Hava Durumu

Prompter!..

Yazının Giriş Tarihi: 17.08.2021 07:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.08.2021 07:57

30 sene önce. Bursa'daki bir Demirel mitingi öncesi konuşma metnini ele geçirmiş, 29 sayfalık metinden 3 sayfalık özet çıkarmış ve onu da haber haline getirmiştik. Demirel mitingde konuşurken hayretle gördük ki, adam 29 sayfanın tamamını ezberlemişti.

O zamanlar ne 'prompter' var, ne başka bir teknoloji...

CumhurbaşkanıRecep Tayyip Erdoğan, selin vurduğu Bozkurt'ta konuşurken, cami balkonundan adeta miting yaparken dikkat ettim, önünde 2 tane prompter vardı.Kafasını bir o yana çeviriyordu, bir bu yana. Nasılsa iki tane 'prompter' var iki yanda. Bir tane olsa sadece ona bakacak, vatandaş da koskoca cumhurbaşkanı için 'herhalde boynu tutuldu' diye düşünecek.

2 'prompter' çok akıllıca.

Erdoğan'ın hem büyükşehir belediye başkanı olduğu, hem de akabinde başbakan olduğu zamanlarda en iyi özelliği olarak, onu halkın sevgilisi bir lider yapan özelliği olarak 'belagat'i gösterilirdi.

Belagati çok iyi denirdi. Retoriği yani.

Hitabeti diyelim, herkesin işi görülsün!

Gelinen noktada Cumhurbaşkanımız 'prompter'siz yapamıyor sanki.

Bozkurt'u sel götürmüş, doğal ol, başsağlığı dile, yaralılara geçmiş olsun de, yaralar kısa sürede sarılacak de, devlet yanınızda de, geç.

Bunlar için 'prompter'e mi ihtiyaç var?

Yaşanan selle CeHaPe zihniyeti arasında rabıta kurmaya kalkarsan, eleştirenleri eleştirmek istersen, o zaman başka tabii.

İş sofistike bir hal alınca, lazım 'prompter' ve edevatı.

Bana kalırsa, cami balkonundan miting de, 'prompter' marifetiyle konuşmak da, sel bölgesinde oyuncak dağıtmak da hataydı.

Bu akılları hangi danışmanları veriyorsa sayın Cumhurbaşkanımıza, bilin ki iyiliğini istemiyor bence.

ADVERTORİAL

Prompter demişken, Dünya gazetecilik ve televizyonculuk tarihi bunu da gördü.

Sorulu cevaplı bir oturum 'prompter'li yapıldı.

En basit haliyle, Tayyip Bey kendisine sorulacak soruları önceden biliyordu demek bu. Gazeteciler de alacakları cevapları!

Bu, benim gibi hayatının çoğu medya dünyasında geçmiş biri için elbette şaşırtıcı değil. Benzerlerini çok gördük, çok yaşadık. Adam bastırır parayı, TV'den bir saat satın alır. Kendisine sorulmasını istediği soruları da yazar verir, yaptırır programı parasıyla. Buna basın toplantısı denmez, açık oturum denmez, buna 'reklam' denir aslında ama, reklam hoş bir sözcük değil diye 'advertorial' diyoruz biz. Editoryal içerik biçimindeki reklam manasında.

BEN DE YAPTIM!

Soruları ve cevapları bildiğim yayın benim de başıma geldi. Hatta bizzat ben yaptım. Fi tarihi. ÇGD şube başkanıyım. Bu sıfatım sebebiyle radyoya söyleşiye çağrıldım. Gazeteci Yeşim Doğan soracak ben de cevaplayacağım.

Yeşim'in işi başından aşmış olmalı. Beni aradı 'Adnancım' dedi, soruları da sen hallet! Oh canıma minnet! Zaten mikrofon fobisi var. Hem Yeşim'in sorularını (!) hem kendi cevaplarımı (3-4 sayfa) yazdım. Radyo stüdyosuna elde kağıtlarla girdik. Yeşim soruyu okuyor, ben cevabı! (tıpkı Tayyip Bey gibi)

Sorunun bir tanesinde Yeşim'in muziplik yapacağı tuttu, metinde olmayan bir ek soru sordu. Soru şöyleydi: 'Nasıl yani?'

Gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi kaldım.

Mikrofon açık, 70 milyon Bursalı bizi dinliyor!

O gün orada rezil olmadıysam, 'kem küm' den sonra, 'az önce de belirttiğim gibi' şeklinde bir cümle kurmamdan. Hala hatırladıkça terlerim soğuk soğuk!

DÜELLO DAVETİ

Kötü olan şu: Tayyip Bey'in bir numaralı rakibi (kötü adam) Kemal Kılıçdaroğlu, gerek meydanlarda gerekse televizyonlarda kükreyip duruyor her fırsatta, 'istediğin kanalda, istediğin yandaş gazetecilerle karşılıklı oturalım konuşalım tartışalım, yüreğin yetiyorsa' vs diye.

Nasıl olacak o?

Ya, 'nasıl yani' diye soru soran biri çıkarsa!

'Belagati iyi' Tayyip Bey'in yandaşsız, promptersiz yapamaz şu halleri sizi bilmem benim çok içimi acıtıyor açıkçası.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.