Neyin altından çok sular aktı?

'Fuarıyla ünlü Ege'nin en büyük ili?' sorusuna 'Amasya' diyen çıktı. 'Ülkeleri simgeler, kağıttan veya bezden yapılır' diye sorulunca 'bayrak' diyeceğine 'İngiliz kumaşı' diyen oldu. NTV gibi bir kanalda futbol yorumlayan adam, Türkiye'nin 4 coğrafi bölgeden oluştuğunu söyledi. 'Kıbrıs'ın nerede olduğu' sorusuna 'Ben orada askerlik yaptım, Karadeniz'de' diyen çıktı.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ama çoğaltmasak daha iyi çünkü, bu durum insana kendini çok da iyi hissettirmiyor. Cehalette, bilgisizlikte hakikaten ucumuz açık. Nerede duracağımız meçhul.
Buyurun sosyal medyayı kasıp kavuran şu paylaşıma.
Fotoğraftaki hanım kızımız Boğaziçi Üniversitesi öğrencisiymiş.
'Altından çok sular aktı' izahatlı soruya 'köprü' diyememiş.
Seçenekler 'semaver, çaydanlık, kahve makinesi' olduğu halde.
Meselenin güzel tarafı, 'seyirci'nin soruyu 'yüzde 97' oranında bilmesi!..
Bu paylaşıma en güzel yorumu arkadaşım Özcan Yazıcı yapmış. Şöyle:
'...Öyle nesiller yetiştiriyoruz ki, kalıpları, klişeleri, testleri şahane öğretiyor, ama sorgulamayı, düşünmeyi, analiz etmeyi, yorumlamayı, bağıntı kurmayı, yaratıcılığı, fikir, öneri geliştirmeyi, çözüm yollarını bulmayı, işbirliklerini, hayal kurmayı, tasarlamayı, organizasyonu öğretemiyoruz. Çocuklarımız Boğaziçi'ne girmeyi başaracak kadar test (hazır kalıpları) çözmekte çok mahir hale geliyor, ama hayatın onlardan beklediklerini çözmekte biçareler!'
Özcan'ın son lafı meselenin de özü aslında:
'İşin ilginç tarafı memlekette bunu kendine dert edecek kimse kalmadı!'

ŞAŞIRACAK ŞEY KALMADI

Sözcü gazetesi yazarları Emin Çölaşan ve Necati Doğru'ya 15 yıl hapis istemiyle dava açılmış. İddianamede deniyormuş ki:
'Şekil olarak FETÖ'ye karşı olmak, ağır şekilde eleştirmek, esasta FETÖ'cü olmamak sonucunu doğurmaz'
Sosyal medyada gördüm bu ifadeyi. Doğruysa, şöyle sonuçlar çıkıyor ortaya haliyle:
'AK Parti'ye karşı olmak, ağır şekilde eleştirmek, esasta AK Partili olmamak sonucunu doğurmaz. (İddianamedeki mantığa göre, adam belli ki gizli AK Partili)
CHP'ye karşı olmak, ağır şekilde eleştirmek, esasta CHP'li olmamak sonucunu doğurmaz. (İddianameye göre, adam belli ki gizli CHP'li)
Valla 'Zaytung' haberi gibi. Bir spor yazarı düşünün. Adamın işi gücü Fenerbahçe'yi ağır eleştirmek. 30 senedir eline her kalem aldığında, her mikrofon başına geçtiğinde bunu yapıyor. Fener'i yerden yere vuruyor! Ve sen bu adamı 'gizli Fenerli' olmakla suçluyorsun.
Adam okuduğu kitabı ağır eleştiriyor meğer beğenmiş, adam yediği yemeği ağır eleştiriyor meğer damağı çatlamış, adam izlediği filmi eleştiriyor meğer bayılmış.
Bu ülkede artık neye şaşıracağımıza da şaşırdık...