Okul hırkası...

Asgari Ücret Tespit Komisyonu'na asgari ücretlileri temsilen katılan Gülden Görmez, liseye giden oğluna forma alabildiğini ama hırka alamadığını anlatmış. Okul yönetimi tarafından 'hırka' konusunda uyarılan oğlunun durumu gurur meselesi yaptığı için okulu bıraktığını da...
Yazı İşleri Müdürü arkadaşım Kemal Göz dün, 'ne yazsam' diye kıvrandığımı görünce bu haberden söz etti ve 'Bunu yorumla işte abi' dedi.
Yorumlayalım da nasıl? Misal Orhan Veli'nin 'Macera' isimli şu şiiri yorum sayılır mı?
'Küçüktüm, küçücüktüm/ oltayı attım denize/ bir üşüşüverdi balıklar/ denizi gördüm.../ Bir uçurtma yaptım, telli duvaklı/ kuyruğu ebemkuşağı renginde/ bir salıverdim gökyüzüne/ gökyüzünü gördüm... / Büyüdüm, işsiz kaldım, aç kaldım / para kazanmak gerekti/ girdim insanların içine/ insanları gördüm.../ Ne yardan geçerim, ne serden/ ne denizlerden, ne gökyüzünden ama.../ bırakmıyor son gördüğüm/ bırakmıyor geçim derdi.../ Oymuş diyorum zavallı şairin/ görüp göreceği...'

Hayaldi, gerçek oldu!

Biz abonman bileti kuşağıyız. Belediye otobüsüne bindiğimizde, parmak kadar bileti kumbara gibi bir kutuya atar öyle geçerdik. Öncesi de var. Otobüslere arka kapıdan binilir, ön kapıdan inilirdi. Arka kapının girişinde, biletçi abiler olurdu. Para ver, bilet al hesabı.
O günlerde, harçlığın çoğunu 'abonman'a gömdüğümüz için olsa gerek, gelecek hayallerimde, toplu taşımanın 'bedava' olacağını öngörmüştüm.
Kent içi ulaşım mutlaka bedava olacaktı, tahayyül ettiğim ülkede!
Olmadı.
Pardon oldu da, bu ülkede değil. Lüksemburg'da oldu.
Başbakan Xavier Bettel, tren, tramvay ve otobüslerde, önümüzdeki yaz biletlerin kaldırılacağını açıkladı. (Başımıza darısı!)

Mesaja boğulmayalım!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerel seçim sürecinde 'görüntü ve gürültü kirliliği'ne yol açmayacaklarını söyledi. 'Seçim kampanyasında cadde ve sokakların bayrak ve afişlerle donatılmasına ihtiyaç yok. Bunu ilkel buluyoruz, bu tip propaganda yöntemlerini tamamen terk ediyoruz' dedi.
Harika, gayet güzel. De, propaganda yapılmadan seçim kampanyası yürümez. Görüntü ve gürültünün yerine ne 'ikame' edilecek ona bakmak lazım. Demek ki, olay elektronik sektöründe yoğunlaşacak. Yani, cep telefonlarımıza bol bol mesaj yağacak.
Ee, bu da bir tür kirlilik. Dahası sinir bozucu yanı var.

Yılbaşı yaklaşıyor!

Nasıl ki Ramazan'ın geldiği hurma haberlerinden, davulcu ihalesinden, sahur vakti tartışmalarından anlaşılır... Yılbaşının yaklaştığı da -yıllardır böyle- Pirelli'nin takvim çıkarmasından belli olur.
2019 Pirelli takvimi tanıtılmış.
Demek ki, yeni yıla çok az gün kaldı. Takvimde bu kez ana tema 'rüya görmek!' miş.
Her yeni yıl yeni bir başlangıç olması nedeniyle, yeni umutlar, yeni beklentiler, yeni hülyalar ve rüyalar demek zaten ama... Geçen yılların farklı bir şey getirdiğini görmedik:
Savaşlar, katliamlar, acılar, açlıklar, doğal afetler, hastalıklar.
Gelen gideni arattı her seferinde.
Geçtik rüyadan, 2019 kâbus gibi çökmesin yeter, üzerimize.