Narin olayında büyük soru bu bana kalırsa.
‘Neden’ bulunamıyor?
Olayın iki aşamasında da can yakan başka soru yok!
Kaybolduğunda da hap kadar köy 8 yaşında bir çocuk yer yarıldı da içine mi girdi, ‘neden bulunamıyor?’ en hayati soruydu.
Kızımızın cesedi bulundu, soru hala aynı soru.
Bu kez anlamı farklı sadece:
Kim veya kimler dünya tatlısı bu çocuğa neden kıydı, neden öldürdü?
Neden ne?
Neden, ‘neden’ bulunamıyor?
Öyle ya, bir neden olmalı, bu cinayette.
Fi tarihi. Bir Emniyet Müdürü ile Emniyet’te sohbet halindeyiz.
Müdür binlerce cinayet gördüğünü anlattı. Yüzlercesini çözdüğünü.
Ama Bursa’da yaşanan bir olayın kanını dondurduğunu söyledi.
Olay şöyleydi: İki tane serseri bir eve girmiş, çocukları korkutmuş, kadınlara kötü davranmış, ortalığı yıkmış, devirmiş. Sonra çekip gitmiş.
Ne ölü var ne yaralı.
Müdürün kanını donduran, bu iki serserinin girdikleri evdekilerle aralarında hiçbir bağ olmamasıydı. Herhangi bir rabıta yoktu.
Olaydan önce ne hanedekiler serserileri tanıyor, ne serseriler hanedekileri.
Bizim müdür böyle bir olaya hiç tanık olmamış kariyeri boyunca.
Gördüğü tanık olduğu çözmeye çalıştığı tüm cinayetlerde, birinci halkada çözmüş olayı, bilemedin ikinci halkada.
Bizimki gibi ülkelerde herkes tanıdıklarının canına kıyıyor çünkü.
Kimse tanımadığı insanları öldürmüyor.
(Soğuk havada üşümesin diye taksiye alınan caninin taksiciyi katletmesi hakikaten istisna..)
Herkesin birbiriyle akraba olduğu küçücük köyde kimse konuşmuyor.
Sanki mafyanın ‘suskunluk yasası’ yürürlükte.
Ve öyle görünüyor ki, bu cinayet bir muhabir ve bir TV kanalı işin peşine bu kadar düşmeseydi, sosyal medya Narin’in peşine takılmasaydı, diğer binlerce benzer cinayet gibi unutulup gidecekti.
Kamuoyunun bu defansı, en çok katil ve katilleri şaşırtmış olmalı.
Ülke tarihinde siyasi olmayan hiç bir cinayeti, kamuoyu bu kadar güçlü sahiplenmemişti.
‘Kim veya kimler’ ve ‘neden’ soruları ‘doğru’ yanıtlanmadıkça bu merak daha da büyüyecek.
GÜLÜMSEMEYE CEZA..
Halk TV’de oturmuş elemanlar ‘Sansürsüz’ isimli programda günün siyasi gelişmelerini değerlendiriyor.
Konuk konuşmacılardan Cem Toker (Eski LDP Genel Başkanı) bir siyasi hakkında alaycı bir ifade kullanıyor.
Hakkında konuşulan kişi, Devlet Bahçeli.
İddia o ki, programın moderatörü Sinem Fıstıkoğlu, bu alaycı ifade nedeniyle gülümsüyor!
Vay sen misin gülümseyen, RTÜK toplanıyor ve Halk TV’ye yüzde 3 oranında para cezası kesiyor.
Valla iyi.
Program durdurma cezası da gelebilirdi, maazallah kanal kapatılabilirdi de.
Ucuz atlatılmış.
Demokrasilerde bir siyasi başka bir siyasi hakkında ileri- geri konuşursa, çıkar o siyasi de onun hakkında ileri- geri konuşur, hatta ağzının payını verir.
Kanalın ve sunucunun ne günahı var birader?
Gülümsemekten başka!