtalya bile bu anlamda potansiyel.

Vatandaşlık paydası ve demokrasi bu ülkelerin çimentosu.

Ortadoğu demokrasiden bihaber olduğu için daha çok 10 yıllar geçer, bu coğrafya yine de durulmaz.

Ekim’de 10 ülke gezip geldik Avrupa’da. Bir sınırda bir tane damga vurulmadı pasaportlara. Çoğu sınırdan ‘vıj’ diye geçtik. Başka bir ülkeye geçtiğimizi genellikle fark etmedik.

Ortadoğu’da çoğu ülkede başka başka güçler tutmuşlar şehirleri, kaç tane ‘check- point’ten geçiyorsun bir yerden bir yere giderken.

Şehirden çıkarken, hatta semt değiştirirken.

TVde söylediler, Kanada ve ABD en uzun sınıra sahip iki ülkeymiş.

Tek bir asker bile yokmuş devasa sınırda her iki ülkeye ait.

Sınırlar ve uygarlık ilişkisi üzerine düşünmek gerek demek ki.

Uygarlık geliştikçe, sınırlar da önemini yitiriyor haliyle.

Fi tarihi değil, yakın yıllarda Antepli öğle yemeğine Halep’e giderdi, Halepli akşam baklava almaya Antep’e gelirdi. Mersin’de, Adana’da, Hatay’da Suriye televizyonundan dansöz seyredilirdi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.