Hava Durumu
mobmenu

Son Dakika

    Kader diye geçiştirilemez...

    Yazının Giriş Tarihi: 14.02.2023 07:44
    Yazının Güncellenme Tarihi: 14.02.2023 08:08

    ‘Yer altında fay kırıklarından önce bağışlayın söylemek zorundayım, kırılan ar damarlarıdır.

    Malzemeden çalmanın arkasındaahlak hırsızlığı, demokrasiden çalmak, hukuk kapkaççılığı, siyaset yankesiciliği ve kamu yönetimi kalpazanlığı yatmaktadır.

    Bu olay, kamu otoritesinin devlet imkanlarını nasıl kullandığını bütün çıplaklığı ile ortaya koymuştur.

    Olay kader diye geçiştirilemez.’

    Şu lafları keşke ben etseydim. Ben etmedim.

    Bu harika belagat, 2003 Bingöl depreminden sonra bölgeye giden dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait.

    Malzemeden çalmak yerine demokrasiden çalmak.

    Lafın güzelliğine bak.

    Veya şunlar:

    Ahlak hırsızlığı, kamu yönetimi kalpazanlığı, siyaset yankesiciliği…

    Pehpeh.

    Allaha şükür o günlerden bugünlere ne ahlak hırsızlığı kaldı, ne kamu yönetimi kalpazanlığı, ne de siyaset yankesiciliği.

    Ve kimse deprem gibi, kötü sonuçları istenirse önlenebilir, en azından azaltılabilir bir gerçeği ‘kader’ diye geçiştirmiyor artık.

    Tık tık tık.

    İMAR BARIŞI, İMAR AFFI

    Bir yukarıdaki söyleme bak, bir de aşağıdakilere.

    Soma’da ‘fıtrat’ girdi iş kazaları ve iş cinayetleri literatürüne.

    Bartın’da ‘kader planı.’

    Ve deprem de boş geçilmedi bu minvalde:

    ‘Bunlar kader planının içerisinde olan şeyler.’

    2003’te yaşanan depremin sorumlularını ‘kader diye geçiştiremezsiniz’ diye azarlayan Erdoğan’ı özleyenler parmak kaldırsın!..

    Şu sıralar bir muhalif politikacı çıkıp ‘İmar affı ve imar barışı yapanlar bu felaketin sorumlularıdır’ dese, ne cevap vereceğiz bu gereksize!

    ÜNİVERSİTE KAPATMAK!

    Twitter’da gördüm.

    İkinci dünya savaşı olmuş.Almanya yerle bir. Taş taş üstünde kalmamış.

    Amerikalı general Alman generale demiş ki:

    Artık siz bir daha belinizi doğrultamazsınız.’

    Alman generalin cevabı şöyle olmuş:

    ‘Taş taş üstünde kalmadı, doğru ama, üniversitelerimiz ayakta.’

    Bu muhabbete girmemin sebebi hikmetini anladınız.

    Üniversiteleri kapadılar, örgün öğretime ara verdiler, ‘online’ öğretimi gündeme aldılar.

    Deprem bahanesiyle üniversiteleri devre dışı bırakan anlayışa, dünyaca ünlü piyano virtüözü Gülsin Onayşu yorumla kontra yapmış:

    ‘Enine boyuna düşünüp, özenle alınmış bir karar değil kanımca. Apar topar tüm eğitim sistemini yer, yurt düzeni, branş(örneğin müzik, sahne sanatları uzaktan eğitim ile hiç yürümez, ayrıca pek çoğunun yurt imkanı yok) gözetmeksizin toptan kapatmak yanlıştır düşüncesindeyim.’

    YURT AİLEYE UYMAZ

    Depremzedeleri doldurmak için öğrenci yurtlarını boşaltmaya başlamak da ayrı garabet. Sanki memlekette otel yok, kamu kurumlarının misafirhaneleri yetersiz.

    (Ben asla böyle konulara girmem, kimileri, Saray’ın bin küsur odasını bile gündeme getirdi.)

    Prof. Dr. Selçuk Şirinbu hususta şöyle dedi:

    ‘Türkiye’de 800 bin yurt, 2.2 milyon otel kapasitesi var. Yurtlar aile yaşamı için tasarlanmış mekanlar değil. Mutfak yok. Tek odada 6-12 yatak, ortak banyo. Aileler için otel yerine yurtları açmak ve bu nedenle üniversiteleri kapatmak tarihi hata. Bu yanlıştan dönün!’

    KOORDİNASYON!

    Süleyman Soylu dedi ki:‘Sahadaki AFAD personeli sayısı 7300. Bu sayı ile depreme müdahale etmek yetersizdir. AFAD bir koordinasyon merkezidir.’

    ‘Müdahaleler yetersiz’ diyenlere devlet düşmanı, hain dediniz.

    ‘Koordinasyon yetersiz’ diyenlere ne diyeceksiniz!

    Prof. Dr. Erkan Işığıçok‘koordinasyon’ konusunu şöyle özetlemiş:

    ‘Ses varken ekip yoktu. Ekip varken ekipman yoktu. Ekipman varken ses yoktu. Yaşananların özeti bu..’

     

    Yorum Ekle
    Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
    Yorumlar
    Yükleniyor..

    YAZARIN DİĞER YAZILARI

      En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.