Hava Durumu
mobmenu

Son Dakika

    Kuru fasulye de satmışlar!

    Yazının Giriş Tarihi: 28.02.2023 07:48
    Yazının Güncellenme Tarihi: 28.02.2023 07:48

    Askerde Kızılay ekibi geldi kışlaya. Kantindeyiz. Kimse hevesli değil kan vermeye. Hemşire geldi ‘Çavuş’ dedi, ‘bir konuşma yapsanız da askerler kan verse.’

    Çıktım sandalyenin üzerine hayli dokunaklı bir konuşma yaptım.

    Girdik sıraya kan verdik.

    Gazeteye geldiler, hepimiz sıraya girdik, kan verdik.

    Fomara’da geziyordum bir gün, baktım bir otobüsü kan alma aracı haline getirmişler. Girdim otobüse, kan verdim.

    Hiçbir verme işleminde Kızılay’dan para talep etmedim!

    Kan satmadım, kanımı bağışladım!

    Önemli günlerde hep mesaj gelir telefonuma Kızılay’dan ‘sayın bağışçımız’ diye başlayan.

    Böyle tek yanlı ‘verici’ bir ilişkim var yani kurumla.

    Kurumla dedim ama, ticarethane mi demeliydim acaba!

    Baksanıza, AHBAP’a çadır satmışlar!

    Sadece çadır mı, Haluk Levent açıkladı, barbunya ve kuru fasulye de satmışlar.

    Ben bu satırları yazarken AKUT Kurucusu Nasuh Mahruki konuşuyor televizyonda. Kızılay’ın 155 yaşında bir yardım kurumu olduğunu söyleyip, ‘afet zamanı çadır mı satılırmış, bundan büyük ayıp olmaz’ dedi.

    Ekranı ikiye bölmüşler, bir yanda da AKP kurucusu Kemal Albayrak konuşuyor. ‘Bunlar bu gidişle yakında Kızılay marketleri bile açabilirler!’ dedi.

    İnsan üzülüyor haliyle.

    Milletin gözbebeği bir kurum ne hale geldi!


    FUTBOL, SADECE FUTBOL DEĞİL

    1978, siyah beyaz televizyonda canlı izlediğimiz ilk Dünya Kupası’ydı.

    Maradona henüz yoktu ortalıkta.

    Menotti yönetimindeki, Kempes’li, Ardiles’li, Passarella’lı Arjantin kupayı aldı.

    Her maç saha beyaz konfetilere boğuluyordu. Taraftarlar her maçta ellerinde beyaz mendiller sallıyordu.

    Taraftar desteği diye algıladığımız bu şovun ilerleyen yıllarda çok mühim bir ‘sivil itaatsizlik eylemi’ olduğunu okuduk, öğrendik.

    Meğer Arjantin halkı, oranın Kenan Evren’i, eli kanlı diktatör Jorge Rafael Videla’yı protesto ediyormuş o aktivitelerle.

    Eski Roma’dan bu yana arenalar, stadyumlar halkın hissiyatını ve mesajını ilettiği mekanlar olmuştur. (Bir gazeteci büyüğümün, ‘Bursaspor kongresi 2 yılda bir değil, 15 günde bir Atatürk Stadı’nda toplanır’ lafını hiç unutmam.)

    Önce Fenerbahçe seyircisinin depremzedelerle dayanışma anlamında, ‘Türkiye üşüme Fenerbahçe seninle’ sloganı eşliğinde sahaya atkı, bere, eldiven atmaları..

    Akabinde Beşiktaş seyircisinin depremzede çocuklar için oyuncak ayıcıklar atması, duygulu hatta duygusuz insanların bile gözlerini yaşarttı.

    Her iki statta birden ‘Hükümet İstifa’ diye bağırılması da ayrıca dikkate değer.

    İlk kez olmuyor, herhalde son kez de olmayacak.

    Şiddete başvurmadan yapılan her tür protesto, düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilir ve Anayasal haktır.

    Bazı çevreler bu protestoları yadırgadı.

    45 bine yakın insanın enkaz altında yaşamını yitirdiği, arama- kurtarma faaliyetlerinin geç kaldığı, dağıtılması gereken çadırların satıldığının ortaya çıktığı bir ortamda, asıl futbol taraftarlarının olana-bitene duyarsız kalması yadırganmalıydı bana kalırsa.

    Şunu da söylemezsem yazı eksik kalacak:

    Başkanlık seçimleri sırasında ünlü futbolcular ‘güçlü Türkiye için ben varım, sen de var mısın?’ zinciri kurup destek açıklamaları yaparken iyiydi de, birkaç bin taraftar bağırınca mı spora siyaset bulaştı!.

    (Başlık, Simon Kuper’in ‘Futbol Asla ve Sadece Futbol Değildir’ kitabına gönderme.)


    GÜNÜN ‘TWEET’İ

    Anayasa Mahkemesiz hukuk, muhalefetsiz Meclis, öğrencisiz üniversite, seyircisiz futbol.. Hatta seçmensiz seçim ve hatta hatta en iyisi halksız ülke..

    (Rıza Ertekin)

    Yorum Ekle
    Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
    Yorumlar
    Yükleniyor..

    YAZARIN DİĞER YAZILARI

      En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.