Hava Durumu

Reaksiyoner Atatürkçülük

Yazının Giriş Tarihi: 31.08.2018 08:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.08.2018 08:19

Annesi- babası ölen insan bile ömür boyu yas tutmaz.
Ve, ağlarken de hıçkırır insan, gülerken de. İkisi kardeştir zaten, tiyatro sahnesinde!
Bizim çocukluğumuzda 10 Kasım'lar 'yas' günüydü.
Mecburduk yas tutmaya. Bir 10 Kasım'da, tam da saygı duruşunda, haylazın biri 'tırrr' sesi çıkardı genziyle! (Gülmemek için kendini zor tutma efekti) Ve bütün hazirun makaraları koyverdi.
Saygı duruşu sonrası müzik hocası, 'Bazı arkadaşlarınız' dedi mikrofondan, 'Kendini tutamayarak ağladı! Bu durum biz öğretmenlerinizi ziyadesiyle memnun etti...'
De deseydi kadıncağız, 'Ne gülüyorsunuz saygısızlar' mı deseydi!
Deseydi, gelsin milli eğitimden incelemeler, soruşturmalar...
Sonrasında biliyorsunuz, kim akıl ettiyse Allah razı olsun, 10 Kasım'lar, 'yas' gününden, 'anma' gününe çevrildi ve ahali, hakikaten rahat etti.
Yazıyı buraya kadar okuyanlara not, ben de herkes kadar Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı bir kardeşinizim. Sadece içeriğe bakarım ama. Şekil- şemal Atatürkçüsü değilim!

Yeni anlamlar yüklendi!

30 Ağustos'tu dün. 1922'deki takvimin seneyi devriyesi.
Büyük bir zaferin adı diyelim ya da.
Eski 30 Ağustos'larda askeri törenler, zaferin anlamı ve önemine ilişkin konuşmalar hep bir 'merasim' tadında yapılır, konu pek fazla halka indirilmez, üst düzeyde halledilirdi.
Yapılan haberler de 'KKTC'de ve dış temsilciliklerde de kutlandı' diye biterdi.
Bugün ahali topyekün, milyonların iştirakiyle idrak ediyor böylesi önemli günleri.
30 Ağustos gibi, 23 Nisan gibi, 29 Ekim gibi ve tabii 10 Kasım gibi.
Çünkü bu günler zaten anlamlıydı ama, yeni anlamlar da yüklendi.
Ne demek istediğimi ben değil, gazeteci arkadaşım Arzu Arınel anlatacak size, buyurun:

15 derken 40 milyon!

Eskiler 10 yılda 15 milyon derken, bunlar (!) 15 yılda Atatürkçü bir 40 milyon yarattılar.
Biz öğrenciyken, 10 Kasım'larda hocalara yaranmaya uğraşan birkaç aklı evvel sahte gözyaşı döküp burnunu karıştırır, kalan yüzde 90 tören boyunca bitse de gitsek diye kığır kıpır kıpırdanır, haylazlar sınıfta gizlenip makara yapardı.
Şimdi o yüzde 90 sokakta, trafikte, mutfakta hazırola geçiyor.
Onların yetiştirdiği çocuklar sanki Atatürk döneminde yaşamışlar kadar koyu Atatürkçü büyüyor. 19 Mayıs'ta sırf provalarda dersten yırtmak için törenlere katılanlar bilirim.
Hele 30 Ağustos...
Sanki sadece askerlerin bayramıymış gibi bir alakasızlıktı bıraktığı etki. Bir de bugünkü insanlık hallerine bakın. Soyal medya yıkılıyor, bırakın 'Facebook'u, 'Twitter'ı, özel 'Whatsapp' gruplarında millet birbirinin zafer bayramını kutluyor. En ironik olanı da, neredeyse sadece devlet erkanıyla küçük çocukların götürüldüğü Anıtkabir 'hac' yeri haline geldi.

Her yıl yeni rekor

'Haline geldi'den devam edelim:
Buyurun son yıllar itibariyle Anıtkabir'in ziyaretçi sayılarına:
2012'de 3 milyon 801 bin, 2013'te 5 milyon 73 bin, 2014'te 5 milyon 128 bin, 2015'te 5 milyon 68 bin, 2016'da 4 milyon 598 bin ve geçen yıl rekor kırıldı. 2017: 6 milyon 742 bin...
Dijital çağda yaşıyoruz. İnsanlar artık her şeyi oturdukları yerden internet ortamında yapabiliyorlar. Gir Anıtkabir sitesine 360 derece gez içerde gibi imkanlar var artık.
Ama demek ki, oradaki hava başka, ruh başka...
Yoksa bu kadar insan niye gitsin, sıcak demeden, kar-kış demeden Ata'sının huzuruna.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.