Şahin Bozbey'e çat kapı yapabilir!

AK Parti'nin Nilüfer adayı Necati Şahin'i yıllardır tanırız. Geçen seçimde CHP'den büyükşehir adayıydı, bu seçimde önce Mudanya için aday adayı oldu, sonra Nilüfer adayı yapıldı.
Süreci 'Ben Necati Şahin, hiçbir zaman siyasi bir figür olmadım' diye açıklıyor.
Kendi deyişiyle o 'projeci' biri...
Şu lafı hem kendi durumunu, hem ortamı özetliyor:
'Siyaset meslek olmasın, mesleği olanlar siyaset yapsın!'
Nilüfer'den aday olduğunun anlaşılmasından hemen sonra ilk iş, ilçenin ilk belediye başkanı rahmetli Ziya Güney'in mezarını ziyaret etmiş.
Akabinde ikinci başkan Faruk Baykal'ın evine gitmiş.
Ve tabii listeyi tamamlamak için Mustafa Bozbey'den de randevu istemiş.
Bu randevu talebine, (herhalde seçim çalışmaları yoğunluğu için olsa gerek) herhangi bir cevap gelmemiş. Bir iki ısrardan sonra yine cevap alamazsa, Bozbey'e 'çat kapı!' yapacağını söyledi.
Nilüfer'de CHP adayı Turgay Erdem'in 4 puan farkla önde olduğunu söyleyen Şahin, bu farkı kapatacağını iddia etti.
Şahin'in heybesinde 45 maddelik 'proje listesi' var...

İMAMOĞLU TAKTİĞİ

CHP'nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu, siyasi çevrelerde pek tanınmıyordu. İlk iş randevu aldı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaretine gitti. Tanınırlığını, bilinirliğini artırdı.
Bu ziyaret normal karşılandı çünkü Erdoğan İstanbul'u yıllarca yönetmiş biriydi.
Necati Şahin'in Mustafa Bozbey'den randevu talebi de benzer bir gerekçeye dayalı.
Yani bu görüşme isteği, Bozbey'in reytinginin ve popülaritesinin yüksekliğiyle alakalı.

ASTRONOT DEDİĞİN MUHABBETÇİ OLUR!

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi, ki siz onu NASA diye bilirsiniz, 2033'te Mars'a gerçekleştirmeyi planladığı ilk insanlı sefer için (buraya dikkat) komik astronotlar arıyormuş.
Ee boru değil, Mars yolculuğu bu. Git git bitmeyeceği belli! Ne yapacaksın canın sıkılınca, muhabbet edeceksin. Nemrut adamla, asık suraklı adamla yolculuk asır gibi gelir.
Neşeli hoş sohbet biriyle, bir bakmışsın yol bitmiş.
NASA'da bu fikirden hareket etmiş.
Antartika'da 4 yıl süren araştırmalar sonunda, 'palyaço, lider, ahbap, hikaye anlatıcı, uzlaştırıcı ve dert ortaklığı' gibi karakterlerin, ekipleri birleştirdiği ve işlerin daha iyi yürümesini sağladığını belirlemiş.
Aslında bu algı hayatın her alanında geçerli. Deplasmana maça gider ve yenilirseniz, eve dönüş ıstıraptan farksızdır. Adeta metre metre ilerler arabanız, yol bir türlü bitmez.
Ama galibiyet almışsanız, 'vıjjj' diye dönersiniz bur(s)aya!
İşyerleri farklı mı sanki. Söyleyecek bir şeyi olmadığı için ciddiyet salaklığının ipine sarılmış tiplerle aynı ortamda çalışmayı kim ister?!
Öğrencilik yıllarımda Santral Garajda bir yazıhanede çalışıyordum. Yolculuğun iyi geçmesi için tek bilet satışlarında bont çantalı kravatlı tipleri aynı yere, kasketli amcaları da aynı yere oturtmaya özen gösterirdik. Sohbet edebilsinler, kötü yolcu kaynaklı kötü yolculuğun faturasını firmamıza kesmesinler diye.
NASA'nın da yaptığı aynen bu işte...