Modifiye sapiensler!..

Uzaya araba göndermesinden tanıdığımız Elon Musk, kurduğu yeni şirketle insan beynini bilgisayara bağlamayı hedefliyormuş.
Bu işi öyle çook uzun yıllar sonra yapacak da sanmayın.
Hedef 2020! Yani gelecek sene!
Hadi biz yırttık, bundan sonra beynimizi yapay zekaya bağlasan ne olur, bağlamasan ne.
(Şu satırları bile beynimle değil, parmak uçlarımla yazıyorum, yeminle!)
Da, gelecek nesiller ne olacak! Torunları diyorum.
Çünkü onların babaları dedeleri yapay zekaya bağlandı bağlandı, bağlanamadı yandı gülüm keten helva! Duruma bak, hıçkıra hıçkıra ağla!
2019 YKS ortalamaları:
Türkçe matematik 40 soruda 5 doğru. Fen bilimleri 20 soruda 2 doğru, sosyal bilimler 20 soruda 4 doğru.
Elon Musk'ın projesinin teknik detaylarını bilmiyorum ama, normal zekayla yapay zekayı aynı potada eritmek için normal zekanın da en azından yapay zekaya uyum sağlayacak bir altyapısı olması lazım.
Yukarıdaki tablo, yapay zekaya uyum sağlayabilecek bir altyapı gibi durmuyor.
Demek ki gelecekte, 'sapiens'i ağır ve büyük bir ayrım bekliyor. Neandertal nasıl türlü çeşitli sebepten bu günlere gelemedi. 'Normal sapiens' de tutunamayacak!
'Yapay zeka takviyeli sapiens'ler, ki bunlara 'süper' veya 'ultra' veya 'alfa' ismini takabiliriz şimdiden, yaşamın egemenleri olacaklar.
Yani, gelecek modifiye sapienslerin!

HERKES BURSASPOR'U SORUYOR!

Şu süreçte kimle konuşsam, laf ister istemez Bursaspor'a geliyor.
Yakın çevrem, arkadaşlarım nedense beni Bursaspor'la özdeşleştirmişler.
Bilhassa da, Bursa dışındaki arkadaşlarım. Lafı uzatmadan söyleyeyim, hepsinin ortak kanısı şöyle:
Bursaspor bu sene Lig'e zor çıkar, hatta çıkamaz.
Hepsine 'Bursa pragmatik camiadır, daha kötü günleri de oldu. Elbirliğiyle kara bulutları dağıtmayı bildi' minvalinde şeyler söyledim ama...
Dün bizim gazetenin spor servisinde yaptığım 'teati'ler özümün fazla iyimser olduğunu kanıtladı.
Müdürümüz Süha Gürsoy, 'Paranın egemen olduğu bir piyasada parasız olursan sonuçlarına katlanırsın' gibi bir laf etti. Muhabir arkadaşım Samet Zinciroğulları, 'Bu kadronun Lig'de tutunması bile zor' diyerek içimi daha bir kararttı. Şimdilik elde bunlar var. Dilek ve temennim, kötü günlerin, daha da kötü günlere dönüşmemesi. Bunun için yönetimin bir reçetesi, doğrusu bir 'kurtuluş stratejisi' olması lazım. 'Var mı dedim' Süha ve Samet'e, 'maalesef yok' dediler.
Öyleyse durumu tek 'eyvah!' la izah edemeyiz. Durum hakiki kel.

PEKİ YA SONRASI!..

Oğuzhan Kaya, Kubilay Ençü, Berke Akçam, İlyas Çanakçı isimli 4 Türk atlet, U20 Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda 4X400'de altın madalya aldı.
Gururluyuz, mutluyuz.
Ama bu iş zaten 20 yaş altında hep böyle. Sermet Timurlenk diye bir 1500'cü vardı vakti zamanında, onun da 20 yaş altı derecesi, 10 yılları domine eden 4 olimpiyat altını olan İngiliz Sebastian Coe'dan iyiydi. Hangi birini söyleyeyim, Türk Ümit Milli Takımı'nın Ronaldo'lu, Quaresma'lı Portekiz'e hem de Portekiz'de 4 atarak yendiğini bile gördü bu gözler.
20 yaş altında başarı biraz altyapı biraz yetenek. Önemli olan sonrası. Sonrası plan, program, organizasyon, bilim, teknik, teknoloji ve en önemlisi spor politikası...
Bizde var mı bu saydıklarım! Eh işte.
Bu 4 gencin gelişimini izleyelim birlikte.