Neden hep şafak vakti?

Fi tarihi. Haberi iyi hatırlıyorum.

Fransa’da bir yasa çıktı. Buna göre, ne kadar azılı olursa olsun, ne kadar katliam yapmış olursa olsun bir suçlu, polis tarafından ‘gece saatlerinde’ gözaltına alınamaz, yakalanamaz.

Diyelim ki Fransız polisi elemanın yerini tespit etti, yani kaldığı evi.

Evinin etrafını çevirecek ama gece boyunca operasyona başlayamayacak.

Havanın aydınlanmasını bekleyecek.

Suçlu da olsa ‘kişi mahremiyetine müdahale’ edilmeyecek yani.

Bizim ülkede ise ev basmak, gece yarısı kapı çalmak, sabahın köründe yakalamak falan hukuki folklor. Bildiğin geleneğe dönüştü.

Canım bu işi Fransızlar mı iyi biliyor biz mi biliyoruz diyebilirsiniz.

De, şu son zamanlarda kim evinden derdest edilse, herkesin aklına ‘çağırılsa gitmez miydi?’ sorusu geliyor.

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e de aynısı yapıldı, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’a da.

Bu adamlar halkın seçtiği isimler.

Şu kadarcık saygıyı da mı hak etmiyorlar!

Beşiktaş Belediye Başkanı Balıkesir’den alınmış. Babasının gözünün önünde.

İfade vermek için yurtdışından gelen Gezi mağdurlarına bile ‘kaçma şüphesiyle gözaltına alındı’ denmedi mi yakın geçmişte.

HAK HUKUK ADALET

Bir ülkede vatandaş ‘iş ekmek hürriyet’ falan diye bağırıyorsa, o ülkede iş yok, ekmek aslanın ağzında ve özgürlük sallantıda diye düşünebilirsiniz.

Slogan olmuş çünkü.

Aynı ülkede şu son zamanlarda en çok ne diye bağırıyor bir kısım ahali.

‘Hak hukuk adalet!’

Eskiden, biri hakkında yakalama kararı çıktığında, biri savcılığa çağrıldığında, biri hakim karşısına çıkarıldığında ekseriyet emin olurdu ki, polis ve adliye bir şeylerden emin olmasa bu gözaltı, bu yakalama, bu yargılama olmazdı.

Şimdilerde işin azotu çıktı.

Anket yapılıyor misal en güvenilmez kurum Adliye çıkıyor.

‘Adalet siyasetin emrinde mi?’ diye başka anket tertip et, onda da yüksek oranlara ulaşırsın, o derece.

YARGITAY DA İHALE VERMİŞ

Şu satırları yazdığım sırada TV’de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu konuşuyor. Adam lafa ‘yargı tacizi’ diye başladı. Yargı tacizi, valla ilk kez duyuyorum bu lafı ve fakat niyeyse gram yadırgamadım.

Beşiktaş’ta ihaleye fesat karıştırmakmış suçlama.

İmamoğlu diyor ki: ‘Belediye başkanları ihaleden sorumlu değil. Daire başkanları sorumlu. Belediye başkanlığı yaptığı sırada Erdoğan’a bir kez bile yöneltilemedi bu suçlama. Sorumlu değildi çünkü.’

İmamoğlu şunu da sordu:

‘23 yıl boyunca bir tane bile AKP’li belediye başkanının şafak vakti gözaltına alındığını duydunuz mu?’

Amaç demek ki gözaltına almak değil, itibar suikastı!

Bu arada, ihaleye fesat karıştırdığı söylenen şirket, Yargıtay’dan da TBMM’den de, THY’den de Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nden de ihale almış geçmişte.

10’a yakın kamu kurumundan.

İmamoğlu zırt pırt ihale dosyası isteyen ‘malum’ savcıya sordu:

Yargıtay’dan da Meclis’ten de Türk Hava Yolları’ndan da ihale dosyası isteyecek misiniz?