Hava Durumu

Kaptan bizi uzaya götür!

Yazının Giriş Tarihi: 14.02.2021 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.02.2021 07:30

Biz 'Uzay Yolu' çocuklarıydık.

Kaptan Körk, Mistır Sıpak falan adamlarımızdı.

'Körkten Atılgan'a diye konuşurduk birbirimizle, kibrit kutusundan bozma, görüntülü de görüşme yaptığımız haberleşme araçlarıyla.

Mahallede futbol takımı kurduk, adını 'Atılgan' koyduk.

O sıra kurulan bütün mahalle takımlarına aynı ismin konduğunu sonradan öğrendik.

Büyüyünce astronot olma hayalimiz vardı.

Çocukluğumun Ankara'sında Dışkapı'ya, Ulus'a gitmişliğimiz yoktu ama, uzay hayalimiz bakiydi.

Uzayın bomboş bir yer olduğunu sonradan öğrendik.

45 yıl önceki astronot olma hayalinin, ancak ve sadece 2 sene sonra gerçekleşebilecek olması ne büyük bir rötar.

İşin enteresan tarafı, büyüyünce öğretmen olacağım, doktor olacağım, polis olacağım, şoför olacağım diyen kadar çoktu 'astronot olacağım' diyen.

Şimdi öğreniyoruz ki, sadece bir kişi astronot olabilecekmiş.

Hem bir kişi, hem de komşu kapısı Ay!

Birleşik Arap Emirlikleri bile Mars'a ulaşmayı başarmışken (gidiş geliş 18 ay), 2 sene sonra Ay'a gitmek bu büyük ve necip milleti keser mi, valla emin değilim. Dünya çapında ses getirmek için başka bir fikrim var:

'Hedefi büyük tutalım, bir ilke imza atalım ve gidebildiğimiz kadar Güneş'e gidelim bence, tabii ki akşam serinliğinde..'

(Tüh Allah kahretsin Laz olduğumu açık ettim!)

HER EVE BİR KARAKOL

Boğaziçili öğrenciye 'duble' ceza vermişler:

Hem ev hapsi, hem de her gün karakolda imza.

Yani hem evden çıkması yasak, hem de karakola gitmesi gerek!

Haberi izlerken mizah yazarı Muzaffer İzgü'nün 'Her Eve Bir Karakol' öyküsü geldi aklıma gerçi de.

Söz konusu haber biraz daha sofistike izahata muhtaç gibi.

Çocuğumuz Boğaziçili ya. Ya ayak bileğine takılan ve evden çıkmasını engelleyen alete bir işçilik yapacak, öyle akacak karakola imza atmaya.

Ya da, evde olduğu halde teknolojiyi kullanacak ve hologram mologram marifetiyle evde olduğu halde cismi cemaliyle karakola duhul olacak.

Z kuşağıyım diye ortalıkta dolaşmayı biliyorlar!.

Buyursunlar o vakit iş başa düştü, hadi.

NOT: Cezalar çeşitlendirildi. Evden çıkmadan karakola uğramayı beceremeyecek olanlar, kırsın dizini otursun evde bundan böyle.

BARDAK YOK DEMEDİ

Ak Parti cephesinden bugüne kadar çok fazla 'yok' muhabbeti yapıldı.

Hepsi ofsayt!

'Biz iktidar olana kadar buzdolabı yoktu' dediler. 'Ambulansları köpekler çekiyordu' dediler. 'Yoksulluk sorun olmaktan çıktı' dediler. 'Ak Parti gelene kadar kadının adı yoktu' bile dediler.

Hepsi su kaldırır laflardı, kaldırdı da zaten.

En son Mahir Ünal'ın 'bardak yoktu!' lafı, üzgünüm bu kategoride değil.

Yani ortada köpürtülecek, üzerinde tepinilecek bir durum yok.

Ne diyor Mahir Bey, çiftçi sorunları ile ilgili değerlendirme yaparken:

'.. bunlar sorunlar olmadığı anlamına gelmiyor. Ben hep şu örneği veriyorum. Diyorum ki elimizde bir bardak var. Biz 18 yılda bu bardağın yüzde 70'ini doldurduk. Ama yüzde 30'u boş. Şimdi bu bardağın yüzde 30'luk boşluğunu da konuşalım, yüzde 70'lik doluluğunu da konuşalım. Çünkü bir dönem bu ülkede bardak yoktu.'

Dolu bardak- boş bardak muhabbeti.

Yani iyimserle kötümserin nazarı zaviye farkı.

Yarısı dolu bardağa kimi yarısı boş der, kimi de yarısı dolu.

Adam 'bardak yoktu' derken, bu mevzu gündeme bile gelmezdi demek istemiş, çok açık, çok belli.

Buradan ekmek çıkarmak, çıkarmaya çalışmak hakikaten ayıp oldu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.