Hava Durumu

Issız ada, kızsız oda!

Yazının Giriş Tarihi: 31.03.2020 08:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.03.2020 08:06

Evde otura otura konuşacak kimseyi bulamadığımdan, buzdolabıyla konuşmaya başladığımı söylemekten utanmıyorum!

Bu arızamı sosyal medya marifetiyle 7 milyar dünyalıya duyurdum zaten:

Buyurun attığım 'tweet'lere, şematik:

'Buzdolabına günaydın dedim sabah, bön bön baktı yüzüme!'

'Buna bir fıkra anlattım, gülümsemedi bile şerefsiz!'

'İnsan kendi buzdolabına küser mi, valla küsüz!'

'Hiçbir beyaz eşyaya hak ettiğinden fazla değer vermeyeceksin, buzdolabı örneği ortada!'

'Kime lan senin bu havan civan, sen soğutuyorsan, ketıl da ısıtıyor,üstelik daha az yer kaplıyor.'

Geçen gün Mersinli okul arkadaşım Mehmet Arı aradı, hal hatır sordu, buzdolabının nobranlığından söz edip selamımıbile almadığımı anlatınca, bana bir film önerdi.

Türkçeye 'Yeni Hayat' diye çevrilmiş'CastAway' isimli TomHanks'in başrolünü oynadığı filmde, kahramanımız ıssız bir adada epeyce bir yıl mahsur kalıyor. Adada kendisinden başka kimse olmadığını anlayınca, bir voleybol topu ile konuşmaya başlıyor. Topun markası ve adı Winson!..

Daha fazla 'spoiler' vermeyeyim, belki bu boş zamanlarda oturur izlersiniz.

Ama durum aynı benim evdeki gibi kel, ha ada, ha oda!

Biri ıssız ada, diğeri kızsız oda!

SOKAK KORKUSU!

Evde ihtiyaçlar birikmeye başlayınca dün, cesaretimi toplayıp, markete gittim!

Why be, ne çok cesur insan varmış memlekette!

Çekinirim, biraz ürperirim, eve geldiğimde arkamdan birileri geliyor sanıp kapıyı sert biçimde kapatırım, arkamı kapıya yasladıktan sonra, göğüs kafesimi şişire şişire derin derin nefes alırım sanmıştım. (İdare edin bu ara biraz fazla film seyrediyorım)

Yani hafif bir paranoya nöbeti geçireceği öngörmüştüm. I-ıh hiçbiri olmadı.

Evde oturup konuşacak kimse yok ya. Sokakta da yok.

Ev de sokak da aynı aslında, içinden geçtiğimiz şu 'tarihi günler'de...

KADINLIK ZOR ZANAAT!

Bir önceki çalıştığım işyerinde, akşam olup da çalışanlar servise doluştuğunda, kadın çalışanlarının yüzlerine bakardım. Bir tane bile mutlu insan göremezdim desem inanır mısınız?

Herkes mutsuz, herkes umutsuz.

Erkekler her zaman işi şamataya vururdu, güler eğlenirdi sevişte, ama kadınlar?

Çalışmaktan gayri memnun bir yüz ifadesi vardı yüzlerinde, daimi maske gibi.

Kimi evde bıraktığı çocuğunu düşünüyordu büyük ihtimal, kimi eve gidince yapacağı temizliği, yemeği..

Bize göre hava hoştu tabii...

Bu girizğahı yapmam sebepsiz değil. Hazır çalışma hayatının gelecekte nasıl evrileceğine ilişkin lakırdılar yapıp duruyoruz. Evden çalışma, esnek çalışma saatleri gibi kavramlar üzerinde kafa patlatıyoruz.

Çalışan kadınlar için mutlaka pozitif ayrımcılık sayılabilecek konular da gündeme getirilmeli.

Kadın olmanın dezavantajlarını bırakın eşitlemeyi, kadınlara çalışma hayatında çok daha fazla ekstra avantajlar sağlamalı, -halen birkaç dişi daha kaldığına emin olduğum,- medeniyetimiz..

EN ZOR MESLEK...

İki market poşeti boşalttım, bulaşıkları makinaya dizdim, yıkandıktan sonra çıkardım raflara yerleştirdim, kendime ufak çaplı bir öğle yemeği hazırladım ve...

Buraya kadarmış, resmen pilim bitti.

Üstelik şöyle bir göz atıyorum da eve, bilhassa mutfağa...

Ohoo, yapacak o kadar çok iş varki evde.

Hasılıkelam, zaten biliyordum, farkındaydım, 10 gün eve kapandıktan sonra çok daha iyi anladım ki, ev kadınlığı dünyanın en zor mesleği.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.