Hava Durumu

Kaş'la Meis arasında!

Yazının Giriş Tarihi: 01.09.2020 07:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.09.2020 07:58

Meis Yunanistan'ın ana karasına en uzak adası.

Herhalde Türkiye'ye de en yakın olan Yunan adası o.

Yunanistan'ın güya çaktırmadan 'Kaş'la Göz(!) arasında', Meis'e askeri yığınak yaptığına ilişkin haberler, bu 'en uzak ve en yakın adayı', kamuoyunun gündemine taşıdı.

Meis pek bilinmez. Yunancada 'Göz' anlamına geldiği de.

Misal dün Gazete'ye geldim bizim Namık Göz'e 'N'aber Sayın Meis!' dedim, çipura gibi baktı yüzüme, Meis'in göz anlamına geldiğini, 'sayın başyazarım' o an öğrendi.

Benim Meis'le tanışıklığım ta 80'li yıllara dayanır. Çocukluk arkadaşım Alper'in (Alpaslan) ilk tayini Kaş'a çıkmıştı. Ben de birkaç yaz'ı, hem de gitmişken postu serercesine (40 gün, 50 gün) Kaş'ta geçirmiştim. Çok hikaye var Meis'le ilgili. Yılmaz Güney'in yurtdışına Meis üzerinden kaçtığı bilinir. (Kaş'tan Meis'e, oradan da İsviçre'ye.)

Kaş'a gelip de Kekova'ya gitmeye 'kalkan'lar öyle bir dar boğazdan geçerler ki, gayıkta (Ege şivesi!) ellerini iki yana açsalar adeta iki ayrı ülkeye birden dokunabilirmiş hissine kapılırlar.

80'li yıllar malum, 12 Eylül sırası ve sonrası!

İki hikaye daha var anlatmadan geçemem.

Kaşlılar ve Meisliler neredeyse akraba.

Hatta denir ki, vakti zamanında Meis'te Türkler Kaş'ta Rumlar yaşarmış.

Bakmışlar sınırlar çiziliyor, her iki taraf da 'ofsayt'ta kalacak, hoop onlar o tarafa göçmüş, bizimkiler bu tarafa. Dolayısıyla et ve tırnak gibiler.

İsmini anımsamıyorum, Niko diyelim, alışverişe Kaş'a gelmiş.

Tam almış alacaklarını giderken, Jandarma'nın sahil güvenlik botu sirenlerini çala çala Niko'nun gayığına doğru hamle etmiş.

Niko tırsmış haliyle. Ne olduğunu anlayamamış. Atlamış gayıktan, kestiği hortuma 'şnorkel' muamelesi çeke çeke Kaş'a dönmüş. (Gayık dümeni boşaldığı için öyle gendi gendine dönüp duru..)

Niko esnafa 'ne var kuzum, neler oluyor!' dediği sırada öğrenmiş Türkiye'de ihtilal olduğunu. Bakmış Sahil Güvenlik hala kendisini arıyor, atlamış otobüse, ortalık durulana kadar Konya'daki akrabalarının yanına gitmiş.

Sonra ortalık duruldu tabii. Gel-gitler başladı. Nasıl başlamasın. Meisliler açlıktan mı ölsün!

Başta gıda tüm ihtiyaçlarını Kaş'tan sağlıyorlar çünkü.

Yunanistan'dan, Girit'ten, Rodos'tan falan karşılamaya kalksalar, astarı yüzünden pahalıya gelecek. O günlerde Ada'da ya 200 kişi yaşıyor zaten ya da bilemedin 250 kişi.

Çoğu da Yunanistan'da bir kabahat işlemiş veya mevcut idareyle başı belaya girmiş tırnak içinde 'sorunlu' tipler. Sürgün gelmişler diyelim daha doğrusu.

Bu tiplerden biri de Meis'in papazı. 12 Eylül'den sonra 'çocukları muzır neşriyattan koruma kanunu' gibi bişey çıkarılmıştı, erotik dergiler falan poşete girmişti ya.

İşte o günlerde papazın Kaş'a gelirken birkaç muzır neşriyatı beraberinde getirdiği, bir teneke peynirle 'takas' ettiği anlatılırdı.

Lozan Anlaşması gereği silahlandırılması yasak adalardan biri olan Meis'in arka taraflarında gizli bir askeri havaalanı olduğunu da arkadaşım Alper'den öğrenmiştim.

Şimdi galiba 12 Adalar'ın çoğu silahlandırıldı.

Çoğu sempatik bu Meis anılarını, artık kulaklarımıza hergün çalınan savaş tamtamları nedeniyle yazdım.

Bana göre Ege ve Akdeniz deyince akla tatil gelmeli, çipura gelmeli, deniz börülcesi gelmeli, kabak çiçeği dolması gelmeli.

Destroyer, zırhlı, fırkateyn, muhrip, kruvazör, bu güzelim coğrafyaya hiç yakışmıyor.

Dostluk, kardeşlik, eğlence ve turizmle anılmak varken, kanla, gözyaşıyla, ölümle anılmak hiç yakışmaz, suyun her iki tarafına da, hele de bu çağda...

İlki günaydın, ikincisi iyi akşamlar manasına gelen, 'Kalimera ve kalispera'yla 'merhaba'yı harmanlayıp 'kalimerhaba'yı ürettiğimiz 'barış günleri' çok mu uzaklarda kaldı acaba...

NEYLE ANILMAK İSTERSİN!

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş konuğumuzdu dün Gazete'de.

Bir saate yakın lafladık. Doğrusu o anlattı biz dinledik. Arada sorular sorduk.

Pandemi sürecinden, Büyükşehir'in yatırımlarına, Yunuseli Havaalanı'nın neye dönüşeceğinden Bursaspor'un nasıl kurtulacağına, girmediğimiz konu kalmadı.

Servis amiri arkadaşların ilgilendikleri konuları ayıklayacağını, söyleşinin diğer köşelerde, haber sayfalarında ve AS TV'de yayınlanacağı gerçeğinden hareketle...

Özüm sadece şu konuyu ele alacak:

Yunuseli Havaalanı'nın neye dönüşeceği...

Önce, bana göre Bursa tarihine geçen başkanları bir bir sıralayayım:

1. Reşal Oyal: Kültürpark'la anılıyor, anılmaya da devam edecek. Kültürpark Bursa'nın gözbebeği çünkü. En önemli yeşil lekesi.

2. Erdem Saker: Bursa Hayvanat Bahçesi ve Botanik Park'la anılıyor ve anılmaya devam edecek.

3. Recep Altepe: En majör projesi bana göre Mihraplı Park'tı.

4. Mustafa Bozbey: Şimdilerde Büyükşehir'e devredilen Atatürk Kent Ormanı'da Mustafa Bozbey'in Bursa'ya armağanıydı.

Başkanlar ve anıldıkları projelerin hep yeşil alan olması, elbette bu satırların yazarının subjektif görüşü.

Her başkanın çıkıp 'benim daha iyi projelerim, daha iyi hizmetlerim de oldu' deme hakkı saklı.

Bu çerçevede, bana kalırsa Alinur Aktaş da, ilerde Yunuseli Havaalanı ile anılabilir.

Yunuseli Havaalanı, büyük bir yeşil leke olarak (orman veya park) dönüştürülürse iyi anılır, yapılaşmaya açılırsa kötü...

BİR DE OKULLAR OLMASA!

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk 'Eğitimde asıl yük öğretmen maaşı ile ilgilidir. Öğretmen maaşlarından dolayı yatırıma fırsat kalmıyor' demiş.

Aslında niye böyle detay verdi, kendine bağlı bir meslek grubunu hedef gösterdi ki.

Direk şöyle söyleyebilirdi:

'Okullar olmasaydı Milli Eğitim'i pek güzel idare ederdik.'

Okulsuz bir 'maarif' düşünmek ile eğitimde asıl yükün 'muallim maaşları' ile ilgili olduğunu düşünmek, hemen hemen aynı kapıya çıkıyor.

Devletin aslında sadece maaş verebildiğini biliyorduk.

Okullarda müstahdem maaşlarını okul aile birliklerinin (yani velilerin) verdiğini de.

Çok iyi biliyoruz ki, veliler olmasa okulların tuvaletleri girilemez halde olur, o tuvaletlerde ne sabun olur ne deterjan, ne de bir kağıt havlu.

Veliler olmasa okullar boyanamaz, sıralar yenilenemez, daha bir yığın iş yapılamaz.

Okulu hayırsever yapar. İdamesini veli sağlar. Bakanlık sadece maaş verir.

Keşke vermese de yatırım yapsa!

Hatta okullar olmasa, eğitimde uçarız var ya.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.