Reklamın kötüsü olmaz!

Bu düsturun son tipik örneği 'UBER' oldu.
Taksicilerle UBER'cilerin birbirine kafa göz daldığı 3-5 gün öncesinin gündemine özüm, 'UBER ne ya!' diye müdahil olmuştu.
Memleketin ekseriyesi benim durumumda olmalı ki...
Bu gerginliğin UBER'e yaradığına ilişkin haber yapılmış.
UBER akıllı telefonlara indirilen bir uygulama.
Tam şey etmiyorum ama, uygulama telefonunuzdaysa, iki şık şık bir tık tık yapıp yerinizi bildiriyorsunuz.
Yakındaki bir 'UBER' üyesi araç sahibi gelip sizi alıyor, gideceğiniz yere götürüyor.
Paralel taksi uygulaması olayı yani.
'Ekmeğimizden oluyoruz' diye düşünen taksicilerin, 'UBER' çağırıyoruz ayağına bu tip araç sahiplerine yer bildirip dövmeye kalktıkları falan da oldu.
Taksiciler Odası UBER'e sert tepki gösterdi vs.
Ve fakat son tahlilde, misal 6 Mart'ta uygulamayı telefonuna indiren şahıs sayısı 5 bin iken, 7 Mart'ta 7 bin, 8 Mart'ta 8 bin, 9 Mart'ta 12 bin, 10 Mart'ta 14 bin, 11 Mart'ta 16 bin, 12 Mart'ta 15 bin, 13 Mart'ta 22 bin ve 14 Mart'ta 24 bine çıkmış.
Taksicilerin protestoyu yoğunlaştırdığı günlerde indirme sayısı da çığ gibi artmış.
Demek ki neymiş, öfkeyle ayağa kalkmadan önce iki dakika topa basıp düşüneceksin!
Benim bu öfkem aslında kime yarar diye.
Deneyimli politikacılar iyi bilir bunu.
Her lafa atlamazlar, her şeye cevap vermezler, gündem olmasın, konuyu gündeme getirmeye çalışanın ekmeğine yağ olmasın, değirmenine su olmasın diye...

Yavruvatan ahlakı...

Almanya'da okumuş, halen KKTC'de yaşayan ablam geçenlerde bir sosyal paylaşımdan söz etmişti. Paylaşımda, 'Gönyeli Yenikent bölgesinde minik drone bulunmuştur, kaybeden temasa geçsin lütfen' deniyordu. Drone'un bir de fotoğrafı konmuş siteye.
Ablam bu kez de fotoğraf makinesi bulan birinin paylaşımını paylaşmış. Eleman diyor ki özetle:
'Bahçeli Köyü yakınlarında yürüyüş yolu üzerinde bir fotoğraf makinesi bulunmuştur. Makine sahibinin tura katılan turistlerden biri olduğu düşünülüyor. Makinedeki fotoğraflarda görülen kişileri tanıyan varsa ve makine sahibini bulmaya yardım edecek biri varsa (....) numaralı telefona bilgi versin.'
Ne de olsa yazar ablası! Söz konusu paylaşıma şu yorumu eklemeyi ihmal etmemiş:
'Bu işler Türkiye'ye ne kadar yabancı değil mi? Kıbrıslılar bize rağmen hâlâ böyle yaşıyorlar. Almanları üçkağıtçı yaptık ama Kıbrıslıları bozmayı henüz başaramadık!'

Yeni forma milli öfke!

Hem ortada dişe dokunur bir başarı yok. Hem satışa çıkarılan forma ateş pahası.
Anladınız sanırım. Lafı milli takımın satışa çıkarılan yeni formaları konusuna getireceğim.
Ahali hem formaları beğenmedi, hem de fiyatına acayip kıl oldu.
Bir '299.90 TL' tepkisidir gidiyor sosyal medyada.
Bir formaya bu kadar para verilir mi hesabı. Ee, asgari ücretin bin 600 lira olduğu ülkede, bir aylık maaşla ancak 5 forma alınabiliyor olması hakikaten epeyce trajik, bir başka bakış açısıyla da komik.
Aslında formanın 189.90 ve 129.90'lık fiyat seçenekleri de var ama, dedik ya, ahali 299.90'a takmış halde.
Çoğunluğun 'keşke bu yıl Rusya'da yapılacak Dünya Kupası'na katılsalardı da fiyat 500 lira olsaydı' diye düşündüğünü rezervde tutuyorum.
Bir şey satılığa çıkarıldı diye herkesin alıcı olması gerekmiyor çünkü.