Martın sonu geldi!

Size uyar mı uymaz mı bilemem bir Turgut Uyar şiiri şöyle:
'Eylül toparlandı gitti işte, ekim falan da gider bu gidişle.'
Şu CHP'liler bu sıralar 'Martın sonu bahar!' diye bişey tutturmuşlar.
Dün, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Meral Akşener'in ortak mitingi için Gökdere Meydanı'nda kürsüye ilk olarak 'Millet İttifakı'nın Büyükşehir Belediye başkan adayı Mustafa Bozbey çıktı ve ne dese beğenirsiniz:
'Bahara kavuşmak için gün sayıyoruz!'
Şu mevzudaki hassasiyeti anlamakta hakikaten zorlanıyorum!
Gün sayarsan eğer bütün aylar mutlaka biter. Turgut Abi'nin dediği gibi eylül gider, ekim gider. Mart da biter, sayarsan eğer. Martın sonu mutlaka gelir. Bahar kaçınılmaz olur.
Doğa her seferinde uyanır, çiçekler mutlaka açar. (Pablo Neruda baharın müjdecisi çiçeklerin kopartılmasına çok kızıyor, bilginize!)
Hasılı 'geldi bahar ayları, gevşer gönül yayları' günlerinden geçiyoruz.
İnsanların içinin kıpır kıpır olması, nedenli nedensiz gülümsemeler bundan!
Hoş tesadüf, bu kez 'martın sonu' mahalli seçimlere denk geldi. Olay bundan ibaret. Millet de bu tesadüfü 'bahar'la ilişkilendirdi işte. Şair Kemal Burkay'ın 'Hadi gülümse bulutlar gitsin!' ve 'İklim değişir, Akdeniz olur, gülümse' mısralarıyla da ilişkisi var galiba konunun.

MİTİNG NASILDI?

Epeydir 'kimin mitingi daha kalabalıktı?' diye bakmaktan vazgeçtik. Çünkü, 'miting meydanları'nın sandığa bire bir yansımadığını bilecek kadar mesleki tecrübe edindik Allah'a şükür.
Demirelli, Ecevitli, Erbakanlı, Türkeşli yıllarda, akabinde Özallı yıllarda falan TV yayınları bu kadar yaygın değilken, mitingler enikonu mühim bir göstergeydi. Artık sönük de olsa, hınca- hınç kalabalık da olsa, ölçü değil.
Zaten meraklısı TV'den canlı izliyor. Kaçıran gazetelerde okuyabiliyor. (Yayınlanması şart tabii!) Şu kadarını söyleyeyim, Kılıçdaroğlu ve Akşener'in anlatacaklarını merak edenler, hafta arası dememiş, gün ortası dememiş, tepedeki güneşe rağmen ısıran soğuğa aldırmamış, dinlemeye, bayrak sallamaya, coşmaya gelmişti alana.
'Martın sonunun bahar' olduğunu öğrenip döndüler evlerine.

AYŞE HANIMEFENDİ!..

Bu seçim döneminde şaşırarak fark ettiğimiz konuların başında Osmangazi Belediye başkan adayı Erkan Aydın'ın nüktedanlığı geliyor galiba.
Proje tanıtım toplantısındaki performansıyla, 'stand-up yapsa para kazanır' yorumlarına vesile olmuştu. Birlikte yaptığımız son TV programında aynı konuya ilişkin, 'bakacağız' dedi, 'Seçimi kazandık kazandık, kazanamadık, o sektöre kayarız artık!'
Erkan Aydın'da hakikaten potansiyel var.
Çarşı pazardan konuşurken laf fiyatı 19 lira olan 'ayşe kadın fasulye'ye gelince, 'Ben artık ona kadın demiyorum, hanımefendi diyorum' dedi.
Hatta ileri giderek 'prenses ayşe' ismini önerdi.

TREN KAÇTI DEMEYİN!

Erkan Aydın'ın fıkra tadındaki ikinci söylemi 'tren' üzerineydi. 5 yılda bir yapılan seçimleri, 5 yılda bir istasyona yanaşan trene benzetti ve şunları söyledi: '5 yılda bir tren gelir, durakta durur. Bu tren Pamukova'da 50, Çorlu'da 20, Ankara'da 9 insanımızın canına mal oldu. Gelin makinisti değiştirin! Bu makinistin değişmeye ihtiyacı var. 5 yılda bir karşınıza ancak çıkacak bu fırsatı kaçırmayın. Kaçırırsanız, türküdeki gibi olur. Kara tren gecikir, belki hiç gelmez. Sonra, 'ah vah tren kaçtı' demeyin!'