Merkel neden geliyor?

Söz konusu olan ülkeler, misal Moldova falan olsa, ne bileyim, Letonya, Estonya olsa, bilmeyiz etmeyiz, belki de doğru deriz.

'Amerika'nın, İngiltere'nin halini görüyorsunuz değil mi? Benzin yok benzin. Aynı şekilde Almanya'da kuyruklar, Fransa'da kuyruklar, yiyeceklerini bulamıyorlar.'

Bu sözler ülkenin bir numaralı idarecisi, her şeyin başı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından söyleniyor.

Sizi bilmem, ben inanırım bu kadar yüksek rakımdan edilen laflara.

Asla sorgulamam.

Amerika'da kızım, Almanya, Belçika ve İngiltere'de yeğenlerim yaşıyor, onlara açıp sormam!

Ya yok öyle bir şey derlerse. Ya güldürme beni baba (dayı, amca) derlerse.

Giremem bu riske.

Baktım ettim yine de az bir şey.

Bu cumartesi, yani 16 Ekim'de Türkiye'ye geliyormuş Angela Merkel.

Hımm. Büyük ihtimal borç istemeye geliyor.

Belki de ABD, Fransa, İngiltere adına da yetki aldı Şansölye, hepsi adına konuşacak, yardım dilenecek.

(İster misiniz 'Türkiye'yi yönettiğin gibi bizim ülkeleri de yönetsene' desin Tayyip Bey'e.)

ÇAY BARDAĞI BİNA

Şehirleri simgeleyen şeylerin heykellerini yapma hususundaki yaratıcılığımız Rize'de zirve yaptı.

Kimse Diyarbakır'daki karpuz çocuğu, İnegöl'ün girişindeki çatala batırılmış köfte ve Gemlik'teki çatala batırılmış zeytin heykelini, ülkenin muhtelif yerlerine dağılmış havuç, elma, armut heykellerini, Antep'te fıstık, Giresun'da fındık heykellerini, Beypazarı'ndaki soda şişesi heykelini falan eleştirmesin bundan böyle.

Çünkü bir bina yapıldı Rize'de, çay bardağı şeklinde.

(Ne ara estetik yoksunu bir ülke olduk. Niye bu kadar aptalca işler yapıp duruyoruz, hakikaten izahı zor.)

O DA ASGARİ ÜCRETLİ

Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Fahrettin Poyraz, 180 bin lira maaş aldığı şeklinde çıkan haberleri yalanladı.

Poyraz, 'Huzur haklarıyla beraber 62 bin 500 lira alıyorum' dedi.

62 bin lira büyük para gibi görünüyor ama takdir edersiniz ki 180 bin lira daha büyük para.

Adeta balya!

Hasılı, Fahrettin Bey'e, 180 bin fırçası atmaya hazırlanırken, birden bu paranın ancak ve sadece 'üçte birini' aldığını öğrenince, bir miktar gazımız kaçtı.

Neredeyse onun adına üzüldük.

Nasıl üzülmeyeyim, hafta sonlarını çıkığında 'her gün bir asgari ücret' alıyor adam. Yani, o da asgari ücretle geçiniyor!

RAZIYIZ 3 ÇEYREĞE!

Asgari ücretli 2003 yılında aldığı parayla 14.4 çeyrek altın alabiliyormuş.

2004'te 10.6 altına düşmüş. 2010'da 5.6 altına düşmüş. 2016'da 6.1 altına çıkmış! 2020'de 3.3 altına düşmüş.

Sayılar, rakamlar karıştı, dolayısıyla da kafalar. Özü şu bu muhabbetin:

2003'te asgari ücretli 14 çeyrek altın alabiliyordu aylığıyla.

Bugün 3 tane alabiliyor.

14'ten 3'e, başka deyişle 3 çeyrek altın parasına geçinmeye çalışıyor bu ülke.

Bu ülke diyorum çünkü, çalışanların yarısından fazlası asgari ücretli.

TÜİK, işsizlik rakamlarını açıkladı ben bu satırları yazarken.

Orana, sayıya, düştü- yükseldi muhabbetine hiç girmeden şunu söyleyeyim sadece:

3 çeyrek altına razı, ama onu bile bulamayan insanlar eğitimli işsiz gençler var bu ülkede!