Hava Durumu

Kış sert geçecek

Yazının Giriş Tarihi: 13.12.2020 08:52
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.12.2020 08:52

'Ti'yaloğa dikiz:

'Alo, Diyanet mi?'

'Evet buyrun'

'Hafta sonu yağmur var mı diye soracaktım. Duaya çıkacakmışsınız da, herhalde Meteroloji'ye sormuşsunuzdur diye şey ettim!'

'Tövbe estağfurullah!'

Şaka bir yana, 'Diyanet yarın yağmur duası yapacak' haberini okuduktan sonra balkona çıktım, yağmur başlamıştı. Yani, yağmur duayı bile beklemedi, başladı sağanağa!

'Madem bu Diyanet duayla hallediyor her şeyi virüsü de halletse ya' falan gibi gereksizliklere girmeyip, tersine, bir meteoroloji fıkrası anlatayım size.

Kızılderililer kabilenin büyücüsüne gidip kışın ne kadar sert geçeceğini soruyorlar, sert geçecekse daha fazla odun toplamak için. Büyücü ulu manitu ile istihareye yatacağını söyleyip zaman kazanıyor, yakınlarda bulduğu ankesörlü telefondan meteorolojiyi arıyor:

'Kış sert geçecek mi?'

'Evet oldukça sert'

Fıkra bu ya, bu diyalog neredeyse 3-4 kere yinelenip, büyücü meteorolojiden her seferinde 'çok daha sert, en sert, tarihi sertlikte' falan gibi yanıtları alınca, dayanamayıp çıkışıyor karşısındaki adama:

'Sürekli daha sert deyip duruyorsunuz, argümanınız ne?'

'Valla biz de şaşkınız' diyor meteorolojideki görevli, 'Kışın ne kadar sert geçeceğine Kızılderilileri gözlemleyerek anlıyoruz, adamlar harıl harıl odun topluyorlar, sonbahardan beri!'

EFSANE TÜİK

Sağlık Bakanlığı veri açıklama konusunda şu son dönemde tek tabanca olmayı başarmıştı ki..

Efsane TÜİK, 'hoop' dedi, 'konu veri açıklamaysa, az kenarda dur bakalım birader' diye topa girdi.

Ve, istihdamın tamı tamamına 733 bin kişi azaldığı bir dönemde, işsizliğin 550 bin düştüğünü, dolayısıyla işsizliğin azaldığını açıkladı.

Ne çevrenize bakın. Ne 733'ün 550'den büyük olduğuna kafa yorun.

2 kere 2 dört etmiyor neticede.

Hangi veriyi, hangi istatistiği, hangi oranı nasıl açıklayacağı hususunda pek mahir olduğunu kanıtlayan TÜİK, Milli gelirin, ihracatın, hane halkı gelirlerinin nasıl arttığını, cari açığın nasıl kapandığını, TL'nin nasıl değer kazandığını falan da açıklasa ya.

Eli niye armut topluyor bu konularda.

DİĞER ÜLKELERE NE ATEŞLEDİK!

Pandemi sürecinde tamı tamamına 156 ülke ve 9 uluslararası kuruluşa bütçe yardımı yaptığımız hususu, hafta içinde Tunus'a 5 milyon dolar hibe ettiğimiz somut olayı üzerinden tartışıldı.

Diğer 155 ülkeye yapılan yardımın boyutları nasıldı acaba?

Her birine 5 er kağıt atmışsak, ohoo büyük para.

Devletten devlete yardım da öyle çerez parasıyla yapılmaz takdir edersiniz ki?

Etyemez ülkesinin başkanı veya başbakanı herhalde 'Tayyip Bey'cim, çok sıkıştım, oradan bir 10 bin dolar ateşlesene!' demez.

10'da demez, 50'de demez, hatta 100 bin dolar bile demez.

Borç istemenin bile bir asgari gurur seviyesi olur kanaatimce.

En dandik ülke bile 1 milyon dolardan açar kapıyı bence.

TAHT-I REVAN!..

Bu konu sosyal medya mahfillerinde genellikle 'Eve lazımken camiye haram' söylemiyle tartışıldı.

Daha azgın muhalifler kibarlığı elden bırakıp 'ayranı yok içmeye...' diye başlayan ve ayıp sayılan bir eylemle neticelenen tekerlemeye yazıldılar.

(Makat nahiyesinde nihayete eren defekasyon icraatı.)

Çoğunluk kibarlıktan ödün vermedi ama..

Ayranı yok içmeye, taksiyle çıkar gezmeye.

Ayranı yok içmeye, Hawai'ye gider tatile.

Ayranı yok içmeye, para saçar fakirlere.

Gibi, aile terbiyesine gayet uygun yeni versiyonlar üretildi.

Sevabına şunu da ben uydurdum:

Ayranı yok içmeye, taht-ı revanla gider, def-i hacete!

(Evet orijinali böyle, tahterevalli değil, tath-ı revan! Tahterevalli bir ulaşım aracı değil zaten.)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.