İki şapka önerisi..

Geçen cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan cami çıkışında, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef alarak...

'Edep denilen bir şey var. Haddini bilmesi lazım. Bu ülkede Cumhurbaşkanına, Cumhurbaşkanlığı makamına nasıl konuşulur, nasıl mesajlar verilmesi gerekir, bunu bilmesi lazım' dedi.

Siyaset münazara yeri, polemik yeri, tartışması bol ortam.

Herkesin aynı fikirde olmasının namümkün olduğu bir süreç.

Hasılı, çekişme de olacak, çatışma da, rekabet de, mücadele de.

Laf sokma, lafı gediğine koyma, hitabet, retorik bunlar siyasetin adeta gereği.

Ortam bu, beğen-beğenme!

Cumhurbaşkanı bir gün bir bakıyor, ohoo konmuş hedef tahtasına, ağzı olan konuşuyor. Yadırgıyor haliyle. Ülkenin Cumhurbaşkanı çünkü o.

Ama muhalefete de hak vermek lazım.

Karşılarında bir kişi var ama iki ayrı da makam.

Onlara sorsan, biz Cumhurbaşkanına değil, AKP Genel Başkanı'na laf sokuyoruz diyecekler.

Herkes haklı yani, neticede.

Şu fakir yazarın bir önerisi var, bu aşamada.

Tayyip Bey iki tane şapka alsın kendine.

Birinde 'Genel Başkan' yazılı olsun, diğerinde 'Cumhurbaşkanı.'

Demeçlerini şapkalı versin. Muhalefet de baksın Erdoğan konuşurken kafasında hangi şapka var, ona göre pozisyon alsın.

Aksi halde olmuyor, siyasi hasmına cevap verirken bir bakıyorsun Cumhurbaşkanına hakaretten yargılanıyorsun.

Cumhurbaşkanına da yazık hakikaten, muhalefete de.

YARDIMSEVER ÜLKE

Siz de gurur duydunuz mu, pandemi sürecinde tamı tamamına 156 ülke ve 9 uluslararası kuruluşa bütçe yardımı yaptığımız hususuyla.

Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in covid-19 özel oturumuna gönderdiği video mesajda açıklamış bunu.

Gerçekten kıvanç duyulası bir zenginlik!..

Şimdi muhalefet bu yüceliği de anlamaz. Göreceksiniz, esnafın garibanlığından, işsizlikten dem vuracaklar. İşi daha da ileri götürüp 590 bin evin doğalgazının, 123 bin evin elektriğinin kesik olduğundan söz edecekler.

'Eve lazımken camiye haram' edebiyatı güdecekler.

Boş verin bu bıdı bıdıları.

156 ülke, hepsi topu topu 200 civarında zaten, büyük olay bence!

PANDEMİ KURNAZLIKLARI

Doktor acilde nöbetçi. Bir vatandaş gelmiş. Aman doktor bana bir çare demiş. Sorunu şuymuş:

Canı sıkılmış, sokağa çıkma yasağına aldırmadan atlamış arabasına, gezmeye çıkmış. Polise enselenmiş. Cezayı yemiş.

Doktordan talebi, 'bana bir muayene barkodu verir misiniz? Yoksa cezayı iptal etmeyecekler!'

Yüzsüzlüğe bakar mısınız!

Bizim vatandaşın kafası böyle şeylere çok çalışıyor. Bir arkadaşım da şunu anlatmıştı:

Korona pozitif çıkan işçi arkadaşlarını ve akrabalarını arıyor ve 'Evet kimler temaslı olmak istiyor?' diye soruyormuş.

'Temaslı' demek, evde, 14 gün 'her yan bostan yan gel osman'.

Yani bedavadan dinlenme hali.

Herşey aklıma gelirdi de bu işin de borsası kurulacağı gelmezdi.

Pandemi gibi ölümcül bir ciddiyet gerektiren konuya bile böyle lakayt yaklaşabiliyor, böyle tuhaf kurnazlıklara alet edebiliyoruz ya, gerçekten pes.

CİNSİYET EŞİTLİĞİ VE ÇİP

Yazar Abdurrahman Dilipak, 'Aşı, 5G, Starlink, Neurolink, chip, Covid, cinsiyet eşitliği, nesneler arası network, Global Health Pass, Money- Performans Pass. Hepsi büyük planın parçası!' diye yazmış.

Bu kadar ecnebi terminolojiyi ilk kez bir arada görüyorum.

Dilipak Bey'in kullandığı tanıdık olmayan ifadelere bakınca, 'Helal olsun valla. Komplo teorisi yazacaksan, böyle donanımlı olacaksın birader' dedim kendi kendime.

Sizin de çevrenizde yok mu, adam komplo teorisi yazıyor, bildiği tek şey aşı ve çip!..

İnandırıcı olamıyor haliyle.

Anlamadığım, bu kadar mühim lafın ne ilgisi var, cinsiyet eşitliğiyle.

O da mı yoksa, enjektör marifetiyle.