Her duyduğuna inanma..

Bizim matbuat işinde ‘double check’ esastır.

Yani Türkçesi her duyduğuna atlama, bir yerden doğrulat.

Olmadı ikinci bir yerden daha duymadan yazma, söyleme, rezil olursun, kandırılırsın, kandırıldığınla kalırsın, inandırıcılığını yitirirsin, manasında.

Hasılı, ne zaman yukarılardan ‘Avrupa’da Amerika’da durum kel, millet market yağmalıyor, eczanelerin önünde kuyruk var, halk per- perişan, dolayısıyla kırın dizinizi oturun evinizde, şükredin halinize!’ yollu neşriyat yapılsa..

Küt, maşaşu, masaşuşet, amann, Amerika’daki kızımı ararım.

‘Kızım’ demek için, ‘Market yağmalarken dikkat et, una, pirince ağırlık ver, makarna stokla, gerisi hikaye, çitos için markete saldırma, az al ama öz al, fındık-fıstık, kola-gazoz yağmasıyla vaktini harcama’ demek için ve buna benzer hayati uyarılarda bulunmak için.

Ben ne zaman idarecilerimize güvenip yavrumu uyarmaya kalksam, bizim kızın kafasında koca bir ünlem! Biraz da gülüyor bu hallerimize galiba.

‘Saçmalama baba yaa!’

Dediği bu. Hep bu.

Kıza güvenmedim bu sefer. Damada da sordurdum.

O da, ‘hafif bir ekonomik şey var ama pandemi nedenli. Devlet o kadar sosyal ki, ahali iş beğenmiyor, niye beğensin ki, sosyal yardımlar daha şahane, çalışmaktan bile iyi yatanların hali’ diye demeç verdi.

Yani, kıza ve damada bakılırsa, Amerika’da durum sandığımız gibi değil.

Ee, idarecilerimiz yalan söylemediğine göre, (aklıma başka bir şey gelmiyor) bizim kızla damat kasıtlı yalan yanlış enformasyon işindeler büyük ihtimalle.

‘Dıj güçlerin maşası mı oldular acaba, yetişin gomşulaa!’

(NOT: Massachusetts diye yazılıyor ‘masaçusets’ diye okunuyor, biraz çalışınca oluyor!)

GEÇİNEBİLİYORUZ!..

Eskişehir’de ‘Geçinemiyoruz’ diye pankart asmışlar, kolluk kuvvetleri gelip pankartı indirmiş. Öğrenmiş olduk böylece:

‘Geçinemiyoruz’ diye pankart asmak da yasakmış bu ülkede.

Orijinali şöyle:

‘Geçinemiyoruz. Zamlar geri alınsın’

Baktım, bunu dert edenler var, sosyal medya aleminde.

Oysa bana göre, çözüm gayet basit bu işlerde.

‘Geçinemiyoruz’ yasak mı, siz de ‘geçinebiliyoruz’ diye pankart asın. 

‘Zamlar geri alınsın’ yasak mı, sen de ‘zamlar geri alınmasın’ yaz birader!

Emin ol, ikisi de aynı kapıya çıkar.

Yıllardır böyle yazıyorum, ne dediğimi rahatlıkla anlıyor ahali.

ALTERNATİF MALİYET

Geçinemiyoruz konusu biraz da tercih meselesi.

Misal elemanın birinin şu derdi, beni de gerdi:

‘Geçen Cuma maaşın yatmasına 2 gün kala 40 liram kalmıştı. Diş macunu ve tuvalet kağıdı aynı anda bitti. Bir süre resmen nerenin hijyeni daha önemli’ diye düşündüm.

‘İmput’ mu, ‘autput’ mu? Giriş mi, çıkış mı?

Dikkat buyurun açım diyemiyor. Yeme- içmede sorun yok yani.

Karnı tok, besbelli. Dikkat kesildiği konu içerik hijyeni.

MAZERET BELEDİYECİLİĞİ

İstanbul şehreminisi İmamoğlu Efendi ‘twit’ atmış. Diyor ki:

‘İstanbul’a 300 metrobüs alacaktık Cumhurbaşkanı uygun görmemiş, onay vermemiş, 2022 yatırım planına almamış. Sorun yok, o alımları yaparız. Ama milyonlarca İstanbullu’nun yaşadığı 3. Bölgeye yapacağımız metronun finansı bile hazırken, neden onay vermediniz onu anlamadık.’

Anlamayacak bir şey yok.

300 metrobüs alacam, al!..

Sefaköy- İncirli- Beylikdüzü hattına metro yapacam, yap!..

Böyle belediyeciliği babam da yapar.

İstanbul’dan aday olan sensin!

Zorluk çıkarılmasın istiyorduysan, mesela Bursa’dan aday olmalıydın, ya da Trabzon’dan veya Konya’dan. Ve tabii ki iktidar partisinden.

Kusura bakma İstanbul ve CHP senin seçimindi.

Seyirci olacaktık öyle mi, hizmet yapmana, oy oranını artırmana.

Hadi kardeşim, başka kapıya.

(Metrobüsleri için imzayı kapmış Konya!)